2008’DE DOLAR NE OLUR?
Türkiye siyasetten, terörden arta kalan zamanlarında cebindeki parayı konuşur.
Samanyolu Haber TV Ekonomi Editörü Metin YIKAR 2008'deki paranın yönünü yorumladı
Ekonomi 2008'e umutlu girmek istiyor. Masa başı sohbetlerin yeni konusu; 2008’deki doların durumu.
1 doların 1 YTL’ye eşitlenip eşitlenmeyeceği ya da devalüasyon ihtimali gibi öngörüleri daha sağlam bir zemine oturtabilmek için dünyaya bakmakta fayda var.
Samanyolu Haber TV Ekonomi Editörü Metin YIKAR herkesin merak ettiği konuya açıklık getiriyor.
Türkiye siyasetten, terörden arta kalan zamanlarında cebindeki parayı konuşur.
Gündem biraz sakinleyince doların hali dillendirilmeye başlanır. Herkesin ya biraz birikmişi, ya da borcu vardır. Kimi ev sahibi, kimi kiracıdır. Gencin ihtiyarın dolardan ya ağzı yanmış, ya para kazanmıştır.
Masa başı sohbetlerin yeni konusu; 2008’deki doların durumu.
1 doların 1 YTL’ye eşitlenip eşitlenmeyeceği ya da devalüasyon ihtimali gibi öngörüleri daha sağlam bir zemine oturtabilmek için dünyaya bakmakta fayda var.
4 aydır dolarda baskı var
Bir süredir sakin duran dolarda geçen hafta bir kıpırdama görüldü. Özellikle euro ve yen paritelerine karşı gücünü hissettirdi.
Oysa bu haftaya gelene kadar FED’in faiz indirimleri ihtimali arttıkça dolarda baskı oluşmuş, euro karşısında tarihin en zayıf pozisyonuna düşmüştü. Rakamlar 1.49’u gösteriyordu.
Doların üzerindeki baskının kalkmasının tek yolu görünüyor. Faiz indiriminin sadece FED kararı olmaktan çıkıp diğer ülkelerin Merkez Bankalarının da gündemine gelmesi. Bu; doların yeniden yükselişe geçebileceği anlamını taşır.
‘Enflasyon kılıcı’ ekonomilerin ensesinde
ABD gibi bütün dünya ekonomileriyle en azından dirsek temasında bulunan bir sistemin enflasyonu her ülke için önemli.
Perşembe günü açıklanan yüksek enflasyon rakamları bundan sonra faiz indirimi olmayabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Bu ihtimal de, dolara güç kazandırıyor. Amerikan Merkez Bankası enflasyonu asla göz ardı edemez. Enflasyonu göz ardı eden ayağına çelmeyi takmıştır çünkü.
Enflasyonun flaşörleri yanmaya devam ettikçe, faiz indirimi söz konusu olamaz. Bizi düşünün. Merkez Bankası, enflasyon hedeflerinden sapmamak için dünyanın en yüksek faizlerine katlandırmak zorunda bırakıyor ülkeyi.
Amerikalılar bu ay çok harcadı
Amerika’da mortgage krizi zaten tüketicileri bir miktar tedirgin etti. Bir de enflasyon oluşursa yükselen fiyatlardan nasıl harcama yapılacak? Yaralı tüketicinden harcama beklemek zorlama olur.
Burada bir görüşe de cevap vermek gerekiyor. Amerika’daki yükselen enflasyonun tüketim artışının sinyali olarak görüldüğünü söyleyenler var. Oysa herkes bilir ki; kasım-aralık ayı ABD’nin ve Avrupa’nın harcama ayıdır. Şükran günü, yılbaşı alış-verişleri bu dönemde yapılır. Bir not daha. Büyük alış-veriş merkezleri görülmemiş indirimler yaparak harcamayı cazip hale getirmeye çalıştılar. Elbette ki karlılıklarında büyük düşük yaşandı. Bunların acısı yeni yılla birlikte çıkmaya başlayacak. FED’in faiz indiriminin altında bunların olduğunu görmek zor değil.
Büyüme küçülüyor
Büyümenin yavaşlayacağı beklentisi iyice gün yüzüne çıktı. 4. çeyrek için ABD ekonomisinin yüzde 1’in altında büyüme göstereceği tahmin ediliyor. 4.8’den 1’in altına düşmesi çok manidar bir gerileme. Şok bile denilebilir.
Enflasyon yükseliyor, eğer büyümedeki gerileme virüsü de dünyaya sıçrarsa doları yukarı yönde etkileyecektir. Dolar hala sığınılacak liman. Eski toprak yani.
Tahminler 2008’in ilk 3 ayından sonra dolarda yukarı yönlü bir düzeltmenin olacağı yönünde.
Amerika küçülmeyi başlattı. Şimdi onu kimler izleyecek. Mesele budur.
Resesyon kabus gibi
ABD’de uzun yıllar düşük tutulan faizler enflasyon ihtimalini gündeme getirmişti. Greenspan’in kendinin de kabul ettiği bu yanlış uygulama, sürekli yükseltilen faizlerle çözülmeye çalışıldı. Şimdi aynı Greenspan diyor ki; bugünkü enflasyon tehlikesi 2001’den bile daha korkutucu.
Amerikan ekonomisinin üzerine çöken resesyon sorunu düşük dolardan dolayı ertelenmiş görünüyor. Resesyon, 2008’de de ABD’nin yakasını kolay kolay bırakmaz.
Küçülme; işsizlik demek
Büyümedeki yavaşlamanın önemli etkilerinden biri de işsizlik. Yılbaşından itibaren ABD’li firmaların işçi çıkarmaya başlayacağı haberleri dolaşıyor. Özellikle büyük bankaların ve fon kuruluşlarının buna öncülük edeceği söyleniyor. Bütün bu olumsuz gelişmelerin dünyaya sıçraması ise en karanlık senaryo.
Amerika doları düşük tuttu, petrol fiyatları fırladı. Yükselen petrol döndü dolaştı yine ABD’yi ve dünya ekonomilerini enflasyon olarak vurdu. Enflasyon oluşunca da Merkez Bankaları’nın faiz indirme ihtimalleri azaldı. Dolar hiç vakit kaybetmeden silkinip kendine geldi. Bir haftada euro, dolar karşısında 1.47’den 1.44’e kadar geriledi.
İşin özü budur. Enflasyon, faiz, döviz çevresinde dönüp duruyoruz. Denge hangi tarafa kayarsa kaysın hesaplar alt üst oluveriyor.
Açılmamış kutular var
Henüz en kötüyü görmedik. Spekülatörlerin karanlık senaryo haberlerini nasıl ve ne zaman kamuoyuna sunacaklarını anlayabilmek için her olayı, her haberi, her kıpırdanmayı iyi takip etmek gerekiyor.
FED bile belirsizliğin boyutunu kestiremiyor, bize ne oluyor ki…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.