2008'de dolarda ürküten senaryo
Bu yıl dolar, faiz gibi piyasa fiyatları geriledi. 2008'de yükselen fiyatlarla karşılaşma olasılığımız daha kuvvetli. Şimdiden önlem alalım; olmazsa ne âla.
Yeni yılın fiyat senaryolarında dikkatimizi çeken önemli nokta çoğunluğun mevcut trene binmiş olmasıdır. Tren ve trend aynı yönde gittiğinde sorun gözükmez. Çünkü ortaya bir kaza, tersine bir hareket çıktığında zaten savunmalarda bellidir: “Hesapta olmayan işler, gelişmeler oluştu” denilecektir.
Gerçekten de önümüzde sayılı günler kaldı ama yeni yıl başladığında da yine sabah ve akşam aynı olacaktır. Doğanın ve piyasanın işleyişi bir günde değişmeyecektir. Her şey kendi içerisinde doğal dengesine kavuşacaktır. Ama yıl içerisinde muhtemel bazı gelişmelere şimdiden kendimizi hazırlamalıyız. Bazı hareketler dönemsel olacaktır ve bazıları da kalıcı değişimler sağlayacaktır. Tıpkı doğal mevsimler ve küresel değişimler gibi.
Geçen yıla başlarken Türkiye çok farklı noktadaydı. İç borç tahvil piyasasında faiz oranları yüzde 21'lerde seyrederken dolar 1,40'ın ve euro 1,85'in üzerinde hareket ediyordu. Şimdi dengeler değişti: Faiz 17'nin, dolar 1,20'nin altından işlem görürken euro 1,70 seviyelerinden işlem görüyor. Yeni yılla ilgili olan sorun işte bu noktada: Acaba bu dengeler sürecek mi? Yoksa yeni bir değişim yaşayacak mıyız?
2007 DÜŞÜŞ YILI OLDU
Bu yıl piyasa fiyatlarına yansıyan ana faktör düşüştü. Dolar, euro ve faiz düşüş yönünde hareket etti. Piyasa fiyatları düşerken çok daha ilginç olan bir sonuçta ortaya çıktı: Ekonomik büyüme de oransal olarak düştü.
İyimserlik bir ölçütleri yükselirken büyümenin düşmesi Türkiye açısından çözülmesi gereken asıl sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü büyüme oranındaki düşüşe karşılık risk faktörlerinde (cari açık, dış borçlanma, sıcak para girişi) kayda değer iyileşme sağlanamadı. Oysa hükümet Mayıs 2006 dalgasında bir dizi önlemlere de başvurmuştu. Piyasa ilişkileri 2007 yılında ters işlemeye başladı.
2008 YÜKSELİŞLER YILI MI?
Bu yıl yaşanan büyük düşüşlerden sonra piyasa fiyatları düşüşlerde sınırları zorlamaya başladı. Dolar 1,20'nin altında taban oluşumu içerisinde iken euro düşüşte daha sınırlı kaldı ve 1,70'in altına inmedi. Faiz ise yıllık enflasyon yüzde 9'lara yaklaşmışken yüzde 16'nın altına inmekte zorlanıyor. Bunlar şimdiki dengeler.
Gelecek dönemler açısından da baktığımızda özellikle döviz fiyatlarının bileşiminden hesapla fiyatların 2007 genel hareketinin aksine oluşabileceği ihtimali beliriyor. Koskoca bir yıldan daha uzun süredir düşen fiyatlar yerine 2008 yılı telafi veya düzeltme yılına zemin hazırlayabilir.
FİYATLAR YURTDIŞINA BAĞLI
Biz fiyatları iki açıdan ele alıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı faktörler yönünden inceliyoruz. Örneğin dolar fiyatına ilişkin son dönemde sıkça yazı yazdık. Doların euro karşısında 1,50 seviyelerinin sınır olabileceğini artık dolarda bir değer kazanma sürecinin başlayabileceğine dikkat çektik. Piyasa oluşumu açısından euro/dolar paritesi çok özel işaretimiz. Ve bu işaret bu ayın başından beri çalışmaya başladı. Euro 1,497 dolardan 1,432'ye kadar geriledi.
Dolar fiyatının uluslararası piyasalarda 2008 yılını bu yıla göre daha değerli geçirmesini olası görüyoruz. Bu yıl adeta yerden yere vurulan bir dolardan aslında değeri yeniden birazcık anlaşılmaya başlanacak bir dolar hareketi görebiliriz. Burada asıl mesele bu olası hareket yaşanır ise Türkiye'de fiyatlar nasıl etkilenecek?
DOLAR TRENDLERİ TABANDA
Fiyat hareketlerini teknik dediğimiz grafiksel hareketlerden de incelediğimizde karşımıza çıkan tablo düşüşlerin sınırlarının zorlandığını gösteriyor. Özellikle enflasyon karşısında doların değer kaybının alt sınırlarda gezindiğini görüyor ve 2008 yılında enflasyon farkının fiyatlara yansımasını olası buluyoruz.
Dolar YTL karşısında da 1,20'nin altında taban oluştururken Ekim ayından beri düşüşler yeni taban oluşturamıyor. Artık düşüşler aynı seviyelerde oluşurken yükselişlerde 1,22'lerde kesiliyor. Önümüzdeki yıl açısından son üç ayda yaşanan bu hareket önemli işaretler verebilir. Artık yeni düşüş tabanı oluşamıyor.
Oysa bir başka gerçek var ki son bir aydır dolar yurtdışında değer kazanırken yurtiçinde değer de kazanamıyor. Geçen yıl yaşanan dalganın ardından uzun süreli düşüşten sonra şimdilerde kararsızlık hareketinin yani yön belirleme döneminin yaşandığını söyleyebiliriz. Ama yönsüz kalınmayacağı için çok fazla da beklemeye gerek kalmayabilir. Dolar çok sürmeden bir yön bulabilir. Bu yönün de düşüşten ziyade yükseliş ihtimalini bireysel olarak daha yüksek görüyorum.
2008'de maliyet savaşları
Önümüzdeki yılın nasıl geçebileceğine ilişkin belki de en dikkat çekmemiz gereken nokta maliyet sorunu olacaktır. Petrol fiyatları son aylara kadar bir şekilde refah genişlemesi içerisinde eritiliyordu. Hammadde fiyat artışlarında da benzer durum vardı. Maliyetler artıyor ama Çin ve Hindistan gibi Uzakdoğu, Mısır gibi yakın doğunun ucuz işgücü üretimleri yine ucuz mamul temin edilmesine imkân veriyordu.
Maliyet baskısını hafifleten bir diğer etken de finansal kârlılıkları yaratan “uygun yatırım ortamıydı”.. Kâğıt üzerinde oluşan kârlar servet etkisi ile zenginliği beslerken zincir konut kredileri ile koptu. Artık pansuman devri dediğimiz suni önlemler dönemi yaşanıyor. Adeta piyasaya yani doğal işleyişe geçici müdahaleler yapılıyor. Ama bu işin ne kadar sürebileceğini de kimse bilmiyor.
Gizli bir kriz sendromu yaşanırken bu sendrom henüz piyasa fiyatlarına yansımış da değil. Zaten 2008 yılını bekleyen sorun da burada. Gizlenen baskının açığa çıkması halinde maliyet sorununun açığa çıkması ile zor bir yıl şimdiden bizi bekliyor.
Yeni Şafak
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.