70. yıldönümünde Köy Enstitüleri
Yakın tarihimizin sevinç günlerinden biri olan 17 Nisan’ın 70. yıldönümünde Köy Enstitüleri.
Yakın tarihimizin sevinç günlerinden biri olan 17 Nisan’ın 70. yıldönümünde, leriyle ilgili sorulara verilecek yanıtları özetlemek bile bir yazının çerçevesine sığmayacağı için, bu destan olayımızı kısa anımsatmalarla ve notlarla selamlayacağım.
‘Ulus olma, insan olma davası’nın özgür bir kurumu olan leri, yıllardır tartışılmaktadır. Bir eğitim anlayışı, uygulaması olduğu kadar bir geleceği arayış düşüncesi, yaşama biçimi kültürü, sevdası olan leri aynı zamanda insanın özgürlük, eşitlik, kardeşlik, barış, sömürüsüz bir toplum isteğidir. Köy Enstitüleri’nin öncesinde eğitilmemiş, aydınlanmayı bekleyen, yüzde doksanının okuma yazma bile bilmediği bir toplum vardı. Temeli, Cumhuriyet’in eğitim anlayışını, bir kır toplumu olan ülkenin ‘eğitim yoluyla canlandırılması’ gerektiğini, öğretmen yetiştirmenin önemi kavrayan, ancak bu yolla eğitim atılımlarının gerçekleşebileceğini düşünen Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’le İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un ve onlara omuz veren bir avuç eğitim aydınının çalışmalarıyla atılmıştı.
17 Nisan 1940’da çıkan Köy Enstitüleri Yasası’ndan sonra 21 Köy Enstitüsü açıldı: Çifteler (Eskişehir), Kızılçullu (İzmir), Kepirtepe (Kırklareli-Lüleburgaz), Göl lerin ülkemize en önemli katkılarından biri ise onlarca lülük olanca birikimi, töresi, geleneği, alışkanlığı, kültürü, canlılığı, çeşitliliğiyle gözden ve gönülden ırak olmaktan çıktı. Kendisini de onu da kul değil insan kabul eden insanlar tarafından, kendisinin de onun da yüzyıllardır konuştuğu öz diliyle canlandı. Özgürleşip çağdaşlaşma isteğiyle çırpınan kendi insanlarıyla buluştu. Öykü kahramanı, roman kişisi, şiir öznesi olarak insan olduğunu derinliğine duyumsamaya başladı. Yüzyıllardır köleleştirilen, kendi kabuğunun içine itilen, soyutlanan, yalnızlaştırılan, gidilmeyen-gelinmeyen ve lü edebiyatçıların aydınlattığı bir toplumsal yaratımın eklenmesi zorunludur. Edebiyat, edebiyat olduğundan beri özgürlüğü kucakladığı için insanlığın en anlamlı, en değerli mirası olabilmiştir. ‘Resmi’ politikaların bin bir baskısına, zorbalığına uğrayan ırkçı ve dinci bağnazlıklara göğüs gerip yılmadan aydınlanmanın, devrimci ilkelerin, özgürlüğün, bağımsızlığın savunuculuğunu yaptı gerçeğini, çocuğunun şiiriyle, öyküsüyle, romanıyla, denemesiyle, anısıyla edebiyatımızı zenginleştiren yapıtlara imza atmasıyla aynanın içinden aynaya bakış gibi somut bir yansımanın yarattığı tılsımla edebiyatımız, her bakımdan (konu, kahraman, olay, çevre, anlatım biçimi…) büyüdü, güzelleşti.
Hakkında sayısı 200’ü geçen kitap, binlerce makale yazıldı, bilimsel toplantılar yapıldı, tezler verildi, belgeseller çekildi, günler, haftalar gerçekleştirildi. Son yıllarda kurulan KEÇEV (Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı), YKKED (Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği), KAVEG (Köy Enstitüleri’ni Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği) gibi kurumlar enstitüleri günümüze aktarmak için emeklerini çoğalttılar.
70. kuruluş yıldönümünde Köy Enstitüleri’ne aydınlığımıza kattıkları için teşekkürlerle...
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.