Ada’da tarihi dönem başlıyor

Ada’da tarihi dönem başlıyor

KKTC ve Rum liderlerinin, bugün adada bölünmüşlüğün simgesi olan Lokmacı Geçidi’nin açılması kararını ilan etmeleri bekleniyor. AB uzmanı Dr. Cengiz Aktar, NTVMSNBC’ye Hristofyas’ın jestine karşı Türklerin de asker sayısını azaltabileceğ

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas’la bugün bir araya geldi. Görüşme BM Genel Sekreteri Kıbrıs özel temsilci Michael Möller’in Lefkoşa ara bölgedeki evinde gerçekleştiriliyor. Görüşmelerden, 45 yıldır barikatlarla kapalı olan Lokmacı Geçidi’nin karşılıklı geçişlere açılması kararının çıkması bekleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi ve Avrupa Birliği uzmanı Dr. Cengiz Aktar, NTVMSNBC’ye bu tarihi gelişmeyi değerlendirirken, artık adada karşılıklı jestlerin beklendiğini söyledi.

ADA’DA BÖLÜNMÜŞLÜĞÜN SİMGESİ
Bugün açılması kararı beklenen Lokmacı Geçidi, aslında 45 yıldır başkent Lefkoşa’nın Lerda Sokağı’nda Türk ve Rumları ayıran “barikat” olarak adlandırılıyor. Adını, Lokmacı Kirkor’dan alan bölgede, iki taraf da kendi tarafına duvar örmüş; geçit “Lokmacı Barikatı” olarak adlandırılmıştı.
Türk tarafı kendi tarafındaki duvarı 2005 yılında yıkmış, yerine askerlerle halkın karşılaşmaması için yaklaşık 1 milyon YTL harcanarak üst geçit yapmıştı. Türk tarafından sınıra kadar giden ve Türk askerlerinin kullandığı üst geçide, Rumlar “Bizi gözlüyorlar” diye tepki gösteriyordu.

Mehmet Ali Talat, 2007 yılı başında, bu geçidi de yıktı. Yıkma kararı ABD ve AB’den “Birleşme yolunda olumlu ve memnuniyet verici adım” mesajlarıyla desteklenirken, Türk askeri yetkililerin tepkisiyle karşılanmıştı.

İstifa edeceği haberleri yayılan Talat, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği özel ATA uçağı ile apar topar Ankara’ya gelmiş, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le birlikte Genelkurmay’a gitmiş, Genelkurmay Başkanı ile görüşmeden sonra “Türkiye’deki resmi görüşle aralarında farklılık olmadığını” söylemiş, ayrıca bir soru üzerine KKTC Türk Barış Kuvvetleri Komutanı ile de “sorun yaşama lüksü bulunmadığını” belirtmişti.

Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı da bir açıklama yapmış; “Askeri yasak bölge konumunda olan ve KKTC Anayasasının geçici 10’uncu maddesi gereği TSK’nın kontrolünde bulunan Lokmacı Kapısı’na ilişkin Genelkurmay’ın görüşünün daha önce hükümet yetkililerine iletildiğini, önceki gün de Talat’a ayrıntılı ayrıntılı olarak açıklandığını” bildirmişti.

Rum tarafı ise, AB’nin şiddetli baskısı sonucu, geçen yıl mart ayında, bir gecede kendi tarafındaki duvarı yıktı; yerine görünmeyi engellemek amacıyla panolar koydu.

Bugün burada duvar yok ama geçiş de yok. Karşılıklı Türk ve Rum askerlerin beklediği noktadan, liderlerin anlaşması halinde, iki halkın karşı tarafa geçmesi mümkün olacak. Geçişi, özellikle Türk tarafındaki esnaflar, ticaretin açılacağı gerekçesiyle istiyor.

AKTAR: AÇILMASINI TSK ENGELLEMİŞTİ

Dr. Cengiz Aktar, NTVMSNBC’ye bugün gelinen noktayı şöyle değerlendirdi:

“Lokmacı Barikatı, iki taraf arasında en stratejik geçiş noktası. Bölünmüş olan Berlin’de benzer bir nokta vardı; Checkpoint Charlie adında. Biraz onu hatırlatıyor.Lokmacı’nın açılmasını Türk tarafı istiyordu. Çünkü orası çok stratejik bir kapı. Ticaret, alışveriş anlamında çok önemli bir kapı. İnsanlar daha az yol yürüyüp karşılıklı alışveriş yapacaklar. Tam bir çare bulunacakmış gibiyken menfi bir görüş geldi ve kapı açılamadı. Sonra gündemden düşüverdi. Bunun da nedeni, açıkça söylemek gerekirse, oradaki Türk Barış Gücü’nün, yani TSK’nın bu konudaki olumsuz görüşüdür. O yüzden açılamadı. Satır aralarından bu anlaşılıyor.

“HRİSTOFYAS ÖZÜR DİLEDİ”
“Ama bu dönemde, iki taraf arasında müzakerelerin başladığı yeni dönemde, bu tip jestler beklenmelidir. Daha önce Rum kesimi Cumhurbaşkanı Hristofyas’tan bir jest geldi biliyorsunuz; Hristofyas 1960’lardaki katliamlar için özür diledi Kıbrıs Türk toplumundan. Dolayısıyla benzer gelişmeler, küçük jestler, güven arttırıcı jestler olarak beklenmelidir.

“TÜRK TARAFI DA ASKER ÇEKEBİLİR”
“1947’den beri süregelen o kadar çok sorun var ki. Ve bu sorunlarla ilgili küçük jestler yapmak mümkün. Mesela bu küçük jestlerden birisi, oradaki Barış Gücü’nün veya TSK’nın oradaki (Hiçbir zaman resmi rakam açıklanmamıştı ama Orgeneral Büyükanıt 40 bin demişti) 40 bin askerinden 500 tanesini geri çekiverir, günün birinde mesela. Ne olacak, onun bir zararı olmaz.”

Komünist AKEL’in lideri Dimitris Hristofyas, 24 Şubat’taki seçimde, çözüm için çaba vaadiyle zafere ulaşmıştı. Hristofyas açıklamalarında ısrarla Annan Planı’nın değil, 8 Temmuz anlaşmasının çıkış noktası olarak kabul edilmesini savunuyor.

Türk tarafı ise, Annan Planı’nın tamamen gözardı edilmemesi ve buradaki birçok parametrenin yeni görüşmelerde zemin oluşturmasını talep ediyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.