ABD'deki Yahudi kuruluşu Anti - Defamation League'in (ADL) sözde soykırım ile ilgili Ermeni iddialarını tanıyacağını açıklaması, geçtiğimiz günlerde Çankaya'da törenle "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" alan Jack Kamhi'nin sevincini biraz gölgede bıraktı. Ama o yine olaya müdahale edenlerden biri oldu ve dengeyi Türkiye lehine çevirebilmek için özel ilişkilerini kullanmaya çalıştı.

* ADL bir açıklama yaptı ortalık karıştı. Peki nasıl bir kuruluş bu ADL?
Amerika'da bu tür kuruluşlar çoktur. ADL de daha ziyade anti-semitizm ile, ırkçılıkla meşgul olan bir kuruluştur. Biz hepsini ciddiye alıyoruz. Her şeyden evvel Türkiyemize, Türklüğümüze ağır laflar söylenmesine tamamıyla karşıyız, yıllardan beri uğraşımız budur. 'Türkiye'yi tanımıyorsunuz. Türkiye tam tersine tüm baskı altındaki toplumlara kucak açmış bir ülke' diyoruz onlara. Bu krizle ilgili ben de İsrail kanadıyla temasa geçtim. Ben şahsen hayatımı Osmanlı'ya ve Türkiye Cumhuriyeti'ne borçluyum. Beş asır önce benim ecdatlarıma kapılarını açmasalardı ben bugün yoktum. Atatürk Cumhuriyetiyle bana bir kimlik vermeselerdi bugün ben kimliksiz bir kişi olurdum. Tüm bu değerleri bana veren ülkemdir, bayrağımdır. Ülkeme ağır laf söyletmem.

ALDIRMIYORUM
* Türkiye sevginiz inanılmaz ama cemaatinizin yaşadığı acılar da yadsınamaz, cemaati geçelim siz bile suikast girişimine maruz kaldınız. İçinizde hiç mi Türkiye'ye karşı kırgınlık, huzursuzluk yok?
Bana niye suikast yapıldığına dair fikrim yok. Ferman çıkmış, farkında değilim ve aldırış ettiğim yok. Ben o olayın ertesi gününden itibaren arabama bindim, gezdim, ülkemdeyim, yanımda güvenlik görevlileri var, bir korku içinde değilim, dehşete kapılmış değilim. Yanlış bir hedef belirlediler bence. Bundan önce de bana birkaç defa suikast girişimi oldu, kimse bilmez bunları. Sendika ile problemlerimiz vardı arabamı kurşunladılar. Gene böyle bir olay daha oldu. İlk suikast değil yani...

SABAH