Batağa götüren yol

Batağa götüren yol

Binlerce insanın canını yakan kredi kartlarını kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlar ve mağdurların yaşadıkları...

Faruk Erdem'in haberi

Kredi kartı kullanımı Türk insanına çok cazip geldi. Cebinden para çıkmadığını zanneden tüketiciler, yüzde 500'lük temerrüt faizlerini görünce gerçeği anladı ama iş işten geçmişti.

Kredi kartı kullanımının Türkiye'deki geçmişi, en fazla 20 yıl öncesine dayanıyor. Bu derece yaygınlaşması ise son 8-10 yıl içerisinde oldu. Hemen herkesin cüzdanında en az 2 kredi kartı birden bulunmaya başladı. Öyle ki 8-9 adet kredi kartı taşıyan tüketiciler bile var.

Aylık gelirleri bin YTL olan birçok çalışan, toplam 8-9 bin YTL limiti olan kartlarla alışveriş yapıyor. Bankaların cazip reklamları ve şartların kolaylığı ile, çalışan-çalışmayan herkes cüzdanına kredi kartlarını koydu. Yüksek limitler sayesinde de harcamalar başladı. Öyle ki süpermarketlerin yaygınlaşmasıyla kredi kartı kullanımı çılgınlık seviyesine ulaştı. Cebinden para çıkmadığı için aldığı ürünü 'bedava' gibi gören insanımızın büyük çoğunluğu, borçlandığını ancak hesap ekstresi eline ulaşınca fark etti.

BORCU GÖREMEDİK
Hesap ekstrelerinde gelecek en az 10 maaşının ipotek altına alındığının çok da farkına varamayan tüketici, toplam borcun yüzde 6'sına (Şimdi yüzde 20'ye çıktı) tekabül eden minimum ödeme tutarını görünce aldandı. Oysa aylık yüzde 7-8'lere çıkan faizlerin (yıllık yüzde 100'e yakın) farkına bile varmadan bu tutarları ödedi. Bir sonraki ay gelen ekstrede ise borcunun aslında aynen kaldığını çok fark etmeden, yine minimum tutarı ödedi. Ne zaman ki bu minimum tutarları ödeyemez hale geldi, işte o zaman düştüğü batağı anladı, ama iş işten geçti.

Borcunu 2-3 ay ödeyemeyen tüketici için asıl şok bu andan itibaren başladı. Çünkü önce bankaların yürüttüğü idari takipler, ardından da adli takipler birbiri peşi sıra geldi. Yüzde 400-500'lere varan temerrüt faizleriyle, borç 1'ken 50 oldu; intiharlar, cinayetler, boşanmalar birbirini izledi.

AF BİR İŞE YARAMADI
2005 yılında çıkartılan 'af' yasası ile borçların bir kısmı silindi ve kalan borçlar 12 aya yayıldı. Ama bu da bir işe yaramadı. Çünkü yüksek miktarlardaki borçları ödeme imkanı olmayanlar için hiçbir çıkış yolu kalmamıştı. Bankaların çoğu da taksitlendirirken yine yüksek faizler uyguladı. Hükümet bu kez 2006 yılında geçmişten ziyade şimdiki kart kullanıcılarını da kurtaracak yeni bir Kredi Kartı Kanunu hazırladı.

KANUN KURTARMAZ
Bu kanun, kredi kartı sistemini çağdaş bir yapıya oturtmayı amaçlıyor. Öncelikle tüketici aleyhine olan sözleşmelerin düzeltildiği bu kanun ile yeniden batağa sürüklenme yolları tıkanmak isteniyor. Fakat bu kanunun tek başına sizi kurtarmaya yetmeyeceğini bilmeniz lazım. Bu yüzden haklarınızı iyi öğrenip, çok dikkatli davranmalısınız.

Bunlara dikkat

* Kaybolan ve çalınan kredi kartınızı, vakit geçirmeden iptal ettirin.
* Alışveriş yaptıktan sonra çekilen paranın müşteri nüshalarını saklayın.
* Internetten alışverişlerde, sitenin güvenli olduğundan emin olun.
* Alışveriş yaparken kredi kartınızın POS makinesi dışında başka bir makineden geçirilmemesine dikkat edin.
* Kredi kartınızı kullanırken tanıdık ve bildik yerlerden alışveriş yapın.
* Kart şifrenizi kimseye söylemeyin.
* Kredi kartınızın güvenliği, sizin şifrenizdir. Eğer şifrenizin öğrenildiğini düşünüyorsanız, hemen değiştirin.
* Kredi kartı dolandırıcılığı olaylarına en çok turistik bölgelerde rastlandığından, kartlarınızı bu bölgelerde kullanırken daha dikkatli hareket edin.
* Kredi kartı kullanırken, kimliğinizi göstererek alışveriş yapın. Bunun lehinize bir işlem olduğunu unutmayın.

Mağdurlar Anlatıyor

'3 yılda 30 katına çıktı'
"Benim 2 kredi kartım vardı. Krizde ödeyemedim. 1 milyarlık borç, 3 yıl sonra 30 milyar oldu. Yine ödeyemedim. Haciz işlemleri sürdü. Avukatlar benden 30 milyar karşılığında 7 milyar lira istedi. Bunu ödersem borcun kapanacağını söylediler. Onu da ödeyemedim. 30 milyar için maaşıma haciz koydular. Şimdi kesilen para faizi bile karşılamıyor. Ömür boyu bankaya bağımlıyım."

'Arabam, eşyalarım gitti'
"Bankaya kredi kartından bin YTL'ye yakın borcum vardı. Krizde bu parayı ödeyemedim. Borç giderek büyüdü. Sonunda bana bir ihtarneme gönderdiler, borç 4 bin 500 YTL olmuştu. Bunu da ödeyemedim. İş adliyeye intikal etti. Yüzde 450 faizle borcu günlük olarak artırarak 38 bin YTL'ye kadar çıkarttılar. Sonunda evimdeki tüm beyaz eşyaları aldılar ve arabamı da haczettiler."

'Kimin cebine girecekti?'
"3 bankaya kredi kartı borcum toplam 2 bin YTL idi. Bunlardan birini kapattım, diğer ikisini ise ödeyemedim. Hacizlik olduk. Banka avukatları her gün arayıp tehdit etti. 'Her şeyini alırız' dedi. Bin 500 YTL'lik borç, bir anda 20 bin YTL oldu. Ama avukatlar bana '7 bin 500 YTL ver kapatalım' diyor. Bu fazladan 12 bin 500 YTL nedir ve ben bunu ödeseydim kimlerin cebine gidecekti?"

'Bütün kazancım faize'
"Ben bir öğretmenim, 11 tane kredi kartım var. Her ay 2 bin 800 YTL faiz ödüyorum. Bu kartlar, her maaş aldığımız banka tarafından istemeden gönderildi. Geri verdim yine yolladılar. Sonra çocukların ve hanımın üzerine de kartlar çıkmaya başladı. Hepsi birikti. Bir karttan çekip diğerini ödemeye çalıştım, ama olmadı... Borcum gittikçe büyüyor."

Takvim



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.