TBMM Şiddet Eğilimini Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, suçlu ve suça itilmiş çocuk sayısının çok fazla olmadığını, ancak suça itilmiş çocukların yarattıkları vaka sayısının çok fazla olduğunu söyledi İncekara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, komisyonun çeşitli kurumları ziyaret ederek incelemelerde bulunduğunu, “yaptık” denilenle sokağın talebinin buluşup buluşmadığını incelediklerini belirtti.

Gaziantep'te yaptıkları toplantıda, her okulun bir polis memuruna zimmetlendiğini öğrendiklerini dile getiren İncekara, “Bu çok doğru, olumlu bir şey, fakat günlük vakalar karşısında çocuğun kendini tedirgin, kuşkulu ve güvensiz hissetmesini engellemiyor” dedi.

İncekara, şöyle konuştu:

“Gaziantep'te ziyaret ettiğimiz bir okulda, bir kız öğrenci, 'Sokakta kılığını beğenmediğimiz her insanı kendimiz için bir tehdit sayıyoruz, çünkü ekranlarda bunu çok görüyoruz. Yani madde bağımlısı sayısı belki o kadar çok değil, ama biz herkesi tinerci ve saldırgan olarak görüyoruz' dedi. Diğer tarafta öğretmenler haklı olarak diyor ki, 'duvarın üzerinden tiner kullanan çocuğun okula girişini engelleyemiyorum. Engellemek isterken vaka çıkıyor, vaka çıktığında polise ulaşmam bir süre alıyor'.”

Velilerin, öğrenciyle ilişkileri zayıf olduğuna dikkati çeken İncekara, şöyle devam etti:

“Yani iki ay önce tasdikname alan bir öğrencinin babası iki ay sonra okula gelip çocuğunun durumunu sorabiliyor. Çünkü tasdiknameyi anne almış, baba çocuğun hangi sınıfta olduğunu bilmiyor, tasdikname aldığından haberi yok. Şimdi böyle bir iletişim halkası içinde öğretmenin durumunu ,eğitim kurumunun durumunu düşünebiliyor musunuz? Onun için buradan sesleniyorum: Anne ve babalar kendi akıllarını başlarına toplamak zorunda. Eğer çocuklarına sahip olamıyorlarsa bu anne babalar, bir ara düzen içinde bu çocukları onlardan kurtarmamız gerekiyor.”

ÇOCUKLARIN VAKA SAYISI ÇOK FAZLA

Başarısızlığı tadan çocukların, tedirginlik yarattığını, kaygı, korku ve yarattıkları vaka sayısının yüksek olduğunu vurgulayan İncekara, “Yani suçlu ve suça itilmiş çocuk sayısı çok fazla değil, ama yarattıkları vaka sayısı çok fazla” dedi.

Bunun nedenlerinin önemli olduğunu belirten İncekara, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü çocuk bir suç işledikten ya da suça itildikten sonra onu muhafaza edeceğiniz, rehabilite edebileceğiniz, eğiteceğiniz bir yer olmadığı zaman, aile onu tekrar çalmaya teşvik ediyor, suç işlemeye teşvik ediyor. Boş zamanında çocuk okul önünde bulunuyor, tekrar çete oluşturuyor.

Çocuğun 7-8 zayıfı var. Hiçbir gelecek kaygısı yok. Okula devam ettiği süre içinde sınıfın öğrenimini bozuyor. Ama o çocuğu vaka olarak görmüyorsunuz, okulu vaka olarak görüyorsunuz. Endişe, kaygı, vaka sayısını geçiyor.”

İncekara, “Bizim gezilerimizin Türkiye'yi hareket ettirdiğini söyleyebiliriz. Diğer illerde de büyük bir hareketlilik var. Ama şunu söyleyeyim: Yönetimin hepsinin yanyana başını önüne eğerek, 'çare bulmalıyız' dediği her şehir, problemi çözmüş” dedi.

ADALETİN NEREDE VERİLECEĞİNİ ÖĞRETEMEMİŞİZ

Dizilerin, çocuklar için bir rol ve karakter olduğuna işaret eden İncekara, öğrencilere, “Dizileri niye izliyorsunuz?” denildiğinde, “O bize adalet duygusunu sağlıyor” yanıtını aldıklarını söyledi.

İncekara, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ama adaleti sağlayan adam bir mafya aslında ve çocuk mafya rolünü üstleniyor, adaleti sağladığını düşünüyor. Hala çocuklarımıza adaletin mahkemelerde sağlanacağını öğretememişiz, bu güveni verememişiz, yani sınıfta öğretmen vermemiş, evde aile vermemiş, ekranda siyasetçi vermemiş, dizileri yapanlar vermemiş. Güvenmiyor ve hakkın hukukun, sadece ve sadece kaba kuvvetle çözeceğini düşünüyor, çünkü ekranda gördü. Ekrandaki kahraman kaba kuvveti kullandı ve sonuca ulaştı.”