ANAYASA Mahkemesi, 4 gün süren mesai sonunda, “terörün odağı” olduğu gerekçesiyle, oy birliğiyle DTP’nin kapatılmasına karar verdi. Genel Başkan Ahmet Türk ile eski eş başkan Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’un milletvekilliği düşürülürken, 37 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirildi.

Yüksek Mahkeme, müzakerelerin ilk üç gününde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sunduğu 141 delili tek tek inceledi. Abdullah Öcalan’ın DTP kurulmadan önce, cezaevinde avukatlarıyla yaptığı görüşmede, “Yeni parti kurulsun adı DTP olsun” şeklindeki sözlerinin yanı sıra, parti kurulduktan sonra verdiği talimatlar değerlendirildi. Üçüncü günün sonunda “Partinin bu eylemlerinin şiddet ve terör çağrısında bulunduğu” ve “PKK ile siyasi parti arasında ilişkinin var olduğu” kanaatine varıldı. Mahkeme, oy birliği ile partinin kapatılmasına karar verdi. Mahkeme dün ise Başsavcılığın siyasi yasak istediği 219 kişi için bir araya geldi. Mahkeme, toplam 41 saatlik mesai sonucunda, oy birliğiyle “DTP’nin eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği anlaşıldığından Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası’nın 101 ve 103. maddeleri gereğince kapatılmasına” karar verdi.

Müzakereler sonunda 37 kişiye de siyasi yasak verilmesi kararlaştırıldı.
Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, 8 milletvekili için yasak talebinde bulunurken, Mahkeme, yalnızca Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk hakkında “Beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden oldukları” gerekçesiyle siyasi yasak kararı verdi. Mahkeme, partinin bütün mallarının da Hazine’ye geçmesini kararlaştırdı.

İşte yasaklı DTP’liler

ANAYASA Mahkemesi’nin kararının ardından DTP’li vekiller bağımsız kaldılar. Kararın Resmi Gazete’de yayımlanması ile partinin tüzel kişiliği de sona ermiş olacak. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekillikleri ise Mahkeme’nin gerekçeli kararının yayımlandığı tarihe kadar sürecek. Yasaklanan Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak ve Kızıltepe İlçe Belediye Başkanı Ferhan Türk ise, görevine devam edebilecek. Siyaset yasağı getirilen
37 DTP’linin isimleri şöyle: Abdülkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ahmet Ay, Ahmet Ertak (Şırnak Belediye Başkanı), Ahmet Türk (DTP Genel Başkanı), Ali Bozan, Ayhan Ayaz, Aydın Budak (Cizre Belediye Başkanı), Ayhan Karabulut (DTP Batman İl Başkanı), Aysel Tuğluk (Diyarbakır Milletvekili), Bedri Fırat, Cemal Kunak, Deniz Yeşilyurt, Ferhan Türk (Mardin İl Başkanı), Fettah Dadaş, Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hilmi Aydoğdu, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İbrahim Sungur, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana (Eski
milletvekili), Mehmet Salih Sağlam, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tekçe (Eski
Hakkâri Belediye Başkanı), Murat Avcı (Parti Meclisi Üyesi), Murat Daş (Ağrı Belediye Meclisi üyesi), Musa Farisoğulları (Diyarbakır eski il başkan yardımcısı), Mustafa Tuç (Gaziantep eski il başkanı), Nejdet Atalay (Batman Belediye başkanı), Nurettin Demirtaş (Kurucu genel başkan), Orhan Miroğlu
(Eski genel başkan yardımcısı ve bağımsız Mersin milletvekili adayı), Sedat Yurttaş (Eski milletvekili-Genel Başkan Yardımcısı), Selim Sadak (Siirt Belediye Başkanı- Eski milletvekili).

Güvercinler gitti şahinler kaldı

DTP’nin “güvercinleri” olarak tanınan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk hakkında siyasi yasak kararı verilirken, Sevahir Bayındır, Osman Özçelik, Selahattin Demirtaş, İbrahim Binici, Fatma Kurtulan, Sebahat Tuncel hakkında ise yasak kararı verilmedi. Mahkemenin Türk ve Tuğluk’la ilgili kararlarında etkili olan olaylardan bazıları şunlar:

Türk, 18 Ocak 2006’da, Diyarbakır’da Öcalan için ‘Sayın’ sıfatını kullandı. 4 Ağustos 2007’de TBMM’de yeminler yapılırken, “Bize PKK’yı kınayın diyorlar. Kınarsak etkimiz kalmaz” dedi. 6 Kasım 2006’da Manisa’da PKK’ya ateşkes nedeniyle teşekkür etti.

Aysel Tuğluk, 11 Aralık 2006’da Doğubeyazıt’ta, “Halen operasyonlar devam ediyor. Halen dağlarda kardeşlerimiz yaşamlarını kaybediyor. Halen tecrit devam ediyor” dedi. Öcalan, partinin kuruluşunda kendi avukatlarından birinin partide temsil edilmesini istedi. Aysel Tuğluk bu çerçevede milletvekili yapıldı.

Batasuna kararı dayanak oldu

“Bir siyasi parti, terör, şiddet, baskı içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip değildir. Bunlarla barışçıl söylemleri birbirinden ayırmak zorundadır” diye konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kararı
alırken AİHM’in parti kapatmayla ilgili ölçütlerini ve AİHM’in İspanya’da
kapatılan Batasuna ile ilgili kararını dikkate aldıklarını söyledi. Kılıç, “Bir
siyasi parti, demokratik ortam içerisinde, amacı ve bu amaca ulaşmak için
kullandığı araçlarını, demokratik toplum değerleriyle uyum içinde kullanmak
zorundadır” dedi.

KINAMAMAK BİLE SUÇ
İspanya’da, ayrılıkçı terör örgütü ETA’nın siyasi kanadı oldukları gerekçesiyle kapatılan Batasuna ve Herri Batasuna partileri, AİHM’e başvurmuştu. AİHM, iki partinin, ETA’nın terör eylemlerini açıkça kınamamasını gerekçe göstererek, kapatma kararlarında hukuka aykırılık bulmamıştı. AİHM, bu siyasi partilerin eylemleri ve söylemlerinin “demokratik toplum” kavramına aykırılık oluşturan bir toplum modelinin parçalarını oluşturduğunu net olarak gösterdiğine kanaat getirmişti. Anayasa Mahkemesi kapatma kararını görüşürken Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, “DTP, Batasuna kararını okusun” diyerek, dikkatleri bu karara çekmişti.

MECLİS’TE YENİ ARİTMETİK
Kapatma kararından sonra, DTP’nin TBMM grubunun tüzel kişiliği de sona erdi. Meclis’teki grup sayısı 3’e gerilerken, bağımsız milletvekili sayısı da 30’a yükseldi.

Adalet ve Kalkınma Partisi: 338
Cumhuriyet Halk Partisi: 97
Milliyetçi Hareket Partisi: 69
Bağımsız Milletvekili: 30
Demokratik Sol Parti: 8
Demokrat Parti: 1
Türkiye Partisi: 1
Boş: 6
Toplam: 544

‘Mahkemelerden siyasi bir görev beklenmemeli’

DTP’nin kapatılma kararını, Başkan Haşim Kılıç, kameralar karşısına geçerek
açıkladı. Kılıç’ın açıklama yaptığı odada çok sıkı güvenlik önlemlerinin alınması dikkat çekti. Tek sayfalık kısa kararı okuyan Kılıç, daha sonra, Mahkemeye yönelik eleştirileri yanıtladı:

ELEŞTİRİLER ACIMASIZ:

Karardan önce eleştirileri izledik. Bu eleştirileri çok
haksız ve acımasız olarak değerlendiriyoruz. Bizim bu partiye ilişkin gündemi tespit ederken, dışarıda sürmekte olan bir demokratikleşme süreciyle ilgili herhangi bir öngörümüz, herhangi bir değerlendirmemiz ya da buna bağlı olarak herhangi bir tasarrufumuz asla olmamıştır.

SİYASETİN YÜKÜNÜ SİYASETÇİ ÇEKSİN:

Hukukun yükünü mahkemeler çeker. Siyasetin yükünü de siyasetçilerin çekmesi lazım. Kimse mahkemelerden siyasi bir görev şeklinde bir yardım
beklememelidir. Bekleme hakkı da yoktur.

YASALARI DEĞİŞTİRİN:

Siyasi partilere, ilgili ve ihtiyaç duyulan anayasal ya da yasal değişiklikleri yapması için her fırsatta burada çağrıda bulunduk. Hemen belirtelim ki bu çağrının içinde siyasi partilerle ilgili gerek anayasal gerekse yasal düzenlemelerde terör ve şiddete ilişkin herhangi bir izin veren düzenleme asla yapılamaz, bu konuda da herhangi bir çağrımız yok.

SİYASETÇİLERE ÇAĞRI:

Siyasi, etnik, dinsel tüm farklılıklarımızla birlikte bizlerin birlikte yaşama azmini ve becerisini göstermek zorundayız. Sorunlarımız ne kadar ağır olursa olsun, çözüm yeri parlamentodur, parlamento olmalıdır ve bu inancı asla kaybetmemeliyiz. Siyasi aktörlere buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Öfke ve siyasi gelecek endişelerinden arınarak, kaybolan diyaloglar kurulmalıdır, milletimizin layık olduğu ve demokratik hukuk devletinin gerekli kıldığı anayasal ve yasal değişiklikler bir an önce hayata geçirilmelidir.