Erdoğan'dan sınır ötesi operasyon yorumu
Asker, sınırötesi harekat için yazılı emir beklerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, K.Irak'a operasyonla ilgili "İçerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500 ile uğraşalım?" yorumunu yaptı.
AK Parti'nin yeni genel merkezinin açılışı için gazeteciler ile biraraya gelen Erdoğan burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, "Şehit cenazesindeki protesto sloganları Kuzey Irak politikasını etkiler mi?" şeklindeki soru karşısında "Bu, tabii çok ayrı bir konu. Biz Kuzey Irak ile ilgili düşüncelerimizi bugüne kadar hep söyledik. Bu konuşulmaz bu konuyla ilgili yapılması gereken bir şey varsa bunlar yapılır. Bakınız her zaman gelen rakamlar var. Ne deniyor, Kuzey Irak’ta 500 tane terörist var. Ne deniyor? Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek...
Kaldı ki, biliyorsunuz Mart tezkeresinde Tayyip Erdoğan’ın düşüncesi bir genel başkan olarak bellidir ve o zaman kimlerin buna olumsuz refleks gösterdiği o da bellidir.
Şimdi o günden bu güne geldik. Şimdi ise o gün ’hayır’ diyenler, şimdi Kuzey Irak ile ilgili sürekli bir şeyler söylüyorlar. Tabii bunun bir defa hesabını çok iyi yapacak olan bizim kurumlarımız, kuruluşlarımız bellidir. Ve benim en çok üzüldüğüm şey şudur.
ÇOK ÇİRKİN OLAN YAN BU
Adeta, Başbakan olarak Genelkurmay Başkanım ile görüşmüyormuş havasını sürekli uyandırmak. En çok çirkin olan yan bu. Biz, Genelkurmay Başkanımla telefonla görüşme imkanımız hiç yok mu, olmuyor mu? Biz telefonla görüşmelerimizi yapıyoruz, yaparız, bunun yanında bir araya gelmemiz gerektiğinde bir araya geliyoruz.
Ayrıca benim danışmanım, zaman zaman bu bilgileri getiriyor, getirir, bunun dışında Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında sürekli bir aradayız. Bizim haftalık, rutin, Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimiz var.
Zaman zaman bir hafta atlandığında bakıyorsunuz hemen sağ olsun medya ’işte Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ne var’...
Bu, zaman olur benden kaynaklanır? Niye, yurt dışı seyahat vardır ya da Türkiye’ye gelen konuklarımız vardır. Programın değiştirilmesinin mümkün olmadığı anlar olabilir. Bundan dolayı görüşemediğimiz olur. Ama hiçbir zaman biz şu ana kadar Sayın cumhurbaşkanı ile olan haftalık rutin toplantılarımızı aksatmamaya çalışmışızdır."
"SAYGI SINIRLARINI AŞAN İFADELER..."
Erdoğan, Genelkurmay Başkanları ile de gerek Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök zamanında gerekse Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt zamanında görüşüldüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim ne Yaşar Paşa ile ne diğer komuta kademesindeki terörle mücadele yüksek kurulu biliyorsunuz uzun zamandan beri bizim dönemimizde toplanmıştır.
Sayın Abdullah Gül başkanlığında çalışmaları yürüyor. Belli aralıklarla onlarda toplantılarını yapıyorlar. Sürekli zaten İçişleri Bakanlığımız, Jandarma Genel Komutanlığı ile bu çalışmaları sürdürüyorlar. Ama terörün tanımındaki, içeriğindeki sıkıntı maalesef hepimizi üzmektedir.
Burada yapılması gereken de sivil toplum örgütleri olsun, siyasi partiler olsun bizler olalım hep beraber bir ulusal ortak platform oluşturmamız lazım.
TOPLUMSAL BARIŞ
Bizim şu anda toplumda tüm bu gerginlikleri ortadan kaldıracak toplumsal barışı temin edecek, tesis edecek ve toplumu bu noktada daha hassas daha dikkatli, böyle sevki idare noktasında yardımcı olmaları gerekirken, bakıyorsunuz devamlı tahrik, devamlı tahrik, bunların insanımız üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler var. Piyasalar üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler var.
Biz bunların hepsini çok yönlü düşünmeye mecburuz. Yani siyasi yönüyle düşünecek, askeri yönüyle düşüneceğiz, güvenlik yönüyle düşüneceğiz.
Ekonomik noktada düşüneceğiz. Yani bunlar bizim piyasalarımızı nasıl etkiler? Yani diyebilir misiniz, ’hayır bizim için ekonomi önemli değil, güvenlik önemli’..."
"DEDİYSE YANLIŞ DEMİŞ"
Erdoğan, bir gazetecinin "Efendim TÜSİAD dedi bunu" sözü üzerine, "Dediyse yanlış demiş. Yani bunların hepsi birbiriyle ilgili konular, birbirinden ayıramazsınız. Bugün güvenliğini sağlayacaksanız, ekonomik gücünüzün olması lazım. Bu ekonomik gücünüz yoksa yarın bu güvenliği de sağlayamazsınız. Tabii ki güvenliğiniz olacak, ekonomi de... Bunlar hep birbirinden ayrılmaz olan adeta ikizler. Dolayısıyla birini tercih edeyim, diğerini etmeyeyim, böyle şeyler olmaz ve bunlar yanlış yaklaşımlardır" diye konuştu.
"HAREKAT EN SON YAPILACAK İŞ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bütün mesele bu işlerin hepsini bizim masada oturarak, konuşarak çözme yolunu aramaktır" dedi.
Erdoğan, bir gazetecinin "Dediniz ki, ’Türkiye’de yurt içinde dağlarda 5 bin terörist var, Kuzey Irak tarafında 500 terörist var. İçeridekileri hallettik mi?’ Önce içerdeki halledilmeli sonra Irak tarafı mı düşünülmeli, burada halledilmiyorsa kim sorumludur?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Bunlar hep beraber düşünülmesi gereken şeyler ama öncelikler noktasında bu işin biliyorsunuz şüphesiz siyasi irade olarak bizler nihai kararını veririz. Ama bu nihai karara gelirken de bizim istişari organlarımız var. Değil mi? Bu nedir? Bu güvenlik güçlerimizdir. Bu noktada belli birikimleri olan akademisyenler olabilir. Bu konuda tecrübeleri yüklenmiş olan insanlar olabilir, danışmanlar olarak söylüyorum. Tüm bunlarla görüşerek bundan sonra nihai kararı oluştururuz ve olgunlaştırırız, veririz. Buna yönelik olarak içerde verilmiş olan bir çok kararlarımız ve talimatlarımız var. İçeriye yönelik olarak söylüyorum ama diğeri ile alakalı böyle bir şeyi yapmak, yapmamak noktasında, ha işte 1 Mart’ı yaşadınız ve o zaman atılması gereken adımla ilgili düşüncemiz bizim bellidir, belliydi. Ha şu anda da bunlar oturulur, konuşulur böyle bir şey gerekliyse davul, zurnayla ilan edilmez. Ben bu noktada basınımızdan çok yardım istiyorum. Hassasiyet istiyorum. Yani her gün gündemde bunu tutmak bir defa Irak’la olan münasebetlerimizi ciddi manada etkileyebilir. Bizim Irak’la birçok şeylerimizi belki önümüzdeki gün veya haftalarda Sayın Maliki’yi de çağırmak suretiyle, davet etmek suretiyle eğer gelmeleri halinde burada kendileriyle de bu konuları oturup görüşürüz, konuşuruz. Bütün mesele bu işlerin hepsini bizim masada oturarak konuşarak çözme yolunu aramaktır.
Bu diğer konuşulan şeyler en son düşünülecek, en son yapılacak işlerdir."
"DAVUL, ZURNA İLE OLMAZ"
Başbakan Erdoğan, bugün yapılacak güvenlik zirvesinde de Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile bir değerlendirme yapılacağını ve toplantının ardından bir açıklama yapılacağını söyledi.
Erdoğan, "Son yapılacak şey derken sınır ötesi operasyonu kast ediyorsunuz değil mi?" sorusu üzerine de, "Sınır ötesi harekat diye sürekli gündemde tutulan şeyler var ya bunlar böyle sürekli konuşularak ’şu zaman mı olacak, bu zaman mı olacak’ diye... Böyle şeyler zaten yapılır ama bunlar böyle davul, zurna ile olmaz" dedi.
"Sayın Genelkurmay Başkanı böyle bir talepte bulunursa biz de gereğini yaparız demiştiniz. Sayın Meclis Başkanı’nın da böyle bir talep gelirse Meclis’ten de geçer şeklinde bir ifadesi olmuştu. Bugünkü toplantıda böyle bir talep size gelirse tavrınız ne olur?" sorusuna Erdoğan, "Dediğim gibi bunları görüşürüz. Bunları görüşeceğiz, konuşacağız.
Ondan sonra da bizler nihai kararı siyasi irade olarak vereceğiz" yanıtını verdi.
Erdoğan, "5 bin ve 500 rakamlarını örnek olarak mı verdiniz, yoksa bunlar resmi rakamlar mı?" sorusu üzerine, "Hayır örnekler. Bunlar zaten gazetelerde yazılan çizilen şeyler" dedi.
"OLMAZSA OLMAZ NOKTAYA GELMİŞSE.."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda önümüzde cumhurbaşkanı seçimi, maalesef bu sıkıntılar içinde, şu anda bir meçhuldür. Henüz ne olacağı belli değildir. Temenni ederiz ki ülkemiz bunun da bedelini ağır ödemesin" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin yeni genel merkez binasının tanıtımı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, "Meclis’in bir genel görüşme ya da bir karar için toplanma ihtimali nedir?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Gerekirse... Şu anda bir seçime gidiyoruz, bu seçim esnasında her şeyi bir defa çok dikkatli değerlendirmemiz lazım ve bu iş eğer ’olmazsa olmaz’ bir noktaya gelmişse bunlar yapılacak olan işlerdir. Olmazsa olmaz bir noktaya gelmemişse niçin şu seçim sürecimizi sıkıntıya düşürecek bu tür adımları atalım. Şu anda bizim için bir defa demokratikleşme noktasında daha ileri bir demokrasi, bu çok çok önemli.
Bunu bir defa ülkemiz için başarmamız lazım ve şu anda bütün bu terörle ilgili atılan adımlar da şunu biliniz ki demokrasiyi zaafa uğratmak içindir. Ülkemizdeki barışı zaafa uğratmak içindir. Bu oyuna gelmememiz lazım. bu noktada da medyamızın bize çok çok katkısının olması lazım."
"ÖLÇÜLÜ YAKLAŞIMLAR"
Erdoğan, "Türk milletinde teröre karşı tepkide bir eksiklik, tamamlanması gereken bir şey görüyor musunuz?" sorusu üzerine de şu karşılığı verdi:
"Biliyorsunuz ben bu hafta sonu Amasya ve Burdur’daydım. Halkımızın tabii ki teröre karşı çok ciddi bir tepkisi var. Ben de oralarda şöyle birkaç cümle ifade ettiğim zaman halkımın bu noktadaki tepkisini görüyorum. Ziyaret ettiğim şehitlerimizin evlerinde oradaki yaklaşımları bizzat yerinde tespit ediyorum. Fakat şehit cenazelerindeki yaklaşım tarzlarını hiçbir zaman samimi, dürüst yaklaşımlar olarak görmüyorum. Onlar ölçülü yaklaşımlar değil, onlar tamamıyla altında birçok hesabın yattığı çirkin yaklaşımlardır." Erdoğan, diğer bir soru üzerine de Irak Başbakanı Nuri El Maliki’yi henüz Türkiye’ye davet etmediğini bildirdi.
"AĞIR ÖDEMESİN"
Erdoğan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın, "Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisanda yayınladığı bildiriden daha önceden haberi olması durumunda
Anayasa değişikliği için genel kurul toplantısına katılacağı" şeklindeki açıklamasını değerlendirirken de gülerek, şunları söyledi:
"Yani, şimdi bildiri yayınlanmış, her şey bitmiş. Zaten Sayın Mehmet Ağar’ın iki arkadaşı geldi, acaba onların neden haberi vardı da onlar geldi? Gelmeyen Sayın Ağar ile bir arkadaşıydı. İki arkadaşı geldi.
Onlar neyi bilerek geldi. Sayın Ağar o dönemde ANAVATAN grubunu bloke etti. Onlar gelmemek suretiyle, süreç maalesef kilitlenmiş oldu. Şimdi geleceğin sorumluları var Türkiye’de. Bunları halkımız çok iyi biliyor ve halkımız sandıkta da bunun cevabını verecek. Geleceğin sorumluları nedir? Bu son 367 olayı... Tekrar söylüyorum biz Anayasa’da bir değişiklik mi yaptık ki cumhurbaşkanlığı seçimi değiştirildi. Sayın Özal, Sayın Demirel, Sayın Sezer hangi şekilde seçildiyse, biz de aynı şekilde seçiyorduk, aynı Anayasa ile seçiyorduk ama şimdi bu döneme gelince olay, hemen farklılaştı. Bu nedir? Bu bir tıkanmaya gidiştir.
Şu anda önümüzde cumhurbaşkanı seçimi maalesef bu sıkıntılar içinde, şu anda bir meçhuldür. Henüz ne olacağı belli değildir. Temenni ederiz ki ülkemiz bunun da bedelini ağır ödemesin."
"CUMHURBAŞKANIMIZ 15 GÜNLÜK YETKİSİNİ KULLANIYOR"
"Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik Anayasa değişikliği paketi, 2. defa Çankaya Köşkü’ne gönderildi, daha imzalanmadı.
Cumhurbaşkanı’ndan beklentiniz nedir?" sorusuna da Erdoğan, "Cumhurbaşkanımız 15 günlük yetkisini kullanıyor. Biliyorsunuz 15 gün onu bekletebilir" karşılığını verdi.
Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2. defa veto edebileceğine yönelik iddialar da var" hatırlatması üzerine de, "Vallahi yasalara göre, şu ana kadar bildiğim öyle bir şey yok" dedi.
Erdoğan, bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesinin iptalini göz önünde bulundurarak ikinci kez veto hakkının doğacağı söyleniyor" ifadeleri üzerine "Böyle bir şey yok. Böyle bir yasa maddesi görmedim. Bana bugüne kadar anayasacılar böyle bir şey söylemedi" yanıtını verdi.
MİLLİYET
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.