TMSF Sabah'a el koyunca 25 yıl aradan sonra ilk kez yazı yazamaz konuma gelen Fatih Altaylı, zaman zaman tartıştığı Yavuz Semerci'nin internet sitesinde yazmaya başladı

Neden Gazeteport?

Sevgili okurlar, TMSF'nin “Hukuka aykırı” bir biçimde Sabah'a el koymasından ve bu el koymanın sadece idari işlerle sınırlı kalmamasından ötürü Sabah'tan ayrıldığımı herhalde biliyorsunuz.

Bu ayrılığın ardından 25 yılı bulan gazetecilik hayatımda lik kez yazı yazamaz hale gelince, yazmanın değerini bir kez daha anladım.

“Bir yerlerde yazmam lazım” diyerek kendi adıma bir internet sitesi kurdum ve yaklaşık 50 gündür orada yazıyordum. Halimden de memnundum. Okur sayım orta halli bir gazeteninkine ulaşmış, yazar olarak okunma oranım ise pek çok gazete yazarının internetteki okunma oranlarını geçmişti.

Bu arada değerli meslektaşım Yavuz Semerci de Gazeteport'u hayata geçirmişti.

Telefon açtı ve “Yazmak istiyorsan Gazeteport'un kapısı sanasonuna kadar açık”dedi.

Doğrusu başka teklifler de vardı ama Yavuz'un teklifini kabul etmeyi daha doğru buldum.

Neden mi?

Anlatayım.

Yavuz Semerci ile gerek Hürriyet'te, gerekse Sabah'ta yazdığım dönemlerde pek çok tartışmamız oldu.

Biz bu tartışmalarımızda her zaman belirli bir seviyeyi koruduk ve o da ben de hep inandıklarımızı yazdık.

Benim Sabah'ta olduğum dönemde halka açılma girişimimiz Yavuz Semerci'nin yazdığı yazılarla engellendi.

Bütün bunlara rağmen, Yavuz Semerci TMSF'nin Sabah'a el koyma sürecinde, öncesini ve sonrasını iyi bilen bir gazeteci olarak “Doğrudan yana” tavır aldı.
Bu benim için önemliydi.

Bizden yana olması değil, hiç bir komplekse kapılmadan, kan davası gütmeden doğru bildiğini yazmak bir gazeteci için erdemdir.

Bu nedenle, erdemli bir gazeteciyle yana yana yazmayı tercih ettim.

Bu yüzden bundan böyle Türkiye'nin ilk “İnternet gazetesinde” yazacağım.

Hoşbulduk.