Gazetcilerin TSK tepkisine yorumu

Gazetcilerin TSK tepkisine yorumu

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutan-larının Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine katılmamasına gazetecilerin yorumu farklı oldu. Yavuz Donat ise uyardı: Askere gaz verilmemeli!

Tülay Sağlam'ın haberi

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı’nın TBMM’deki yemin törenine anamuhalefet partisi CHP, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu katılmadı. NTVMSNBC, protesto olarak nitelenen bu tavrı nasıl değerlendirdiklerini gazetecilere sordu. Sabah yazarı Yavuz Donat, yarınki 30 Ağustos töreniyle çok şeyin değişeceğini söyledi; “Asker siyasetin dışındadır ve askere bu konuda gaz verilmemelidir” derken, Gül için “O benim cumhurbaşkanım değil” diye yazan Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun “Bu bir bedensel muhtıradır” diye destekledi. Coşkun, bu tavrın “bazı şeylerin habercisi olduğunu, sonunun olumlu yerlere gitmeyeceğini” iddia etti. Milliyet yazarı Derya Sazak protestonun çok sürmeyeceğini düşünüyor, Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu “Yaşayıp göreceğiz” diyor. Star yazarı Mehmet Altan ise “Halka karşı bürokratik bir zümrenin direnişidir ve devam edecektir” görüşünde.

Yavuz Donat (Sabah)
CHP’NİN PROTESTOSU UZUN SÜRMEZ
Ben bu olaya gerginlik olarak bakmıyorum, bunlar siyasetin doğasında olan şeylerdir. Askerin yemin törenine gelmeyişi ile anamuhalefetin katılmayışı birbirinden farklı olaylardır.

Yavuz Donat

Cumhuriyet Halk Partisi kendisine yeni siyaset ve muhalefet alanları açmak istiyor ki bu da CHP açısından doğaldır. Eğer Sayın Abdullah Gül Çankaya Köşkü’nde AK Parti’nin ve hükümetin uzantısı bir cumhurbaşkanı profili çizerse, CHP’nin izlediği bu politika taban bulur ve yayılır. Ama ben sayın Gül’ün Çankaya Köşkü’nde böyle bir siyaset izleyeceğini sanmıyorum. Bu sebeple CHP’nin protestosunun uzun sürmeyeceğini düşünüyorum.

ASKERE BU KONUDA GAZ VERİLMEMELİ
Askerin tavrı ise farklı. Onların kendilerine göre bir bakış açıları var, onu sergilediler. Ama yarınki 30 Ağustos ile birlikte çok şeyin değişeceğini düşünüyorum. Bu konuda çok fazla bir şey söylemek zor, çünkü bu kurumların hangi törene nasıl katılacağına dair bir format yoktur. Bir başbakan ya da meclis başkanı göreve gelir, genelkurmay başkanı tek başına ya da tüm kuvvet komutanlarını yanına alarak gidip tebrik edebilir. Askerin değişik olaylar karşısında takındığı tavırdır, ben olaya şu pencereden bakıyorum: Asker siyasetin dışındadır ve askere bu konuda gaz verilmemelidir.

Bekir Coşkun (Hürriyet)
CUMHURİYET TARİHİNİN EN SERT TEPKİSİ
Bu da bir bedensel muhtıradır. Yani yazılı ya da sözlü değil, bedensel muhtıra.

Bekir Coşkun

Komutanların oraya gitmemesi bence Cumhuriyet tarihinde askerlerin en sert tavrı ve tepkisidir, tarihe de geçecek bir olaydır. Tabii ki bu hareket bazı şeylerin de habercisidir. Askerler böyle bir tavır ortaya koyacakları zaman bunun en ince detayına kadar hesabını kitabını yaparlar. Çünkü bu bir savaş taktiğidir, bir bilimdir ve harp akademilerinde ders olarak okutulur.

SONU İYİ GİTMEYECEK AMA GEREKİYOR
Askerler böyle bir tavır ortaya koyacakları zaman onun nereye varacağını, bu tavrın sonunu nasıl getireceklerini ince ince hesaplarlar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir ilke imza atarak cumhurbaşkanının yemin törenine katılmamasının sonu da olumlu yerlere gitmeyecek. Bunu hiç birimiz arzu etmiyoruz ama bir ülkede siviller uyudukları zaman, askerler bazı işlere sahip çıkma gereğini hissederler. Hele Türkiye gibi askerlerin kendilerini rejimin kurucusu ve bekçisi saydıkları bir ülkede.

Derya Sazak (Milliyet)

SİNDİREMESELER DE ARTIK BİR ANLAMI YOK
Askerler törene katılmayarak bir mesaj vermek istiyorlar. Ama artık cumhurbaşkanlığı seçimi geride kaldığına göre bunların da bir anlamı kalmadı, bu davranış ya da tutumların herhangi bir yaptırımı da yok. Benimsemediklerini ve içlerine sindiremediklerini bir şekilde göstermiş oluyorlar. Seçimlerden önce askerlerin en üst düzeyde verdiği tepki, 27 Nisan bildirisi idi, ondan sonra da seçime gidildi. Seçimde de toplum demokratik bir tercihte bulundu. AK Parti kendi içinden birini cumhurbaşkanı adayı gösterdi ve bu aday seçildi.

29 EKİM’DE DE GELMEYECEKLER Mİ?
Dolayısıyla artık silahlı kuvvetlerin her fırsatta, her ortamda tepki gösterip alabileceği bir sonuç yok. Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine katılmadılar, peki yarın 29 Ekim Cumhuriyet bayramı kutlamalarına da mı katılmayacaklar? Türkiye, kurumların görevlerinin Anayasa ile belli olduğu bir ülke. Burada hükümetin de askerlerin de belli konumları var. Birarada, demokrasiyi içimize sindirerek devam edeceğiz, yani burada sonsuz bir tavır olacağını sanmıyorum. Bu konuda iyimserim ve gerginlik yaşanmayacağını düşünüyorum.

Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak)
BU SİYASİ TUTUMUN MESAJI ÖNEMLİ
Durum çok açık aslında, bu bir siyasi tutumdur. Bu siyasi tutum, yeni cumhurbaşkanı ile mesafeli bir ilişki kurmanın işareti de olabilir,

Ali Bayramoğlu

ordu içine ve kendi yandaşlarına mesaj veren bir siyasi tutum da olabilir. ani asker ile sivil arasındaki ilişkilerin henüz normalleşmediğini gösteren bir durum. Bu durum devam eder mi etmez mi, bir gerginlik olur mu buna cevap vermek çok zor. Yaşayıp görmek lazım, ama devam etmemesi ve herhangi bir gerginliğin yaşanmaması temennimizdir.

Mehmet Altan (Star)
EGEMENLİĞİ KOLAY KOLAY BIRAKMAK İSTEMEZLER
Bunu tek cümleyle demokrasiye saygısızlık olarak nitelendiriyorum. Meşru olan bir şeye pürüz çıkartmaya çalışmak antidemokratik bir tavırdır. Halka karşı bürokratik bir zümrenin direnişidir bu ve devam da edecektir. Bürokrasi ve onun etrafında siyaset üretenlerin demokratik bir ülkede olan o kadar geniş olanakları var ki o egemenliklerini bırakmak istemezler. Ve kolay kolay bu egemenliklerinden vazgeçip de demokrasiden yana tavır almazlar. Üstelik bunu biz değil, çoluk çocuk torunlarımız, yani herkes görecek. Şimdi Fenerbahçe’de kamplar, paralar, pullar var, hiç bir kural yok... Genelkurmay Başkanı suç işlerse onu yargılayacak bir mahkeme filan da yok.

“BİZDEN BİRİSİNİN YERİNE BAŞKASI NASIL ÇIKAR!”
Bu büyük imkanları bırakıp, halkın bu şekilde iktidarı ele geçirmesine izin verirler mi? Çünkü Cumhurbaşkanlığı meselesi nedir;

Mehmet Altan

Kayseri’deki bir işçi çocuğunun cumhurbaşkanlığını elde etmesinin, laiklik adı altında “Bizden birisine ait bir yere nasıl başka birisi çıkar” diye bir şekilde protesto edilmesidir. Ayrıca biz kuralsız davrandığımız vakit kural uygulayacak, halbuki bizden biri olursa kural olmayacak.

27 NİSAN’A TEK KELİME ETMEYEN ADAM İSTİYORLAR
Mesela 27 Nisan bir Anayasal suçtur. Ama eski Anayasa Mahkemesi Başkanı olmasına rağmen Sezer, bunu görmezden geldi. İşte böyle adamlar istiyorlar oraya. Yani 27 Nisan’a tek kelime etmeyen adamlar.



NTV



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.