İş dünyası kurun geldiği noktadan rahatsız
Dalgalı kur politikası uygulanırken, yoğun sıcak para girişlerinin döviz arzını artırarak dövizi aşırı ucuzlatması sürecinde gelinen aşama, ihracat yapanlar başta olmak üzere sanayicileri isyan noktasına getirdi.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOB
-“DÖVİZİN GELDİĞİ NOKTADAN ÇOK RAHATSIZIZ”
Hisarcıklıoğlu, Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası (TATSO) Genel Kurulu ve çeşitli temaslar için 220 kişilik bir heyetle gerçekleştirdiği Almanya gezisi dönüşü, ekonomi ve siyasi gelişmelerle ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kur politikasını eleştiren Hisarcıklıoğlu, dolar kurunun 1.2 YTL'nin altına indiği gelinen aşamada, ihracatçılar başta olmak üzere tüm üyelerinin şikayetçi ve zor durumda olduğunu açıkladı. Hisarcıklıoğlu, “Kur politikasından bütün Anadolu, özellikle ihracat yapan arkadaşlarımızın rahatsızlığı var. Dövizin geldiği noktadan çok rahatsızız” diye konuştu.
Diğer yandan faizin bu kadar yüksek olmasının da bir diğer rahatsızlık kaynağı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bütün sanayicilerde şikayet var. Çünkü dövizin geldiği noktada arkadaşlar zor ihracat yapıyor. Faizlerden dolayı içerdeki tüketim de kısılıyor” dedi.
-“SANAYİCİ İTHAL ARA MALA BAĞIMLI HALE GELDİ”
Hisarcıklıoğlu, Türk sanayicisinin rekabet gücünü artırmak gerektiğini belirtirken, sanayinin ihracat yapabilmek için ithal ara malına bağımlı hale geldiğine işaret etti. Bu nedenle, YTL'nin aşırı değerlenmesine yol açan dalgalı kur politikasının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu politikanın devamında ısrar edilecekse de sanayiciye rahatlatacak başka mekanizmaların devreye girmesi gerektiğini anlattı. Hisarcıklıoğlu, “Dalgalı kur devam edecekse, o zaman sanayicinin üzerindeki yükleri indirin; işçilik, vergi, enerji maliyetlerini düşürün. Ama esas hakiki çözüm bir an önce yapılması gereken, yeni bir sanayi stratejisidir” dedi. Yeni stratejide, “Neyi, nerede üretelim? Hangi ülkelere satalım?” gibi soruların yanıtının belirlenmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, öncelikle bir “sanayi envanteri”ne ihtiyaç olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, bölgesel ve sektörel teşviklere geçilmesi gerektiğine de işaret ederek, “Bu olmadan cari açığı azaltmak mümkün değil” dedi.
Bu arada Hisarcıklıoğlu, hükümetin gündeminde bulunan sosyal güvenlik priminin payının 5 puan düşürülmesi uygulamasının işverenlerin yükünü azaltmayacağını ifade etti.
-“GÜNDEM EKONOMİ OLMALI”
Hisarcıklıoğlu, siyasi alanda yaşanan tartışmaların, ekonomiyi ikinci plana itmesinden duydukları rahatsızlığı da ifade ederek, bu durumun ekonomideki sorunların çözümünü geciktirdiğini ve güçleştirdiğini anlattı. Asıl gündemin ekonomi olması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Eğer hükümet ekonomi konuşursa 72 milyonun refahı artar. Başka konuları konuşursa sorunlar çözülmez” dedi.
-ENERJİDE “KRİZ” UYARISI
Sanayide enerji maliyetlerinin aşağı çekilmesini isteyen Hisarcıklıoğlu, hükümetin gündemine aldığı elektriğe zammı konusunda ise eski ASO Başkanı yeni kabine üyesi Zafer Çağlayan'ın bakan olmadan önce buna karşı verdiği demeçleri hatırlattı ve “Biz onun arkasındayız” dedi.
Hisarcıklıoğlu, enerji dağıtım ihalelerindeki gecikmeyi eleştirerek, “Eğer enerji sektörünü rekabete açamazsan, verimliliği sağlayamazsın. Kayıp kaçak yüzde 20. Bunu niye 70 milyona ödetelim. Böyle devam ederse 2009'da Türkiye'yi kriz bekliyor. Enerji açığı var. Hızla özelleştirmek lazım” diye konuştu.
-“IMF OLMAYACAKSA YENİ BİR ÇIPA LAZIM”
Hisarcıklıoğlu, IMF ile Mayıs 2008'de bitecek stand-by sonrasında yeni bir anlaşmayla yola devam edilmeyecekse, bunu ikame edecek yerel bir çıpa olabileceğini söyledi. IMF ile ilişkinin borç imkanından çok, “kredibilite” açısından önem taşıdığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Eğer IMF ile devam edilmeyecekse, onun yerine bir yerel çıpa oluşturmak, IMF'nin kredibilitesine eşdeğer bir kurum… Ya da diyebiliriz ki ‘harcamaları kısalım, gelirleri artırdım'…” diye konuştu.
-ANAYASA TARTIŞMALARI
Hisarcıklığlu, yeni anayasa konusunun 2000 yılından bu yana gündemlerinde olduğunu, bu konuda hazırlıklarının da bulunduğunu anlatırken, “Yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Önümüzü açacak, Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak bir anayaya” dedi.
Anayasa tartışmaları odağında ortaya çıkan “kamplaşma”dan duydukları rahatsızlığı ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” ilkesinden vazgeçilemeyeceğini, Atatürk'ün koyduğu ilkelerin dışına kimsenin çıkamayacağını vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, 7 sivil toplum örgütü olarak anayasa konusundaki çalışmalar kapsamında 9 Ekim'de bir araya geleceklerini ve hazırlayacakları anayasa çerçevesini hükümete sunacaklarını kaydetti.
ANKA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.