İstanbul'un zemini kayalık mı?
İstanbullular, kayalık zemin üzerinde oturduğunu sanıyor ama...
Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK), halkın depreme yaklaşımını, kurumla ve zorunlu deprem sigortasıyla ilgili bilgi ve düşüncelerini saptamak için yaptırdığı anket çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. İstanbul'da yaşayan katılımcıların tümü farklı risk bölgelerinde oturmalarına rağmen evlerinin kayalık zemin üzerinde inşa edildiğini sanıyor.
TNS Global araştırma şirketine yaptırılan "Deprem ve DASK" konulu kamuoyu araştırmasında hem anket hem de grup tartışması yöntemine başvuruldu. Grup tartışmalarında bulunan, yaklaşık 30 İstanbullu katılımcının hepsinin, farklı semtlerde oturmalarına rağmen evlerinin kayalık zemin üzerinde inşa edildiğini iddia etmeleri araştırmanın en dikkat çekici sonuçları arasında yer aldı.
Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun olası bir depreme kesin gözüyle baktığını belirten DASK Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar sonuçları şöyle değerlendirdi: "Vatandaşlarımız depreme karşı gerekli önlemleri almakta maalesef yeterli özeni göstermiyorlar. Bilimsel verilere dayanmaksızın, apartman görevlisinin, mahallelinin verdiği kulaktan dolma bilgilere, genel dış görünüme güvenerek evlerinin depreme dayanıklı olduğunu düşünüyorlar. Avcılar'da oturanın da, Boğaz'da oturanın da 'Benim evim kayalık zemin üzerinde' demesi bu konudaki bilgi eksikliğinin ciddi boyutta olduğunu gösteriyor."
Araştırma, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde yaşanan travmanın ardından katılımcıların deprem karşı aldıkları çanta hazırlama, yatılan yerin yakınında su bulundurma, deprem eğitimi alma, ev içindeki eşyaları sabitleme, buluşma yeri planlama gibi önlemlerin zaman içinde azaldığını da gösterdi. Bununla birlikte araştırmaya katılanların çoğu, depreme uykuda yakalanma riskine karşı yatarken giydikleri kıyafetlere özen gösterdiklerini ifade ettiler.
Araştırmaya katılan zorunlu deprem sigortası poliçesi sahiplerinin yüzde 48'i yakın gelecekte büyük bir deprem olacağını düşünürken poliçe sahibi olmayanlarda bu oran yüzde 30'da kaldı. Poliçe sahiplerinin yüzde 44'ü olası bir depremde konutların büyük oranda zarar görmesini beklerken poliçe sahibi olmayanlarda bu oran yüzde 38 oldu.
Araştırma, zorunlu deprem sigortasının bilinirliğinin potansiyel müşteriler arasında 2009'da yüzde 88'e yükseldiğini ortaya koydu. "Zorunlu deprem sigortasının olası bir depremde yarar sağlayacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna ise ankete katılan potansiyel müşterilerin yüzde 71'i, mevcut müşterilerin yüzde 88'i "evet" yanıtını verdi. Mevcut müşterilerin yüzde 74'ü DASK'ı finansal açıdan güçlü bir kurum olarak tanımlarken yüzde 63'ü kurumun iyi bir itibara sahip olduğunu ifade etti.
Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan kurum olarak gurur duyduklarını belirten Serdar, şunları ifade etti: "Zorunlu deprem sigortası poliçe sahiplerinden konutları zarar görenlerin tüm işlemlerini yaklaşık bir hafta içinde tamamlayıp hasar ödemelerini yapıyoruz. Zorunlu deprem sigortasına sosyal sorumluluk projesi hassasiyetiyle yaklaşıyor, halkımızı bu konuda bilinçlendirmek için tüm kaynaklarımızı seferber ediyoruz. Tüm bu gayretlerimiz sonucunda hem kurumumuza güvenin hem de zorunlu deprem sigortasının bilinirliğinin artmasından son derece memnunuz. 2009'da sigorta sektöründe en fazla büyüyen branşlardan birinin zorunlu deprem sigortası olması da kaydettiğimiz yolun önemli bir kanıtı. Geçen sene bir öncekine göre yüzde 18,25 artış kaydederek 322,6 milyon TL prim ürettik."
Depremin konutlar üzerinde yarattığı maddi zararı teminat altına alan zorunlu deprem sigortası, yalnızca yıkım durumunda değil, irili ufaklı pek çok hasarda tazminat ödüyor. DASK'ın bugüne kadar yaptığı 20 milyon TL'ye yakın hasar ödemesinin yüzde 97'sini sadece kısmi hasar ödemeleri oluşturuyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.