Kimlik bilgilerimiz 1-2 sente satılıyor
Oyak Bank Genel Müdürü Hakan Eminsoy, Türk halkının kimlik bilgilerinin yabancı bankalara 1-2 sente satıldığını söyledi
Geçen yıl sonu itibarıyla ING Group'a ait olan banka, temmuz veya ağustosta tabelalarını da değiştirecek. Bankadaki konumunu koruyan Genel Müdür Hakan Eminsoy, Oyakbank'ın satışına yönelik eleştirileri haksız ve ideolojik buluyor. Yabancılara satışta "Satılanların yerini doldurabilir miyiz?" sorusuna cevap verilmesi gerektiğini ifade eden Eminsoy, satışları gündemde olan Ziraat Bankası ve Halkbank konusunda uyarıda bulunuyor: "Bana göre bir Oyakbank daha kurmak mümkündür; ama bizden kat kat büyük bankalar için bu durum imkânsızdır. Eğer bunu yapamazsak bir müddet sonra bu oyunun dışında kalabiliriz."
Zaman'ın 'Paranın Patronları' serisinin bu haftaki konuğu olan ING Bank Türkiye Genel Müdürü Eminsoy, sektörün denetim tarafından gelen bir isim. Uzun yıllar Arthur Andersen'de çalışan, ardından da Hüsnü Özyeğin'in Fiba Bank'ını yöneten Eminsoy, son sekiz yıldır da eski adı Oyakbank olan ING'nin kaptan köşkünde oturuyor. Denetim kökenli olduğu için 'risk konusunda' son derece hassas olan deneyimli bankacı, son küresel dalgalanmanın Türk piyasalarını nasıl etkileyeceği konusunda farklı görüşlere sahip: "Aslında yabancılar çıkmak istiyor. Ama zamanında uzun vadeli enstrümanlara yatırım yaptıkları için büyük kayıplara uğramaktan korkuyorlar. Neden? Çünkü bir ürünü satacağınız zaman bir de alıcı bulmanız lazım. Türk yatırımcılarda bu kadar para olmadığına göre, ya sizden daha cesur ya da risk almayı seven birini bulmanız gerekiyor. Bu sebepten çıkış hızlı olamıyor." Yabancıların Türkiye'ye yatırım yapma iştahının normal şartlar altında azaldığını kaydeden Eminsoy, varlık fiyatlarının şişkin olmaması ve yüksek getiri vaat eden özelleştirmelerin ilgiyi canlı tuttuğunu vurguluyor. Eminsoy, böylesine sisli bir ortamda 'risk yönetimi' konusunda daha fazla eğilmek gerektiğini düşünüyor. Büyük projelerin uluslararası kaynaklarla finansmanı konusunun bu dönemde zorlaşabileceğini ifade ediyor. Aynı durumun konut ve uzun vadeli taşıt kredilerinde de yaşanabileceğinin altını çiziyor: "Finansman kaynağı zayıflarsa borçlanma maliyetlerinde bir artış söz konusu olabilir. Tabii bu durum, Türk devleti için geçerli. Bu yüzden krizin süresi ve boyutu hepimizi çok yakından ilgilendiriyor."
Merkez bankaları, Amerika'da başlayan mortgage krizinin sistematik bir soruna dönüşmesini engellemek için piyasalara yüklü miktarda likidite pompaladı. Yaklaşık 500 milyar dolara ulaşan bu müdahale, piyasaların ateşini biri miktar söndürse de yeni problemlere de zemin hazırladı. Hakan Eminsoy, ABD, İngiliz, Avrupa ve Japon merkez bankaları tarafından verilen borçların şimdilerde geri çağrılmaya başlandığına işaret ederek, "Geri çekilme operasyonu başladı. Borçlular bu parayı başka yerlerden çıkarma yoluna gidecektir. Para çıkışı yaşanabilecek yerlerden birisi de Türkiye olabilir." uyarısında bulunuyor. Eminsoy, dalgalanmanın özellikle cari açığın finansmanında önemli roller üstlenen yabancı sermaye konusunda ciddi sıkıntılara sebep olabileceği görüşünde. İzlenen ekonomi politikasını genel anlamda 'kredi kartıyla evin geçindirilmesine' benzeten Genel Müdür, "Kart kullanımda olduğu sürece sıkıntı olmayacaktır. Ama banka bir gün kartınızı kapatırsa o zaman ekmek gelmeyebilir. Bu örneği göz önünde bulundurursak, uluslararası piyasalardaki daralma, cari açığın finansmanında biraz sıkıntıya sebep olabilir." diyor. Bunun yaşanmaması için büyüme stratejisinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Eminsoy, iç tüketime dayalı bir büyüme yerine üretime yönelik bir modelin benimsenmesi gerektiğini belirtiyor: "Büyümenin niteliğinin bu yıldan itibaren değişmesi gerekiyor. Bundan sonra üretime, ihracata, istihdama katkı yapacak bir büyümeye ihtiyaç var. Bunun için yeni bir ekonomik program bile hazırlanabilir."
Kimlik bilgisi için banka satın almaya gerek yok!
Oyakbank'ın çatısı altında faaliyet gösteren bankanın Hollandalı finans devi ING'ye satışı, 'güvenlik' tartışmasını gündeme getirmişti. Tartışmaları dikkatle izleyen ING Bank Türkiye Genel Müdürü Hakan Eminsoy, "Türkiye'de birçok konuda mutabakat sağlamak mümkün değildir. Ama gelin görün ki iş Oyakbank'ın satışına gelince, tüm ideolojik ayrışmalar ortadan kalktı ve herkes aynı çizgide buluştu." diyerek meseleye ince bir giriş yapıyor. Ardından da bankanın tartışma platformu yapılmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. "Dikkat edin daha büyük bankalar üstelik fiyat olarak daha ucuza satılırken kimsenin sesi çıkmadı. Kaldı ki bu banka yeri itibarıyla boşluğu rahatlıkla doldurulabilecek bir bankadır, yani yeni bir Oyakbank kurmak pekâlâ mümkündür." diyen Eminsoy, Türk Silahlı Kuvvetleri ile olan ilişkilerinin boyutlarına da açıklık getiriyor. "Biz askerlerin bankası değiliz; öyle olsaydı TSK'nın devlet bankaları, özel bankalar hatta Merkez Bankası ile olan ilişkilerini kesmesi gerekirdi. Evet, bize bazı birliklerdeki askerî personelin maaşları yatıyor. Ama yatan para 5. günün sonunda yüzde 86 oranında çıkmış oluyor. Yine asker kişilerin benim mevduatımdaki payı da yüzde 2,5-3 arasında." ING Genel Müdürü, halen 370 askerî birlikte hizmet vermeye devam ettiklerini anlatırken, çok önemli bir noktanın da altını çiziyor: "Bakın biz TSK ile anlaşma yaparken her yerde hizmet vereceğimizi söyledik. Bugün benim öyle yerlerde şubelerim var ki, orada ATM'ler donuyor. Benim arkadaşlarım pes etmiyor ve cihazların donmasını engelleyecek bir mekanizma icat ediyorlar. Hollandalı ortaklarımız bunu görünce hayretler içinde kaldı." Çok tartışılan, "Askerî personelin kimlik bilgileri ne olacak?" sorusu üzerine ise şu açıklamayı yapıyor: "Bizim burada aradığımız bilgiler başka bankaya da gitse vereceği bilgiler. Ayrıca zaten Kredi Kayıt Dairesi'nde herkesin bilgileri mevcuttur. Oraya üye olan finansal kuruluşlar 1-2 sent gibi sorgulama ücreti karşılığında alabiliyor bu bilgileri. Konu madem bu kadar hassas ise kimse neden yabancı ortaklı bankalar için de aynı şeyi söylemiyor?"
Bu yıl 75 şube açıp 900 personel alacağız
Eminsoy'un açıklamaları aslında banka personelinin de ruh haletini yansıtıyor. Altı farklı bankanın tek çatı altında birleşmesiyle vücut bulan bankanın yedi yıl önceki piyasa değeri sadece 35 bin dolardı. Geçen zaman zarfında bankanın piyasa değeri 77 bin kat gibi inanılması gerçekten güç bir oranda değer kazandı. Üstelik Hakan Eminsoy ve ekibi, iş anlayışları ve yetişme tarzları birbirinden tamamen farklı bin 700 personeli bir potada eriterek bu başarıya imza attı. Bugün 370 şubesi ve 6 bin çalışanıyla bankacılık liginin orta sıralarında yer alan banka, geçen yıl sonu itibarıyla Hollandalı ING Group'a geçti. Temmuz-ağustos aylarında tabelasını değiştirecek olan bankada tatlı bir telaş hâkim. Yönetim, bir taraftan bu geçişin sıkıntılarını müşterilerine aksettirmemeye çalışırken, diğer taraftan da büyüme stratejisinin gereklerini yerine getirmeye çalışıyor. Genel Müdür Eminsoy, "Bu yıl 75 şube açmayı, 800-900 civarı da çalışan almayı hedefliyoruz. 5 yıl içerisinde 230 şube açıp, 8 bin küsur personele ulaşma arzusundayız." diyor.
Amerika, suçlu bile olsa faturayı başkasına ödetir
Geçen yıl konut kredileriyle başlayan kriz, tüm kredi sistemine bulaşarak kısa zamanda bir likidite problemine dönüştü. Ardından dünyanın önde gelen bankaları tarihî zararlar açıklayarak, 'SOS' sinyali vermeye başladı. İşin ilginç tarafı ise Amerika'daki kriz sebebiyle İngiliz, İsviçre, Fransız, Alman, Japon hatta Çin bankalarının büyük zararlar açıklamasıydı. ING Bank Türkiye Genel Müdürü Hakan Eminsoy, burada son derece ilginç bir tespitte bulunuyor: "Amerika'nın kabahatli kendisi bile olsa faturayı başkalarına çıkarma gibi bir becerisi vardır. ABD, o maliyetin bir kısmını kendi dışındaki ülkelere bir şekilde atar. Kriz başladı; Japonya'da, İngiltere'de, Almanya'da bankalar battı. Amerikan ekonomik sisteminin böyle bir yapısı var."
ZAMAN/Ufuk ŞANLI
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.