Muhalefetten ‘açılım’ uyarısı
Baykal ve Bahçeli, Erdoğan'ı uyardı Süreç, dalaletten çıkıp hıyanete dönüşmek üzere.
Açılım uyarısı yapan Baykal, “Komutanlar savcının önüne çıkıp sorulara cevap veriyorsa, Başbakanların da savcıların önüne çıkıp hesap vereceği günlerin özlemi içindeyiz” dedi
ANKARA- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, demokratik açılım sürecine ilişkin kullandığı “hazmettire hazmettire” ifadesini anımsatarak, “7 şehidin ölümü de hazmettirmek istediklerin arasında mı?” diye sordu. CHP lideri Baykal, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda özetle şöyle konuştu:
TARİHİ AYRIŞMA
Tarihin en ağır, vahim tehditlerinden birini yaşamaktadır. Türkiye’nin ekonomik sorunları bulunmakta, büyük sıkıntılar yaşamakta. Vatandaşlarımız, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde, derin ayrışma, birbirine karşı kuşku duyma anlayışına çekilmektedir. Hükümetin açılım politikası, Türkiye’yi “birbirine katmaya” başladı. Olaylar giderek yaygınlaşıyor. Sivil hedefler seçilmeye başlandı. Diyarbakır’da bir üniversite öğrencisi vuruldu. Dershaneye giderken bir belediye otobüsünden inerken molotof saldırısına maruz kalan Serap Eser ağır yanıklar içinde, 17 yaşında hayatını kaybetti ve en son Tokat’ta 7 askerimiz şehit oldu. Bu noktadan sonra, hâlâ hiçbir şey olmamış, hiçbir yanlış yapılmamış gibi, ’her şey zaten olması gerektiği gibi akıyor’ diye düşünerek bu yola devam etmek, bilinmelidir ki artık gaflet, dalalet olmaktan -Mustafa Kemal’in Nutkunda söylediği gibi- çıkmakta ve bir hıyanete dönüşmek üzeredir. Göz göre göre Türkiye gibi bir ülkede yaşanan bu olayları sineye çekmek, doğal karşılamak, hazmetmek hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir.
SORUMLULUK OMUZLARINDA
Bu politikaları ortaya atanların, çıkıp milletin önünde yeni durum değerlendirmesi yapmalarına, nerede yanlış yaptıklarını tartışmaya, ahlaki mecburiyetleri yok mu? Kentler yangın yerine dönmüş, vatandaşlar arasında güven bağı derinden sarsılmaya başlanmış bir Türkiye ortamına gelmemizin sorumluluğu, durduk yerde çıkıp da ’Türkiye tarihi fırsat içinde, haydi hep beraber bu işi yapalım’ diye yola çıkmayı önerenlerin omuzunda değil mi?
AKP-PKK İŞBİRLİĞİ PROJESİ
Açılım sürecinde DTP ile AKP “el ele verip” yola çıktı. Ancak DTP, “PKK” diyerek, AKP ile çalıştı. Açılım süreci, PKK ile AKP’nin, -DTP’yi çıkar aradan, kendisi zaten çıkmak istiyor- işbirliğiyle yürürlüğe konulmuş bir projedir. PKK’nın projesi ayrıştırma ve bölmedir. Sadece silah gücünün yetersizliğinden değil, Türkiye’de Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğu bölünmek istemiyor, onun için bölmeye gücü yetmiyor. En büyük gücümüz de bu. AKP öyle hatalar yaptı ki sanki Kürt kökenli insanların temsilcisi, elinde silah olan PKK’ymış gibi bir anlayışla, o insanların giderek kendilerini PKK’ya yönlendirmeleri sonucunu doğuran bir politikanın içine girdi. Geldiğimiz noktada en vahim sonuç budur. AKP, bugün geldiği noktada paniktedir. Makul, kabul edilebilir bir değerlendirme yapabilmiş, kendi izlediği politikaların kaçınılmaz sonuçlarıyla yüzleşmeyi gerçekleştirebilmiş değildir.
7 ŞEHİDİ HAZMETTİRECEK MİSİN?
Yanlış iktidarın yanlışıdır, Ortadan kaldırılması gereken de iktidardır. Ne cambazlıklar yapıyorlar: ’Hazmettire hazmettire kabul ettireceğiz.’Neyi hazmettireceksin? 7 şehidin ölümü de hazmettirmek istediklerin arasında mı? Onu da mı hazmedeceğiz? ’Anaların gözyaşını dindireceğiz...’Serap’ın ve 7 şehidin arkasından bütün Türkiye göz yaşı döküyor.
‘Vicdanı izin veriyorsa yolculuğa devam etsin’
Baykal, Erdoğan’ın ABD’den Meksika’ya geçeceğini anımsatarak, “Biz Türkiye’de hepimiz sorunları sahiplenerek çözmeye devam edeceğiz” dedi. Baykal, toplantıdan ayrılırken de gazetecilerin “Başbakan, 7 şehit nedeniyle resmi temaslarını yarıda kesip Türkiye’ye dönmeli mi?” sorusu üzerine, “Türkiye yangın yerine dönmüş. Yani böyle bir durumda eğer vicdanı, anlayışı bunu izin veriyorsa devam edebilir. Takdir onundur” dedi.
Carla Bruni örneği
Geçen gün AKP Grup başkanvekili “Anayasadaki Türk milleti sözünü kaldırabiliriz” diyor. Bunlar kendilerini ne zannediyorlar? O söz Anayasa’ya nasıl girmiş, arkasında ne var anla. Alman anayasasında kaç tane Alman lafı geçiyor. Fransa’da Zidan, Cumhurbaşkanı’nın eşi Bayan Carla dahil, hepsi Anayasa’nın gözünde Fransızdır. Orada insan hakları, demokrasi problemi oluşturmuyor, Türkiye’de mi oluşturuyor? AKP yöneticilerinin, Türkiye’de Türk milleti lafından utancı var. Bu tanımın arkasında ırkçılık aramak ırkçılığın kendisidir.
Başbakan da hesap verebilmeli
Komutanların İFADESİ: Hukuk her şeyin üstündedir. Parası, üniforması, asaleti ne olursa olsun herkesin hukuk karşısında hesap vermesi doğaldır. Emekli komutanların savcılıkta ifade vererek soruşturmaya katkı vermeleri hukuk saygısı açısından bütün milleti memnun etti.Bir komuta kademesi toptan böyle bir soruşturmanın muhatabı ise Türkiye nasıl bir travma yaşıyor? Suçüstü yakalansalar, belgeler, deliller hazır olsa mesele yok. İfadeler verildi çay, kahve içildi ve komutanlar serbest bırakıldı. Önce komutanların “kaçma şüphesi” bulunmadığı için serbest bırakıldığına dair açıklama yapıldı. Mehmet Haberal’ın, Mustafa Balbay’ın, Fatih Hilmioğlu’nun kaçma şüphesi mi vardı? Türkiye’de başbakanların da savcı önüne çıkıp hesap vereceği günlerin özlemi içindeyiz. Nasıl kuvvet komutanları savcının önüne çıkıp sorulara cevap veriyorsa inşallah başbakanların da savcıların önüne çıkıp hesap vereceği günlerin özlemi içindeyiz.
ERDOĞAN MEKSİKA’YA GİDECEK Mİ?
ABD’de bulunan Erdoğan, gazetecilerin “Son olaylar nedeniyle gezinizi kısa kesmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Bu son olaylar sebebiyle yani bizim geri dönmek gibi henüz oturup bir değerlendirme yapmamız söz konusu olmadı. Fakat şu anda geri dönmeyi şahsen kişisel olarak düşünmüyorum. Çünkü 10 yıl aradan sonra ilk defa bir Meksika ziyaretimiz olacak. Yarın burada yapılacak olan programlarımız var dolayısıyla şu anda programda bir değişiklik öngörmüyoruz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.