‘Ne darbeleri unutacağız, ne de darbecileri affedeceğiz’
Türkiye'de gerçekleştirilen darbe, muhtıra ve müdahalelere karşı düzenledikleri etkinliklerle dikkat çeken 'Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu', Cumartesi günü Beyoğlu'nda geniş katılımlı yürüyüş düzenleyecek.
Darbe karşıtlarını yürüyüşe beklediklerini kaydeden koalisyon koordinatörü Meltem Oral, "Ne darbeleri unutacağız, ne de darbecileri affedeceğiz. Aksine, darbecilerden hesap sorulması için eylemlerimize devam edeceğiz." dedi.
'Post modern darbe' olarak nitelenen 28 Şubat müdahalesinin yıl dönümüne sayılı günler kala 'Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu' meydanlara iniyor. Koalisyon, Cumartesi günü Beyoğlu'nda eylem yapacak. Saat 14.00’da Tünel Meydanı'nda buluşacak darbe karşıtları, Galatasaray’a kadar ‘Darbecilere af yok’ ve ‘28 Şubat bir daha asla!’ sloganıyla yürüyecek.
Post-modern darbe sonrasında halkın olumsuz yönde etkilendiğini aktaran Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu Koordinatörü Meltem Oral, “28 Şubat 1997’de MGK toplantısının ardından yayınlanan 18 maddelik bildiriyle bir darbe gerçekleştirilmiş oldu. Bu darbeyle ilgili akılda kalan en önemli şey; Sincan’da tankların yürütülmesiydi. Ancak darbe sadece bundan ibaret değildi. O dönemde 6 milyon kişinin fişlendiği söyleniyor. Birçok kamu çalışanı işinden oldu. Başörtülü öğrencilerin üniversiteye girişi yasaklandı. Radyolar ve gazeteler kapatıldı. Toplumsal yaşama etkisi olan bir süreçti. Yaşananlar doğrudan demokrasiye müdahaleydi.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de hukuk sisteminin yüzde 100 doğru ve güvenilir olduğunu kimse iddia edemez.” diyen Oral, “Ama darbecilere üzülenlere sabırlı olmalarının dışında, kendi yakınlarına bir soru da sormaları gerekiyor. Neden bir darbe girişiminde bulundular? Neden binlerce başörtülü kadının hayatıyla oynadıklarını, gazetecilerin neden işten çıkarılmış olmasına göz yumduklarını, ölüm listeleri oluşturarak insanları neden hedef gösterdiklerini sormaları gerekiyor. Dolayısıyla darbecileri unutturmak değil, darbecilerden hesap sorma zamanı. Bizler darbecilerin hiçbir zaman affedilmesinin söz konusu olmadığını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bugün darbe suçundan cezaevinde bulunanların hiçbiri yaptıkları eylemler sebebiyle pişman değiller.” diyen Oral, “Aksine bir daha olsa yine aynısını yapacaklarını söyleyerek güven içerisindeler. Ne darbeleri unutacağız, ne darbeleri affedeceğiz, aksine bütün kollarıyla birlikte hesap sorulması için eylemlere devam etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
KARAKAŞ: BALYOZCULARI AFFETMEKLE TEMİZ SAYFA AÇILMAZ
Kamuoyunda darbecileri affetmek gerektiği yönünde bir algı oluşturulduğuna dikkat çeken Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu Sözcüsü Şenol Karakaş da, “Bu süreçte Balyoz darbe planını aklayıp, dijital belgelerin sahte olduğunu söyleyerek çok tehlikeli bir iş yapılıyor. Bugün darbecileri aklamayı düşünen herkes, yeni bir darbeye zemin hazırlıyor. 27 Mayıs sürecinde de bütün darbelerde de darbecilerin mağdur olduğu yönünde bir algı yerleştirilmişti. Balyozcuların ve darbecilerin serbest bırakılması gerektiğini düşünenler şiddetle yanılıyor. Zaten bir barış süreci gelişmişse askeri vesayetin bir ölçüde gerilemesi, Veli Küçük’lerin, İbrahim Şahinlerin cezaevinde olması ile başarılmıştır. Balyozcuları affetmekle temiz sayfa açılamaz. İçeridekiler dışarı çıktığında sayfa yeniden kirlenir ve ırkçılık çoğalır.” diye konuştu.
‘DARBECİLER AFFETMEK SORUSUNU HRANT’IN AİLESİNE SORSUNLAR’
Darbecileri affetmek gibi bir niyetlerinin olmadığını kaydeden Karakaş, “Aslında ‘affetmek’ sorusunu, başörtülü kadınlara, idamla yargılananlara, siyasal yaşamın dışına çıkarılanlara, Hrant Dink’in ailesine, Rahip Santoro’nun ailesine, Cumartesi annelerine sormak lazım. Darbeciler karanlık eylemlerin azmettiricileri. Bu insanlar ordu içindeki konumunu kullanıp, kötü işler yaptılar." şeklinde konuştu.
Darbecilerin ayrıcalıklarını kaybettiğine vurgu yapan Karakaş şöyle devam etti: “Bu insanlar kamuoyunda darbe davalarının sahte olduğunu anlatan argümanla propaganda yaptılar. Kafa karışıklığı yapmak istiyorlar. Örneğin Balyozcular AİHM’e başvuru yaptılar. AİHM bu başvuruyu reddetti ve Çetin Doğan’ın tutuklu yargılanmanın normal olduğunu söyledi. Eğer AİHM Çetin Doğan’ın tutuklu olmasının haksız olduğunu söyleseydi, neler olurdu. Gündemde hep bu olurdu. Oysa bunu şimdi görmezden geliyorlar. Çünkü ayrıcalıklarının ellerinden alındığını düşünüyorlar. İstedğin hükümeti devireceksin, istediğine suikast düzenleyecek, Cumhuriyet mitingleri düzenleyeceksin milyonlarca insanın yaşamını karartacaksın, burada keyifli bir hayat süreceksin. Şimdi bu değişiyor. Bu değişime dirençlerinden dolayı davaları sulandırmaya çalışıyorlar.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.