ÖĞRENCİ AFFI MECLİS’TE KABUL EDİLDİ
TBMM GENEL KURULUNDE GÖRÜŞÜLEN TASARI POLİS AKADEMİLERİNİ DE KAPSAYACAK ŞEKİLDE GENİŞLETİLEREK KABUL EDİLDİ.
7 Haziran 1995'den sonra üniversitelerden ilişiği kesilenlere af getiren tasarı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
POLİS AKADEMİSİNDEN ATILAN ÖĞRENCİLER DE AF KAPSAMINDA
Polis Akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken 7 Haziran 1995'ten itibaren ilişiği kesinlere de af geliyor.
Öğrenci affına ilişkin kanun tasarısının TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde, verilen bir önergeyle, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim kurumlarının (GATA, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksek Okulları) yanı sıra polis akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken 7 Haziran 1995 tarihinden, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ilişiği kesilenlerin, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 ay içinde başvurmaları halinde YÖK tarafından askeri okullar dışındaki fakülte veya yüksekokullara yerleştirilmelerine imkan tanındı.
TBMM Genel Kurulunda, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Bakan Çelik, TBMM Genel Kurulunda görüşülen, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısının tümü üzerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, öğrenci affının, ''başarısızlığa verilen bir ödün değil, başarılı olmak için getirilen son fırsat'' olarak algılanması gerektiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Serter, tasarıyla ilgili CHP Grubunun görüşlerini dile getirirken, öğrenci aflarının Meclis gündemine 1,2,3 yıl aralarla geldiğini söyledi. Serter, bunun, övünülecek, sevinilecek, gurur duyulacak bir tablo olmadığını belirterek, özellikle üniversitelerden, sürekli af çıkarılmasının, eğitimin kalitesini etkilediğine yönelik tepkiler geldiğini kaydetti.
Affın, hiçbir biçimde, siyasi partiler tarafından siyasi rant amacıyla kullanılmaması gerektiğini dile getiren Serter, tasarıda da bu ilkeye dikkat edildiğini vurguladı.
Serter, affın gerekli olduğunu dile getirerek, 42 yeni üniversite açılmasının, affın meşru ortamını yarattığını söyledi. Serter, ''Eksikliklere rağmen yeni üniversiteler açılırken, yüksek puanla üniversiteyi kazanmış gençlere de bir fırsat daha tanınması gerekiyordu'' dedi. Serter, Türkiye'nin aflar ülkesi olmaması, 2 yılda bir öğrenci affı çıkarılmaması gerektiğini vurgulayarak, affın, başarısızlığa verilen bir ödün, ödül gibi algılanmaması gerektiğini belirtti. Serter, bunun, ödün değil, başarılı olmak için getirilen son bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
''YÖK, RAPOR SUNMALI''
MHP Grubu adına söz alan Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil, tasarının yararlı, amaca uygun ve kapsamının yeterli olduğunu kaydederek, bugüne kadar çıkarılan afların sorunu çözmediğini, TBMM'deki yığılmaların önüne geçmediğini, bu kısır döngünün de kırılması gerektiğini belirtti.
Asil, YÖK'ün, bugüne kadar ilişiği kesilen öğrencilere ilişkin, kapsamlı bir rapor hazırlayarak, kamuoyuna ve Hükümete sunması gerektiğini ifade etti.
Öğrencilerin okulla ilişiğinin kesilme nedenlerinin başında, başarısızlığın geldiğini vurgulayan Asil, barınma sorununun da başarısızlığa yol açtığını söyledi. Asil, sağlıklı barınma, dinlenme, ders çalışma olanağı bulamayan öğrencilerin başarısız olduğunu ifade ederek, yurt sayısının artırılmasını istedi.
''BİR HASTALIK GİBİ...''
DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, partisinin görüşlerini açıklarken, öğrenci affının değil, eğitim sisteminin tartışılması gerektiğini, eğitimde adalet için, öğrenci affının sadece bir adım olduğunu söyledi.
Tuncel, ''paran kadar eğitim'' anlayışından vazgeçilmesi ve harçların kaldırılması gerektiğini belirterek, affın, 1980'den sonrasını kapsamasıyla daha adaletli olacağını kaydetti.
Anadilde eğitimin, bazılarına göre ''kışkırtma'' olabileceğini savunan Tuncel, ''Bu toplumsal bir taleptir, Kürt halkının talebidir. Okullarda, İngilizce, Fransızca eğitim veriliyor, İstanbul, Alanya, Antalya'da Alman okulları bulunuyor, ancak konu Kürtçe olunca farklılaşıyor. Bölünme paranoyası, bir hastalık gibi kendini gösteriyor. Sözde kardeşlik, kardeşlik değildir'' diye konuştu.
Tuncel, DTP dışındaki Kürt milletvekillerinin de Kürtçe eğitim veren üniversite kurulmasına karşı çıkmayacağını öne sürdü.
''ÖZLÜK HAKLARI VE ÜCRETLERİ DÜZENLENMELİ''
AK Parti Muğla Milletvekili Yüksel Özden ise daha önceden üniversitelerin yüzde 10-15'lik bir kesime hitap ettiğini, eğitimin elit olduğunu söyledi.
Özden, 50 bin gencin, ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde üniversite diploması almak için uğraştığını dile getirerek, gençlerin, komşu ülkeler için bir pazar olmasından rahatsızlık duyduğunu kaydetti.
Üniversite kontenjanlarını artırarak, daha fazla genci üniversiteli yaptıklarını dile getiren Özden, bu yıl, açıköğretim ve örgün eğitimde 600 bin kişiye üniversite hakkı verildiğini anlattı.
Özden, öğretim üyelerinden, affın ardından okula dönen öğrencilerin, daha önce kullanamadıkları imkanı, daha iyi değerlendirmeleri konusunda rehberlik etmesini istedi. Özden, fedakarlık istedikleri hocaların, özlük hakları ve ücretlerinin düzenlenmesi için bir çalışma yapılmasının zamanı geldiğini söyledi.
Genel Kurulda, tasarının 1. maddesi üzerinde görüşmeler devam ediyor.
ÇELİK: 'DÜNYADA, TÜRKİYE KADAR UCUZ YURT YOK
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dünyada, Türkiye kadar öğrencilerine ucuz yurt temin eden başka bir ülke olmadığını söyledi.
Bakan Çelik, TBMM Genel Kurulunda görüşülen, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısının tümü üzerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Üniversite öğrencilerine, 2003'te kahvaltı ve öğle yemeği için 0,5 YTL katkıda bulunulurken, kendilerinin bu rakamı 3,3 YTL'ye çıkardığını ifade eden Çelik, üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşıladıklarını söyledi.
Bakan Çelik, dünyada, Türkiye kadar öğrencilerine ucuz yurt temin eden başka bir ülke olmadığını kaydederek, 238 yurdun, 76'sının iktidarlarında açıldığını belirtti.
Yapılacak 55 yurttan bazılarının inşaatının devam ettiğini dile getiren Çelik, yurtlarda kız öğrencilere pozitif ayrımcılık yaptıklarını bildirdi.
Hüseyin Çelik, suç işleyenlerin de bu kapsama alınıp alınmayacağına ilişkin bir soru üzerine, suçların burada teker teker sayılamayacağını söyledi. ''Her ne sebeple olursa olsun'' ibaresinin 1980 sonrasında çıkan bütün bu kanunlarda yer aldığını ifade eden Çelik, akıl hastası olan birisi üniversiteye başvurduğu zaman, intibak döneminde hastalığının tespit edilmesi durumunda üniversiteye kabul edilmediğini bildirdi.
Üniversite öğrencilerinin mezun olduktan 2 yıl sonra kredilerini geri ödemeye başladıklarını dile getiren Çelik, yurdu olmayan tek il olan Şırnak'ta yurt yapımını, yatırım programına aldıklarını söyledi.
Çelik, tasarının KKTC'de okuyan Türk öğrencilerini kapsamadığını da belirtti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.