Mehmetçik Vakfı'nın gecesinde sahne alan Cem Yılmaz, Büyükanıt ve kuvvet komutanlarını gülmekten kırıp geçirdi

TSK Mehmetçik Vakfı'nın 25'inci yıldönümü renkli gösteriyle kutlandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın eşi Filiz Büyükanıt ile katıldığı, kuvvet komutanlarının da eşleri ile geldiği geceye damgasını Cem Yılmaz vurdu. Başta komutanlar olmak üzere katılımcıları esprileriyle kahkahaya boğan Yılmaz, 2000 yılındaki askerlik günlerinden anılarını anlattı.

Modacı Faruk Saraç'ın “Sarı Zeybek” defilesi, Muazzez Ersoy da şarkılarıyla renk kattığı gecede Yılmaz'ın tek kişilik gösterisi beğeni topladı. Yılmaz'ın, önceki gece sahnede yaptığı esprilerinden bazıları şöyle:

Görevime ısrarla devam ediyorum

Vatani görevimi bitirmeme rağmen, görevime ısrarla devam ediyorum. Beni bağrına basan TSK'ya şükranlarımı sunuyorum. Programı arz ediyorum: Program iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, “rahat”, ikinci bölüm, “hazır ol.”

'Sözde değil özde' sözüne gönderme

Büyükanıt Paşa, İstanbul'daki gösterilerime de geldi. Gülerken yüzünü sildiği mendiller önünde topak topak oldu. Sizi temin ederim ki, anlattıklarıma çok güldü. Arka taraftaki komutanlarım! O nedenle siz de rahat rahat gülebilirsiniz...

Programım öncesindeki defiledeki sırım gibi delikanlılardan sonra çıkmam şöyle izlenim oluşturabilir: Atatürk acaba Türkiye'yi buna mı emanet etti, onlara mı? İşte Türk gençliği!.. Ama biz de, “özde güzellik” manasında gençliği temsil ediyoruz...

Orgenerale gitmek uzay yolculuğu gibiydi

Bir gün 'Orgeneral seni çağırıyor' dediler. Uzay yolculuğu gibiydi. Önce bir albay beni aldı, tuğgenerale götürdü. Koridorda ilerlerken, modül gibi kopup kaldı, sonra tuğgeneral koptu, tümgenerale teslim etti, tümgeneral korgenerale... Orgenerale gittiğimde ikram ettiği çay bardağı elimde 40 kilo olmuş kalkmıyordu, sesim çıkmıyordu. “Sahneye çıkmak ister misin?” dedi. O anda, kamyondan kamyona atla dese onu bile yaparım. 200 gösteri için sana para da vereceğiz dediler, 5 milyon lira...

Ankara'dan Kosova'ya 12 saatte gidilir mi?

Gösteriler için Kosova'ya kadar gittim. Paşam o C 130 nakliye uçağı hâlâ var mı? Herhalde bir Hava Kuvvetleri Komutanı'nın hatırına ona “uçak” diyorlar. Adı uçak, ama bir kenara koy, al sana dürüm evi, dumanı da aynı... Her yer VIP, kokteyl havasında. Çünkü oturacak yer yok. Uçak kalkıyor, havada duruyor, sen sanıyorsun ki gidiyor. Hayır, dünya dönüyor... Ankara'dan Kosova'ya 12 saatte gidilir mi?