PARA LİGİNİN ŞAMPİYONU YTL
Dolar 'tuş' oldu, YTL'ye güvenenler kazandı. Ancak uzmanların açıklamalarına göre bu gelişme, global büyümeyi çok etkilemeyecek. ABD yavaşlamasının Türkiye ekonomisine doğrudan etkisi sınırlı olacak. Kimi uzmanlar ise tam tersini düşünüyor?
TEMMUZ sonlarında patlak veren ve tüm dünya piyasalarına etkisi altına alan ABD mortgage piyasalarındaki krizi söndürme çalışmaları doların adeta çakılmasına neden oldu.
Mortgage piyasalarındaki yangının söndürülmesine yönelik ABD Merkez Bankası’nın (FED) 18 Eylül’deki toplantısında faiz indirimine gideceği beklentisi ve ABD ekonomisine yönelik endişeler artınca dolardaki değer kaybı hızlandı.
Dün yurtdışı piyasalarda Euro/dolar paritesi 1.39’u geçerek tarihi yüksek seviyesini gördü. Yurtdışındaki bu gelişmeler yurtiçinde de doların 1.27 seviyesinin altına gerilemesine neden oldu.
1.25 YTL’YE YÖNELDİ
Dolar dün 1.2620 seviyesine gerileyerek 1.25 YTL seviyelerinin görülebileceği sinyalini verdi. Dolar, temmuzdaki genel seçimlerden piyasa dostu sonuçların çıkmasıyla 1.25 YTL seviyesini görmüştü. YTL’nin dolar karşısında dün geldiği seviye aynı zamanda yılbaşından bu yana doları en çok yenen para birimi haline getirdi. YTL dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 10.81 değer kazandı. Para liginde YTL’yi, Brezilya Reali ve Euro izledi. YTL’nin para liginde şampiyonluğa yükselmesindeki en önemli etken ise Türkiye’nin dünyada en yüksek faiz veren ülke olmasından kaynaklanıyor.
DÜŞÜŞÜN AVANTAJLARI
Dolardakİ düşüş ilk başta ihracatçıları endişelendirse de Euro’nun dolar karşısında güç kazanması ağırlıklı olarak Avrupa’ya ihracat yapan Türkiye için hayli avantaj olarak gösteriliyor. Ayrıca dolardaki düşüşün enflasyonla mücadeleye de katkı sağladığı kaydediliyor. Öte yandan dolardaki düşüşün petrole bağlı zamları engelleyeceği belirtiliyor. Uzmanlar doların değer kaybetmesinin uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatında yaşanan artışla birlikte göndeme gelebilecek doğalgaz, elektrik ve diğer temel mallardaki fiyat artışlarını engelleyebileceğini belirttiler.
DÜZELTME BEKLENİYOR
TEB Döviz Piyasaları Yöneticisi Levent Güven ‘Doların tüm para birimleri karşısında zayıflamasıyla teknik anlamda çok önemli seviyeleri kırdı. Gelecek hafta FOMC, yatırım bankalarının kárları, ticari kağıtların itfaları gibi ciddi belirsizlikler olsa da piyasalar FED’in faiz indireceği inancıyla oldukça rahatlamış durumdalar. 1.2630 seviyesine kadar bir hareket mümkün ama ben geçtiğimiz iki ayda yaşananlar sonrası geldiğimiz seviyeyi abartılı buluyorum ve yukarı bir düzeltme bekliyorum’ dedi
ABD bizi etkilemez
Global piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimine gideceği beklentisi satın alınırken, ABD ekonomisine yönelik endişeler de artıyor. ABD ekonomisinde olası durgunluk ya da yavaşlamanın geçmişte diğer ülke ekonomilerini de etkilediği gözleniyor. Fortis Ekonomik Araştırmalar Birimi’nin bülteninde konuyla ilgili şu görüşe yer verildi: Türkiye ekonomisi ihracatın ağırlıklı kısmının Euro bölgesine yönelmesi sayesinde bu anlamda şanslı konumdayken, global büyümeyi çok etkilemeyecek bir ABD yavaşlamasının bize doğrudan etkisi sınırlı olacaktır. Önümüzdeki dönemde dış kaynaklı yavavaşlamanın Euro bölgesine etkisi ve bu kanaldan bizim ihracatımız yoluyla ekonomiye ne ölçüde ek bir yavaşlama getireceğine bağlı olarak enflasyon üzerinde olumlu etki görülecektir.
ECB çok umutlu değil
Avrupa Merkez Bankası (ECB), global büyümeye yönelik risklerin, ABD’nin yüksek riskli mortgage piyasasındaki sorunlar nedeniyle son zamanlarda arttığını ve bu sorunların diğer kesimlere sıçrama kaygısının bulunduğunu belirtti. ECB eylül ayı bülteninde, ‘Riskler aynı zamanda global dengesizlikler, korumacı baskılar ve petrol ve emtia fiyatlarının daha fazla yükselmesi ile ilişkili’ dedi. ECB, buna rağmen global ekonomik faaliyetin güçlü olmaya devam ettiğini ve esas olarak gelişmekte olan piyasalardaki canlı faaliyetle desteklendiğini belirtti.
Döviz gelirleri arttı
YTL’nİn dolar karşısındaki gücünün önemli nedenlerinden birisi de Türkiye’nin döviz gelirlerindeki artıştan kaynaklanıyor. Yıllardır döviz giderleri, gelirlerinden daha hızlı arttığı için büyük boyutlarda bir cari açıkla karşı karşıya kalan Türkiye, bu trendi tersine çevirmeye başladı. Önceki yıllardaki trendin aksine bu yılın ilk yedi ayında döviz gelirleri, giderlere göre daha hızlı bir artış gösterdi. Bu trendin devam etmesi durumunda, cari açığın küçüleceği belirtiliyor. Ocak-temmuz döneminde toplam döviz gelirleri yüzde 23.3 artışla 81 milyar 82 milyon dolar olurken, toplam döviz giderleri yüzde 18.1’lik bir artışla 102 milyar 907 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. İlk yedi ayda yüzde 75.5 olan döviz gelirlerinin döviz giderlerini karşılama oranı, bu yıl aynı dönemde yüzde 78.8’e çıktı.
Petrol endişelendiriyor
ABD’NİN ham petrol stoklarındaki düşüşün ardından Meksika Körfezi’ndeki tropikal fırtınaya odaklanan piyasalarda petrol fiyatları 80 dolara ulaştı. Uluslararası piyasalarda tırmanışa geçerek varili 80 dolara ulaşan ham petrol fiyatları, yeni dönemde makro ekonomik göstergeler açısından da endişe yarattı. Petrolde tamamen yurtdışına bağımlı olan Türkiye’nin faturası ise son rakamlarla birlikte arttı. Petrolün varil fiyatının 80 dolar düzeyinde çıkmasının Türkiye’nin ithalat faturasını yıllık 3.3 milyar dolar büyüteceği tahmin ediliyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.