Radikal gazetesi yazarı Yiğit Bulut'un yazısındaki seçim sonuçları ile ilgili senaryolar:

"Piyasaları etkileyecek senaryolar

Dünya piyasaları bozulmadığı sürece piyasa kurgusu yapanların sorduğu tek bir soru var; hangi hükümet çıkacak? Konuşulan en olumsuz senaryo olan DTP destekli AKP hükümeti detayını araz edip tamamını sorgulamaya başlayalım; AKP'nin tek başına iktidar olamadığı fakat birinci parti olduğu bir yapı içinde bağımsız DTP'lileri parti içine alması veya dışarıdan destekle hükümet kurmayı zorlaması genel için konuşulan en olumsuz senaryo.
Sevgili dostlar, bundan bir süre önce bu köşede piyasalar için 'alternatif' senaryolarını sorgulamış ve dünya piyasaları bozulmadığı sürece AKP'ye alternatif olarak Demokrat Parti-CHP koalisyonundan bahsetmiştim.O günden bugüne gelişen 'sağ dinamikleri' özellikle geldiğimiz noktada ortaya çıkan 'kaotik' tabloyu ve merkez birleşme denklemi çevresinde yaşananları görünce; o yazıyı yazarken iyi niyetli-hatalı bir algılama içine düştüğümü kabul ediyorum. Bu partilerin sadece varolan boşluğu doldurma gayreti içinde kalarak birleşeceğini düşünmek ciddi bir saflıktı.
Bu çıkarım sonrası aklınıza şöyle bir soru gelebilir; yeniden birleşmiyorlar mı?
Sevgili dostlar, bütün Türkiye'nin merkez sağda bütünleşme algısı içinde ayağa kalktığı bir süreç sonunda gelinen sonuç ortada. Sadece kendi koltuklarına odaklanmış iki farklı yapı ve varolan hezimet noktası. Bu saatten sonra düzelemez mi? Düzelemez. Aynı listeden seçime girilse bile, daha bu seviyede, daha açıkçası ortada 'olmayan bir iktidarı' paylaşamayan bu arkadaşlar, Türkiye'ye hiçbir fayda sağlayamayacaklarını net olarak ortaya koydular.
Peki bundan sonra piyasa dinamikleri de dikkate alınırsa, hangi senaryolar sorgulanabilir?
Genç Parti'nin ekonomik olarak doğrulanması çok zor tezlerini de kapsama alanı dışında bırakır, vatandaşın da bu vaatlere kanmayacağını varsayar ve analizi genişletirsek, varacağımız sonuç açık, net: Seçimde birbirine rakip olacak ve ana pastayı paylaşacak 3 parti var.Hangileri mi? AKP, CHP, MHP. Bu noktada bir açıklama yapmakta yarar var. Bu partileri analiz içine dahil etmemiz, çok iyi oldukları ve özellikle şahsi anlamda beğendiğim anlamına gelmiyor. AKP'nin son 4.5 yılı ortada, devlet içinden gelenlere listelerde yer vermeyen, şarkıcı, türkücü, figüranı liste başı yapan ve en önemlisi Kemal Derviş'in icraatlarına önceki hükümetlerde seyirci kalan MHP'nin durumu net ve alternatif diye yine Derviş'in 'benden sonra bakan olmalı' dediği isimleri kadrosuna katan bir CHP'nin ekonomi politikası olmadığı da bir o kadar bariz.
Sonuç 1: Siyasi senaryoları ve piyasalara etkilerini sorgulayanlara yardım etmek açısından tabloyu ortaya koymaya çalıştım. Demokrat Parti'nin baraja takıldığı bir ortamda (bugün için listelerde son anda birleşme dahi olsa anketler baraj altı gösteriyor) iki buçuk senaryo var:
1- AKP tek başına iktidar (bu seçeneğin piyasa açısından Anayasa değiştirme ve cumhurbaşkanı seçme yeterliliği gibi detayları var.)
2- CHP-MHP koalisyonu.
Peki senaryoları 'iki buçuk sınırına iten' yarım senaryo ne? Konuşulan ve en olumsuz olarak değerlendirilen seçeneği hemen arz edeyim: AKP'nin tek başına iktidar olamadığı fakat birinci parti olduğu bir yapı içinde bağımsız DTP'lileri parti içine alması veya dışarıdan destekle hükümet kurmayı zorlaması genel için konuşulan en olumsuz senaryo.
Sonuç 2: İktidar olma iddiasını devam ettiren ve senaryolar içinde adı geçen yukarıdaki üç partiye daha önce bu köşede bütün partilere hitaben 'çözüm var mı' başlığı altında sorduğum soruyu tekrar etmek istiyorum. Dolar-YTL grafiğine bir bakın ve lütfen şu soruya cevap arayın: Yunanistan'dan gelen bir emeklilik fonu 2003 Mart ayında Türkiye'de 1 milyon dolar satmış ve karşılığında Hazine bonosu almış. Kur 1.30'lara gelince pozisyonunu kapatmış veya hâlâ pozisyonunu koruyor. Kur farkı ile dolar bazında getirisi o günden bugüne yüzde 100 seviyesinde.Daha açık ifadesi ile yıllık dolar bazında kur düşüşleri ile yüzde 20-25 dolar bazında getiri sağlamış. Bu kazancı ile de kendi katılımcısı olan Yorgo'nun maaşını ödemiş. Bugün hâlâ yıllık Türkiye'deki pozisyonlarından dolardaki kur farkı hariç yüzde 14-25 arasında getiri sağlıyor. Bu paranın dolar bazında elde ettiği yüzde 100'e yakın getiri nereden geliyor? Türkiye'yi dünya genelinden koparmadan 'bu denklemi' çözecek bir
ekonomik formülünüz var mı?
Son söz: Bu seçim 'merkezde' olmayan paretiler arasında geçecek. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi bu seçim ile 4-5 yıl gidecek bir yapı ortaya çıkması çok zor. Mutlaka yeni bir seçime yol açacak. Bu süreçte, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu'nun siyasi kariyerlerinin bittiği de dikkate alınırsa, Türkiye'de yeni bir merkez sağ parti ortaya çıkacak veya ANAP ve DP bu iki isim dışında, bir ismin liderliğinde birleşecek. Bu oluşum Türkiye'nin ve piysaların geleceği açısından bence önemli olacak."

Radikal