Satıcı: Türkiye en riskli ülke
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, "Yıllardır dile getirmemize rağmen hala bir tedbir alabilmiş değiliz."
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, cari açığın ve kronik dış ticaret açığının Türkiye'yi tüm gelişmekte olan ülkeler arasında en riskli ülke konumuna getirdiğine dikkat çekerek, "Yıllardır dile getirmemize rağmen bu kırılganlık konusunda hala bir tedbir alabilmiş değiliz.
Yabancı piyasalarda yaşanan en ufak bir çalkantı bizde “Kelebek Etkisi”'ne dönüşerek bir krize yol açıyor. Biz ise ne yazık ki sadece enflasyonu düşürmeye odaklanarak büyük resmi gözden kaçırıyoruz" dedi.
TİM Başkanı Satıcı, Ağustos ayı ihracat verilerini, Marmara Adası Saraylar Beldesi'nde bulunan maden ocağında açıkladı.
Satıcı, burada yaptığı konuşmada, geçen ay tüm dünya finans piyasalarını sarsan ufak çaplı bir finansal kriz yaşandığını hatırlatarak, Türkiye'nin yine bu küresel krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiğine dikkat çekti. Yüksek cari açığın ve kronik dış ticaret açığının Türkiye'yi tüm gelişmekte olan ülkeler arasında en riskli, en kırılgan, en çalkantıya açık ülke konumuna getirdiğini belirten Satıcı, "Yıllardır dile getirmemize rağmen bu kırılganlık konusunda hala bir tedbir alabilmiş değiliz. Yabancı piyasalarda yaşanan en ufak bir çalkantı bizde “Kelebek Etkisi”'ne dönüşerek bir krize yol açıyor. Biz ise ne yazık ki sadece enflasyonu düşürmeye odaklanarak büyük resmi gözden kaçırıyoruz" dedi.
Yüksek faizin ülke ekonomisine yaptığı tahribatın görmezden gelindiğini ifade eden Satıcı, şunları söyledi:
"Peki nereye kadar? Yanlış giden bir şeyler olduğuna dünya likidite krizine girip tüm sıcak para Türkiye'den kaçınca mı farkına varacağız? Türkiye bir an önce ekonomisinde kırılganlıkların üzerine kararlılıkla gitmeli ve her çalkantıdan en çok etkilenen ülke konumundan çıkmak zorundadır. Özellikle seçim dönemini geride bıraktığımız bu dönemde siyasi açıdan bir istikrara kavuşmuş iken, Türkiye hemen şu an şimdi bu dönüşümü başlatmak zorundadır. Umarız Türkiye daha fazla zaman kaybetmeden sanayi ve üretimi dönüşümün merkezine koyarak dünyanın lider ekonomilerden birisi olma yolundaki yürüyüşünü hızlandırır."
TÜRKİYE'NİN HEDGE FONLARDAN KURTARILMASI LAZIM
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Satıcı, cari açığın nasıl kapatılacağına ilişkin bir soruya karşılık olarak, Türkiye'nin cari açığını eritecek formülün net döviz girdisi olan mermer ve tarım-hayvancılık gibi sektörlerde olduğunu söyledi. Satıcı, "Bazıları camlı binalar ardında hesap yapıyorlar. Gelsinler Marmara Adası'nda cari açık nasıl kapatılır görsünler. Sıcak para denilen hedge fonların Türkiye'nin kurtarılması lazım. Reel sektöre yatırım yapan fonlara ağırlık verilmesi lazım" diye konuştu.
KRİZ TELLALIĞI YAPANLARA TEPKİ VERİRİZ
Bir gazetecinin "Merkez Bankası Başkanının nasıl davranmasını istersiniz?" şeklindeki sorusuna ise, Satıcı, "Ben Merkez Bankası Başkanı olsaydım proaktif bir başkan olmak isterdim. Londra ve New York'u dinleyip karar almak yerine, bazen de onların bizi dinlemesini sağlardım" yanıtını verdi.
Satıcı, Merkez Bankası'nın yüksek kar elde etmek için yüksek risk alanları korumak yerine, reel sektör ve üreticileri de dikkate alması gerektiğini belirterek, "Merkez Bankası, sadece finans piyasalarının ve bankacılık sektörünün Merkez Bankası değildir" dedi.
Türkiye'de son 5 yılda uygulanan ekonomik programı, bankacılık ve finans piyasasını güçlendirilmesi adına desteklediklerini hatırlatan Satıcı, 5 yıl boyunca bu programın kendileri üstünde yarattığı tahribata dayandıklarını, ama artık sıranın Türkiye'nin reel sektörünü güçlendirmeye geldiğini kayedetti. Satıcı, "Sıra buraya gelmişken, bazıları kriz tellalığı yaparsa biz buna tepki veririz. Mali piyasalardaki bankalardakiler babamız da olsa, kardeşimiz de olsa gerekli tepkiyi veririz" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI TİCARİ İLİŞKİLERİ DE GELİŞTİRMELİ
Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasındaki durumu da değerlendiren Satıcı, her kesimi kucaklayan bir Cumhurbaşkanlığı makamının Türkiye'nin her zaman en fazla ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberliği sağlamada büyük rol oynayacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı makamının Türkiye'nin iç siyasetinde sahip olduğu önem kadar, dış siyasetinde de çok büyük öneme sahip olduğuna işaret eden Satıcı, "Küreselleşme çağında yaşadığımız bugünlerde ülkelerin birbirleriyle olan politik ilişkileri kadar ekonomik ilişkiler de ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla yeni Cumhurbaşkanımızın Türkiye'nin başta komşularıyla olmak üzere dış ticaret partneriyle olan ticari ilişkileri geliştirmek noktasında önemli adımlar atacağını ümit ediyoruz" dedi. Satıcı, önümüzdeki dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin de geliştirilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu dönem AB konularını biraz daha ciddi bir süzgeçten geçirerek ele almayı, özellikle yapıcı eleştirilere kulakları kapatmamayı gerektiriyor. AB'ye katılmayı savunmak demek, bize yapılan haksızlıklara göz yummak demek asla değildir. Bizim Türkiye olarak yapmamız gereken, AB'yle yürütülen ilişkilerde çifte standartlara gözlerimizi kapatmadan, ama üzerimize düşeni de en doğru ve hızlı biçimde yapmaktır."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.