Başbakan düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'e güvendiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan Gül'Ün adaylığı hakıında şöyle konuştu:
"Abdullah Gül'Ün özü sözü birdir. Adaylık yurt içinde ve yurtdışında hüsn-ü kabul gördü. Meydanların talebi açıktır. Türkiye pistin sonuna gelmiş bir uçağa benzemektedir. Türkiye'yi bundan sonra tutmak mümkün değildir. Abdullah Gül Cumhuriyet'in temel niteliklerine sahip çıkacak. Türkiye'de bütün kesimlerin beklentilerine uygun olarak davranacaktır. "
Başbakan düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül ile ilgili açıklamalar yaptı.
Erdoğan şöyle konuştu;
"Abdullah Gül Cumhuriyet'in temel niteliklerine sahip çıkacak. Türkiye'de bütün kesimlerin beklentilerine uygun olarak davranacaktır
Başbakan Erdoğan basın toplantısında muhalefet partilerine 'büyük uzlaşı' çağrısı yaptı.
Başbakan CHP'ye sitem ederek, "CHP Gül'ün adaylığını diğer partiler gibi olgunlukla karşılamalıydı" dedi
Erdoğan, iki yeni Devlet Bakanlığı kurulacağını, icracı bakanlıkların bazılarının ayrılarak yeni görev dağılımı yapılacağını açıkladı : "Bazılarında tezkere ve yasa değişikliği gerekiyor. yeni kabine oluştuktan sonra adımları atacağız."
Erdoğan'dan 'özü sözü bir' vurgusu
Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül'ün "Cumhurbaşkanlığı sizin hakkınızdı sözlerine nasıl yanıt verdiğini anlattı.
Erdoğan şöyle konuştu: Bazı ilkelerim var. Bu son gece yaşanan bir diyalogdu. Orada bu konuşma geçti. Birincisi partimizi bir dünya markası haline getirmek.
Aramızda yapılan müzakereler sonunda arkadaşlarım "siz olmayacaksanız Abdullah Gül olsun" dediler.
Demokratik anlayışla hareket edersek hakkı sahibine vermeliydik.
Sizin hedefinizde cumhurbaşkanı olmak var mı? Bu dönem gündemimizde yeni kabine ve önümüzdeki yerel ve genel seçimlerden başarı ile çıkmak var. Bizim tüzüğümüzde bazı bağlayıcı maddelerimiz var. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili gündemimizde şimdilik bir şey yok. Türkiye için çok daha etkin çalışmalar yapmamıza vesile olacak hedeflerimiz var.
Takım kuruyorum kimi nereye koyacağımı ben bilirim. Bu konuda müdahale yapılmasını doğru bulmuyorum.
Abdullah Gül'ün özü ve sözü birdir vurgusunu kime yaptığı sorusuna karşılık. "Gül özü ve sözü bir insandır" dedi. Erdoğan'ın bu ifadeyi "Laikliğe özde ve sözde bağlı bir cumhurbaşkanı olmalı" açıklaması yapan askere bir mesaj olduğu şeklinde algılandı.
Ankara'daki su sıkıntısı ile ilgili de konuşan Erdoğan, "Strateji yanlış olmuştur." dedi. Erdoğan, Ankara'nın 4-5 aylık bir su rezervi bulunmaktadır. kesinti süreci yaşanmamış olsaydı belki de bu noktaya hiç gelinmeyecekti. Bu noktada da Sayın Gökçek de hatasını kabul etti. Önümüzdeki günlerde su konusunda bir zirve yapacağız. Yeni barajlar yaparak sularımız boşa gitmesine engel olacağız.
Birbirimizi hırpalamak yerine destek olmalıyız. Enerjimizi iç kavgalarla kaybetmemek konusunda söylediğim bununla ilgili. Biribirimize inanıp güvenmeliyiz. Petrol 27 dolardan 77 dolara çıktı. içeriye bunu yansıtmadık.
'Atatürk'ün eşi ve annesi örnek'
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün eşinin başörtüsü ile ilgili tartışmalara da değinen Başbakan Erdoğan net konuştu. Erdoğan, Atatürk'ün eşi ve annesini örnek gösterdi.
Hayrünissa Gül'ün türbanlı olmasının bir gerginlik yaratıp yaratmayacağı konusundaki soruları da cevaplandıran Erdoğan, "Bir hukuk devletinde yaşıyoruz, bir Anayasamız var, yasalarımız var. Bu ülkede özgürlükler var; düşünce, din ve vicdan, eğitim, örgütlenme... Bunlar Anayasa'nın teminatı altındadır. Kimse ne bir erkek, ne bir kadının giyim kuşamını kendi arzusuna göre şekillendiremez. Her bayanın bireysel tercihidir. Herkesin saygı duyması gerekir" dedi.
"Siz bir bayanın bireysel tercihine saygı duymazsanız bir defa kadın hakları noktasında o bayana saygısızlık yapmış olursunuz" diyen Erdoğan, "Nasıl başını açma hakkına sahipse örtme hakkına da sahiptir" diye konuştu.
Bu tip tartışmaların huzursuzluk tohumu ekmek isteyenlerin çabası olduğunu söyleyen Başbakan, Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ı da örnek göstererek, "Atatürk'ün eşine bak, annesine bak örnek alacaksan. Eşi nasıl giyiniyordu o zaman" ifadesini kullandı.
AK Parti genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, parlamenter sistem içerisinde icrası Anayasa ve yasalarla belirlenmiş bir devlet olduğuna işaret ederek, ''Yani bu devletin başına kim nasıl gelecek bu Anayasa'da, yasalarda bellidir. Dolayısıyla siz bu ülkede başbakanlık yapacaksınız, bakanlık yapacaksınız, 1992'den bu yana parlamenterlik yapacaksınız, AP'de Türkiye'yi temsil edeceksiniz, hiçbir şey yok... Ama gündem cumhurbaşkanlığı olunca, kalkıp siyasi etiğe yakışmayacak şekilde kalkıp cumhurbaşkanı adayı olan parlamentonun bir mensubuna, bu yakıştırmaları yapacaksınız'' dedi.
Erdoğan, AK Parti MYK toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, ''Büyük uzlaşma ifadeniz muhalefete çağrı mıdır'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Tabii, 'uzlaşma' deniliyor da... Uzlaşma nedir sorusuna kimse şöyle gerek lügat anlamıyla, gerek daha geniş... Yani geçmişlerin ifade ettiği gibi 'efradını cami, ağyarını mani' gibi bir tanım kimse getirmiyor. Biz de diyoruz ki, böyle bir tanım getirelim. Yani uzlaşma, benim istediğimi karşı tarafın kabul etmesi mi, yoksa demokrasilerde halkın size vermiş olduğu yetki çerçevesi içinde karşınızdakilerle konuşup bir ortak aklı oluşturma mı? Olaya böyle bakmak lazım. Biz, tabii, ikincisini kabul ediyoruz. Aksi takdirde yani parlamento içinde sizin belli bir miktarda halkın verdiği bir yetki var, bu yetki ile siz dayatacaksınız, nereye halkın çok çok fazla yetki verdiği bir gruba... E, bunun adı uzlaşma arayışı olmaz. İşte asıl dayatma bu olur.''
''BİZ BİR ÜLKE YÖNETİYORUZ''
Kendilerinin nezaket göstererek, halkın yüzde 46.7 oy verdiği bir parti olarak CHP'den randevu istediğini, konuşmak istediğini, ancak ertesi gün hala kendilerin cevap verilmediğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Bunun adı, kalkıpta bir uzlaşma arayışı olmaz'' dedi.
Diğer siyasi partilerin, istedikleri randevu taleplerine ''olgunlukla karşılayıp yanıt verdiğini'' anlatan Başbakan Erdoğan, bu partilere ziyaretlerin Cumhurbaşkanı Adayı Abdullah Gül tarafından yapıldığını anımsattı. Bütün bu ziyaretler gerçekleşirken, bir önceki günden yapılan randevuya yanıt verilmediğini söyleyen Erdoğan, ''Kusura bakmayın da biz bir ülke yönetiyoruz, kabile yönetmiyoruz. Onun için de işimiz var, atacağımız adımlar var. Bütün sivil toplum örgütleri dolaşılacak, bütün bunların kanaatleri alınıyor'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Ortak akıl oluşturulmaya çalışılıyor. Bütün bunlardan sonra yapılan açıklamaları gördünüz. Yapılan açıklamalarda bir duygusallık egemen. İnsan, tabii ki, buna üzülüyor. Bunlar seçim öncesi kullanılan ifadelerin aynısı. Değişen hiçbir şey yok. Seçim öncesinde ne söylendiyse, bugün yine aynı şey söyleniyor. O bakımdan, biz 'yapacağımız çok iş var' diyoruz. Onun için büyük uzlaşma ifadesiyle bu şekilde ortaya koyuyoruz.''
İKİ YENİ DEVLET BAKANLIĞI
Başbakan Erdoğan, bakanlık sayısının artırılacağı ve kabine revizyonuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: ''Devlet bakanlıklarında 2 bakanlık artırmayı düşünüyoruz ama bunun dışında icracı bakanlıklarda görev dağılımlarında bazı değişikliklere gitmeyi planlıyoruz. Tabii, şunu bu anda yapmamız mümkün değil. Kabine oluştuktan sonra icracı bakanlıklardaki değişiklikleri yapma imkanımız oluyor. Onun için bazılarında tezkere gerekiyor, bazılarında belki yasa değişikliği gerekiyor. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıldı ve yeni kabine oluştuktan sonra onun da adımlarını atacağız. Ona göre de bakanlıklardaki fonksiyonları çok daha farklı hale getireceğiz.''
Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde CHP'nin bazı açıklamalarda bulunduğunu ifade eden bir gazetecinin, bu ''bu gerginliği bir sıkıntı yaratıp yaratmayacağı'' sorusuna da Erdoğan, ''Bizim böyle bir gerginlik diye bir anlayışımız yok. Böyle bir şeyin ne beklentisi ne hazırlığı içindeyiz. Bunun beklentisi içinde olan maalesef her zaman olduğu gibi anamuhalefet partisi...'' dedi. Daha önce kendisi cumhurbaşkanlığına aday olmadığı halde CHP'nin ve temsilcilerinin, ''adaylığını geri çeksin'' dediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Daha sonra Abdullah Bey'in adaylığı çıktığında da bu defa Abdullah Bey'e nasıl yüklendiklerini gördük. Şu anda yine aynı şekilde bu yüklenmeler devam ediyor'' dedi.
''KENDİLERİNE KAYBETTİRİR''
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Parlamenter sistem içerisinde icrası Anayasa ile belirlenmiş, yasalarla belirlenmiş bir devletiz. Yani bu devletin başına kim nasıl gelecek bu Anayasa'da, yasalarda bellidir. Dolayısıyla siz bu ülkede başbakanlık yapacaksınız, bakanlık yapacaksınız, 1992'den bu yana parlamenterlik yapacaksınız, AP'de Türkiye'yi temsil edeceksiniz, hiçbir şey yok... Ama gündem cumhurbaşkanlığı olunca, kalkıp siyasi etiğe yakışmayacak şekilde kalkıp cumhurbaşkanı adayı olan parlamentonun bir mensubuna bu yakıştırmaları yapacaksınız. Bunlar çok çirkin, bunlar hoş şeyler değil... Ve yani artık yıllara sarih bir geçmişi olan bir partinin mensupları olarak CHP'nin bu tür ifadeleri kullanması, Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne bir şey kaybettirmez, kendilerine kaybettirir. Biz asla bu anlayış içinde değiliz, onların kullandığı ifadelerle onlara cevap verme niyetinde değiliz. Biz, sadece bu milletin hizmetkarıyız.
Bu millete hizmet etmek bizim için güzelliklerin en güzeli olur. Onun için de şu anda biz yolumuza bu kararlılık, bu anlayış içinde, bu kucaklama anlayışı içinde yürümeye kararlıyız. Bizim, Meclis Başkanlığı noktasında, Sayın Toptan ziyaretinde oralara alternatif isimlerle gidilmedi ki. Sayın Toptan gitti, kendilerine nezaket ziyaretini yaptı. Ondan önce arkadaşlarımız aynı şekilde kendilerini ziyaret etti. Bir düşünceniz var mı yok mu? Bunu sordular. Bu defa da Sayın Gül kendilerini ziyaret etti. Hatta Sayın Gül'ün bu ziyareti, bunlar tamamlandıktan sonra, ben randevu veren partiler olursa kendim gider onlarla ayrıca görüşmelerimi yaparım, yapacağım. Yani bu da ayrı bir mesele. Kapılar açık tutulursa bu olur, kapılar açık tutulmazsa biz de bunu yapamayız.''