AK PARTi OLMASAYDI DA SATILACAKTI

22 yıllık bankacı Burhan Karaçam, banka satışlarının beklenen bir gelişme olduğunu söyledi

22 yıllık bankacı Burhan Karaçam, banka satışlarının beklenen bir gelişme olduğunu söyleyerek, "Bunları yaşamak AKP'ye nasip oldu. Bundan sonra bazı bankaların çıkacağını göreceğiz" dedi..

* Siz bankacılıktaki satın almaların böyle bir çizgi izleyeceğini bekliyor muydunuz?
Beklediğim ölçüde gerçekleşiyor. Daha da devam edebilir. Çünkü Türkiye dünyada geleceği çok parlak bir ülke olarak görünüyor. Avrupa sıkışmış, kalmış vaziyette. İstisnalar hariç zaten gelenler de Avrupa'dan. Avrupa'daki yeni pazar ve müşteri kazanımı ile karşılaştırıldığında Türkiye çok cazip.

* Bankacılık sektöründe ilerde ne yaşanacağına ilişkin tahminiz var mı peki?
Büyük bankalar dışında- ki zaten bundan sonra orta ölçekli ve küçük bankalara talep olacak- 5-6 yıl sonra yeni bir konsolidasyon dalgası olacak. Çünkü Türkiye'deki mevcut piyasa koşullarında büyüme hem zor hem daha zahmetli hem de çok maliyetli. Onun için bu rakamlarla girenlerin hepsinin beklentilerinin karşılanması mümkün değil. Rekabet ortamında bazıları koymuş olduğu hedefleri yakalayacak, bazıları yakalayamayacak.

FATURA BANKALARA KESİLDİ
*
Oyakbank'ın da ING tarafından alınmasıyla yabancı bankaların bankacılıktaki payı yüzde 42'ye ulaştı. Bu oranı nasıl yorumluyorsunuz ? Batı Avrupa'da böyle bir durum söz konusu değil örneğin. Ama Doğu Avrupa'da yabancı bankaların payı yüzde 70' lere ulaşmış durumda...
Banka gördüğü işlem hacmi, taşıdığı risk açısından belirli sermaye yeterliliğine sahip olması gereken kurumlar. Bu da Türkiye gibi sermayesi kısıtlı bir ülkede yabancıların gelmesi çok yadırganacak bir durum değil. Yadırganacak olan durum, Türkiye'de Avrupa standartlarına göre 2 banka olmasına rağmen, kamu sektörü yüzde 30'larda. Bu ne olacak asıl?

* Neden Türk patronlar banka satın almalarına ilgi göstermiyor artık ?
2001 krizinin arkasında siyasiler, siyasi hatarlar ağırlıklı yer almışken, faturası bankalara ve bankacılara kesildi. Bunun sonucu olarak da yeni bankalar kanunda, banka yöneticilerine getirilen çok ağır yükümler var.

* Bu yükümlülükler yabancı bankacılar içinde geçerli ama.
Yabancılar için de söz konusu ama Türk bankalarında karşı karşıya kaldığınız riskler gibi yabancı bankalarda kalmıyorsunuz. Nüfus etme yetkisi, siyasi etki, eş,dost ahbap etkisi Türk bankalarında daha fazla. Daha Türk bu bankalar. Onun için de yabancıların gelmesi, bu tip standartların oluşması açısından önemli.

MÜŞTERİYE DAHA AĞIR KOŞULLAR
*
Müşteriler açısından bakalım. Yabancıların gelmesinin etkisi ne oluyor şimdi?
Türkiye'nin şu anda bankacılık mevzuatı da tamamen Avrupa'yla uyumlu. Neticede bir kanaat olayı var. Türk'ün Türk'ü daha iyi tanıması, yabancıların belirli yerlerde risk almayacak olması, Türk'ün o riski almasını sağlıyor. Bir de herşey siyah-beyaz değil. Gri zeminlerde var orada. Yabancıların gri sahası çok dar, bizim daha geniş. Bu da Türk insanının yabancı ağırlıklı bankalardan çok daha ağır koşullarla karşılaşması demek oluyor. Şu anda Türk şirketleri için kredi kullanımı çok daha zorlaştı, ama hissedilmiyor. Çünkü şu anda likidite çok bol. Bir de şu anda yabancı bankalarla Türk bankaları arasında müthiş bir haksız rekabet var. Türkiye'de döviz kredilerini döviz kazandırıcı işlemler için sadece veriliyor. Oysa yabancı bir banka dışardan istediği bir kaynağı getirebiliyor.

* Bankaların el değiştirmesini, ünlü markaların satışa çıkarılmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye'nin tüm sektörlerinde bugüne kadar yapılan yatırımların realize edilebilmesi için satışlar oluyor. Şu an bir sektörden çıkmak için iyi bir dönem olarak görünüyor. Dövizin de herhalde bu kadar değer kaybettiği bir ortam ileride düşünülmüyor. Kurların etkisi büyük.

* CHP'nin ekonomi politikası, yabancıların Türkiye'de şirket ya da banka satın almaları konusunda özellikle çok muhafazakar. Sizce bu gelişmelerin önünde durmak mümkün müydü?
İstediğiz yerde küresel dünyanın şartlarını kabul edip, istediğiniz yerde kabul etmeme gibi bir şey söz konusu olmuyor. 2000'li yılın başında bu tür piyasalarda bunların yaşanacağı söylenmişti. İçinde krizler olacağı, krizlerin yol açacağı sermaye sorunları, tasfiyeler, tasfiye sonrası konsolidasyona girilmesi, yabancıların gelmesi, tekrar belki bir çalkantılı dönemin daha yaşanması ve bazı yabancıların çıkması zaten daha önce çeşitli ülkelerde görülmüş bir şeydi. Yabancıların gelmesi sürpriz bir olay değil. İktidarda AKP olmayıp da başka bir partide olsa yine bunlar yaşanacaktı. Bir şekilde AKP'ye nasip oldu bu dönem.


'Şube yarışına giren bankacılık çok kârlı sonuçlar doğurmayacak' 

 
Bankacılığa yabancıların girmesiyle neler oluyor?
Şurası bir gerçek ki, Türkiye'de bankacılık sektörü ürün ve hizmet açısından değil, birtakım istatistikler açısından daha Avrupa ve ABD'nin çok gerisinde. Kişi başına mevduat AB'nin ilk 10 ülkesinde ortalama 4 bin 384 Euro iken, Türkiye'de henüz 2 bin 125 seviyelerinde. Bakın şimdi bütün bankalar hepsi bir iş planıyla geliyor ve hepsinde bir şube açma yarışı var. HSBC Genel Müdürü Piraye Antika'nın bir demeci vardı geçen gün, 'Şube kapatmak en büyük hatamdı' diyor. Olabilirdi. O günün koşulları ayrı, bugünün koşulları ayrı. O zaman tutmuş olsaydı o şubeleri, büyük ihtimalle son 6 yılda çok büyük genel idare giderleri içinde taşımak zorunda kalacaktı. Ama şu anda herkes bir şube açma derdinde ve şube açmak kolay bir şey değil. Yapmış olduğunuz yatırımı oradaki çalışma ve iş hacmi ile geri alacaksınız. Ben bugün birbirleriyle şube açma yarışında olan bankacılığın çok kârlı sonuçlar yaratacağı kanaatinde değilim tabii.


'Türk bankaları yabancılara göre yeniliğe daha açık'

*
Garanti Bankası sanki yenilikçilik konusunu kimseye kaptırmıyor. Kol saati şeklindeki çipli banka kartı reklamını gördünüz mü?
Hiç mütevazı olamayacağım bu konuda. Yenilikçilik açısından bizim dönemimizde Yapı Kredi bir numaraydı. Sadece Avrupa'da olan standart ürünler değil, Türk insanının ihtiyacı olan ürünleri getirdi. Taksit sistemi, tele bordro gibi. Sonra Yapı Kredi'nin içinde bulunduğu durum diğer bankalara yaradı. Garanti yenilik açısından en başı çekiyor. Ben Türkiye'ye gelen yabancı bankaların yenilik açısından önemli şeyler yaptıklarına inanmıyorum. Gördüğüm kadarıyla yenilikçilik Türk bankalarının elinde.

* Oyakbank'ın ardından Türkiye'ye bakınca ne görüyorsunuz?
En son Oyakbank'a bakacak olursanız, iki banka var. Biri geliyor bir yerde duruyor. Diğeri oraya kadar çıkıyor. Demek ki ikisinin gelecekle ilgili planı ve beklentileri farklı. Buradaki mesele bugün ne durumda olduğumuz değil. Bizim ekonomi açısından istikrarlı bir ülke olduğumuzu birtakım özel değerlerimizden işte rejimimizden, düzenimizden fedakarlıkta bulunmadan göstermemiz lazım. Son üç yıldaki değişikliğin bir rüzgarın getirdiği değil, sürdürülebilir bir ekonomik istikrar olduğunu göstermemiz lazım dünyaya. En büyük korku, Türkiye çok fazla yabancı ülkelerdeki gelişmelere bağımlı durumda. Türkiye'ye bu paralar geldiği sürece bu cari açık finanse edilir. Peki ama olmadığı takdirde ne olacak?


'Yabancı bankalar elini taşın altına koysun'

*
Bir taraftan da Anadolu'nun hâlâ banka şubesi girmeyen kasabaları var. Yani yabancı bankalar da bu potansiyele gelmediler mi? Şubesiz büyümeyi nasıl yapacaklar?
Konuştuğun kişi Türkiye'de 300'e yakın şube kapatmış bir kişi. Sebebi verimsizlik. Çünkü siz bir sosyal yardım kuruluşu değilsiniz banka olarak. Bir ticari faaliyetin içindesiniz. Oraya yapmış olduğunuz yatırım, binayı ister kiralayın, ister alın, koyduğunuz teknoloji, insan, o insanın eğitimi, oranın kırtasiyesi... Bunları yapacaksınız ve oradaki iş hacminden aldığınız payla işinizi karlı bir hale getireceksiniz. Bu açıdan bakılması lazım. Onun için ben yabancı bankaların buraya gelmesine çok seviniyorum. Gelsinler, bu yatırımları da yapsınlar. Benim ülkem kazanıyor sonuçta. Ben CHP'nin baktığı gibi bakmıyorum. Açabildikleri kadar şube açsın, Türkiye'nin en ücra köşelerine gitsinler. Elini taşın altına koysunlar. Sonunda Türkiye kazanacak. Ama ilk giriş yatırımları yüksek olacak. AB'nin ilk 10 ülkesinde, her 5 bin kişiye bir şube düşüyor. Türkiye'de 11 bin bin kişiye bir şube düşüyor. Yabancı bankalar Türkiye'ye gelirken yaptıkları iş planında Türkiye'de mevcut şube sayısının ikiye katlanacağı hesabını işte bu yüzden yapıyor. Ama tabii kişi başına gelir de çok daha düşük Türkiye'de. Banka başına nüfusa bakın mesela, AB'de 46 bin kişiye bir banka düşerken, Türkiye'de 1.5 milyon kişiye bir banka düşüyor. Türkiye'de bir banka personeli 545 kişiyle ilgilenirken, Avrupa'da 245 kişiye bir banka personeli düşüyor. Bu tür istatistiklere baktığınız zaman Türkiye çok cazip. Avrupa'da nüfus büyümediği için, ekonomiler orada tatmin edici olamadığı, maliyetleri de arttığı için büyük piyasalar ve ileriye dönük büyüyeceğine inandıkları piyasalara gidiyorlar. Türkiye'ye gelmelerinin nedeni o.

Sabah


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Magazin Haberleri