Cindoruk partisine katılım için 'Herkes iyi düşünsün, aklıyla karar versin, öyle gelsin' dedi.
DP'nin ANAVATAN'la birleşme kongresinde yeniden genel başkan olan 76 yaşındaki Hüsamettin Cindoruk, 'merkez' olarak tanımladığı partisine katılım için 'Herkes iyi düşünsün, aklıyla karar versin, öyle gelsin' dedi.
Anavatan Partisi ile hafta sonu yapılan 'ortak kongre' ile birleşmelerinin ardından ilgi odağı haline gelen Demokrat Parti'nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, AKŞAM'a açıklamalarda bulundu.
Kongrenin havasından, Turgut Özal'la ilişkilere, partiye katılımlardan geleceğe yönelik projelere kadar birçok konuda sorularımızı yanıtlayan Cindoruk, 'Kimseye gel de demem, gelme de demem. Gerekli çağrıyı kongre zaten yapmıştır' dedi. Cindoruk, bir dönem partisi DYP'nin kavgalı olduğu merhum Cumhurbaşkanı ANAP'ın kurucusu Özal'a da övgüler yağdırdı ve 'Yeni programımızda, O'ndan esinlendik' açıklamasını yaptı. Celal Bayar Köşkü'ndeki söyleşide Cindoruk'un sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- DP, kaç seçim sonra iktidar olur?
2011'de iktidar ya da iktidar ortağı olacağız. Bunu, halkın kongredeki heyecanında gördük. AP'de bile böyle coşkulu bir kongre yapılmamıştı. 20 bin üzerinde kişi kongreye geldi. Bunu başarmaya bizim ve Anavatan'ın gücü yetmezdi. Bu başka bir şey. Buraya halk, kendisi isteyerek geldi. Boşluğu doldurmaya geldi. Üç gündür yağmur gibi mail yağıyor. Herkes memnun, herkes mutlu. Siyasi hayatımda böyle bir şey görmedim. Bir parti geldi kendini feshetti. Başka bir partiyle aynı anda aynı mekanda kongresini yaptı. Herkes birbirine saygılı. Herkes yerinde mıh gibi çakılmıştı. Halk parti istiyordu. İşte parti.
- Peki, bütünleşmiş partiye ilk etapta tanınmış simalardan kimler gelecek?
Ben kimseye gel ya da gelme demem. Çağrıyı kongre kendisi zaten yapmıştır. Cumhuriyeti, laik ve demokrat rejimi savunanlar için bu kongre bir çağrıdır. Başka söze gerek yok. Çok ciddi bir talep var. 170 belediye başkanımız var şu an. Ama bizim bazı arkadaşlarımız başka partilerden başkan seçildi. Onlardan gelecekler var. Ben şunu söylüyorum herkes iyice düşünsün, aklıyla karar versin öyle gelsin.
YAŞLANINCA HATIRA YAZACAĞIM
- Yerinizi ne zaman daha genç birine teslim edeceksiniz?
Daha yeni Genel Başkan oldum. Tanrı hepimize uzun ömürler versin. Hevesliyim. Görevim devam ediyor. Yaşlanınca da hatıralarımı yazacağım.
- Yılmaz'ın konumu ne olacak?
Siyaset Planlama Kurulu diye bir kurulumuz var orada görev yapacak.
- Soldan, etkili bir isim olan Celal Doğan'ı nasıl 'kap'tınız?
Celal Doğan, Zincirbozan'dan arkadaşımdır. Dört ay beraber yattık. Orada, karşılıklı bir güven duygusu oluştu aramızda. Kendisi zaten çok başarılı, güvenilir, mert bir isimdir.
AKP OYLARININ YÜZDE 25'İ BİZİM
- Sizin AKP'de ne kadar oyunuz var?
Onların oyunun yüzde 25'i bizim. AKP'nin temel oyu, Milli Görüş'ün 1973'te aldığı yüzde 12'dir. Bu eksilir, yükselir. Ama ortalama yüzde 18 olur. Gerisi şişme oy. En çok da merkezden gitme şişme oylar.
- Açılım süreci nasıl sonuçlanır?
Ortada açılım yok. Gele gele 34 kişilik gerilla müfrezesi dağdan indi. Bunlar, DTP'nin de gücünü kırdılar. Çünkü 'Önderimiz Apo' dediler. Önderle gerillalar bütünleşti. DTP devre dışı kaldı.
- Ergenekon Davası konusunda tavrınız nedeniyle bir kesim sizi ve partinizi 'Ergenekoncu' diye lanse ediyor. Ergenekoncu musunuz?
Ergenekon, Türk milletinin ortak destanıdır. Böyle bir davaya 'Ergenekon' adının verilmesi ayıptır. Ben bu davaya hiçbir zaman 'Ergenekon' diye ad kullanmam, hep 'Silivri toplama kampı' derim. Bu kampta, birbirlerine benzemeyen insanlardan dava yaratılmaya çalışılıyor. Hukuk yoktur bu Ergenekon Davası'nda. Benim darbecilerle mücadelemi herkes biliyor. Onun için o tür yakıştırmaları ciddiye alıp da cevap bile vermeyi gereksiz görüyorum.
ARAZİYE İNECEĞİZ
- Önümüzdeki günlerde neler yapacaksınız?
Kasım'ın 15'inden itibaren açık ve kapalı mitingler, toplantılar yapacağız. Araziye ineceğiz.
- Sloganınız ne olacak?
'Barışan Türkiye' sloganıyla yola çıkıyoruz. Çünkü Türkiye'nin buna şiddetle ihtiyacı var.
- Merkez parti tanımını nasıl yaptınız?
Bu tanımı yaparken, klasik anlayışın dışına çıktık. Dünyada, sağ ve solun çıktığı yerlerde artık bu kavramların anlamı değişti. Biz, hizmet partisiyiz. Dogmalardan, radikal ideolojilerden arınmış bir merkezi seçtik. Biz, saplantılarla halkın karşısına çıkmayacağız. Kutuplaşmalardan beslenmeyeceğiz.
BABA ARKAMIZDA
- Baba (Süleyman Demirel) sizi aradı mı?
Kongre salonunda telefonla aradı, tebrik etti, desteği arkamızda.
- Özal'ı birkaç kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Ben Meclis Başkanı, O Cumhurbaşkanı iken gayet uyumlu, dostane bir ilişkimiz vardı. Yurtdışında olduğu zamanlar bana emanet ettiği kararnameleri, O'nun bilgisi dışında imzalamazdım. Partilerimiz arasındaki çekişmeyi hiçbir zaman Köşk'e taşımadık. Turgut Bey, devlete çok büyük emeği geçmiş biridir. Türkiye'de mali reformu o yapmıştır. İnanılmaz baskılar içerisindeyken bile cesaretle Türkiye'yi çekip çevirmiş, reformlara imza atmıştır. TCK'nın 162, 163 ve 142'nci maddelerini O kaldırtmıştır. Yeni parti programımızı, O'nun programından esinlenerek hazırladık. Programımızı herkes okusun. Türkiye için çok gerekli bir program. Web sitemizde 'bir tık' uzaklıkta herkes ulaşabilir.
- Kongre salonunuza 'Diktatörlüğe geçit yok' pankartı da astınız. Böyle bir endişeniz mi var?
Türkiye'yi diktatörlüğe sürüklemek isteyebilirler. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü, dayanıklılığı buna izin vermez. Biz, Putin-Medvedev sisteminin kurulmasına da karşıyız. Abdullah Gül inecek Erdoğan çıkacak. O inecek, diğeri çıkacak. Araya kimseyi de sokmuyorlar. Bunun sonu yok. Türkiye'de kimsenin gücü, diktatörlük kurmaya yetmez ama biz Gül-Erdoğan sistemini de yaşamak istemiyoruz.
Bütünleşmenin ruhunu yansıtmış
DP ile ANAVATAN'ın birleşme kongresinde salona asılan dev Demirel-Özal fotoğrafına Baba'dan övgü geldi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Turgut Özal'la sohbet ederken çekilmiş fotoğrafın kongrede kullanılmasına yorumu 'Çok güzel olmuş. Bütünleşmenin ruhunu bu fotoğraf yansıtıyor' olmuş. Cindoruk da, 'Süleyman Bey'le Turgut Bey'i aynı karede buluşturan fotoğrafı özellikle mi seçtiniz?' sorusuna, 'Evet, özellikle seçtik. 1991'de, biri cumhurbaşkanı, diğeri başbakanken bir toplantıda bir arada çekilmiş. Bu, tarihi akışı içerisinde bir belge olarak, iki partinin birleşmesinin temel dayanaklarının ne kadar derin olduğunu gösteriyor' yanıtını verdi.