Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem, "Aliağa'da ölümüne bir kalkınma üzerinde duruluyor. Bölgedeki tüm sanayiciler kendi çukurlarını kazıyor. Termik santraller çevre kirliliğinin önemli sebeplerindendir. Aliağa'da kirlilik kapasitesi aşıldı, artık başka yükü kaldıramayacak durumda" dedi.
"Demirci dükkanı bile açılamaz"
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ile Aliağa Demokrasi Platformu'nun düzenlediği panelde konuşan Prof. Dr. Erdem, kurulacak bir termik santralin bölgenin felaketi olacağını söyledi:
"Aliağa'da bırakın termik santrali, demirci dükkanı bile açılamaz. Aliağa'da kirlilik kapasitesi aşılmıştır. Ya başka bir yer bulunmalı ya da politika değiştirilmeli. Türkiye'nin politikası fosil yakıtların üzerine kurulmuş. Başta da kömür geliyor. Linyit kömürün en çok olduğu yerlerden birisi bizim ülkemiz. Fakat linyitin belli bir atığı var. İthal kömürle çalışan bir santral olsa da durum değişmez. Üstelik Aliağa sadece kendisini değil, İzmir'i kirletir durumda.
Fakat bazı bilimadamları şaşırtıcı bilgiler ortaya atıyor. Aliağa'da havanın temiz, toprağın kirli olduğunu söylüyor. Ben bu işe yıllarını vermiş bir bilimadamı olarak buna anlam veremedim. Aliağa'da ölümüne bir kalkınma üzerinde duruluyor. Bunun adına da sürdürülebilir kalkınma deniyor."
Kaçak elektrik kullanımı
Türkiye'de kaçak elektrik kullanım oranının yüzde 22 olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erdem, "Hem elektrik mühendisleri odası hem de TÜİK, Türkiye'deki elektrik kaçağı oranını yüzde 22 olarak açıkladı. Kayıp ve kaçak oranı yüzde 2 aşağıya çekilirse 1 milyar dolar tasarruf sağlandığını uzmanlar ortaya koyuyor. Nakil hatlarının yenilenmesi durumunda da büyük bir kaybı gidermiş oluruz" dedi.
Termik santrallerin çoğunun Ege'de olduğunu belirten Prof. Dr. Erdem, "Çevre master planlarımız yok. Doğal kaynaklarımızı bilmiyoruz. Nerede neyimiz var bilmediğimiz için de yüzeysel kararlar alıyoruz. Bütün dünya şehirleri kışın kirli olurlar. Fakat İzmir yazın kirli oluyor. Çünkü kuzey batı rüzgarı yazın esiyor ve Aliağa yüzünden İzmir de kirleniyor. Bu durum varken buraya kükürtoksitiyle, azotoksitiyle, külüyle, partikülüyle bir termik santral daha olabilir mi diye düşünmek lazım" diye konuştu.
Kirlilik Menemen'i de vurdu
Menemen Ziraat Odası Başkanı Şeref Sofuoğlu da, Menemen'de kanserden ölümlerin gitgide arttığını söyledi, "Menemen ovasında yapılan tarım ülke ekonomisine 300 milyon dolar katkı koyuyor. Aliağa'daki kirliliğin kuzeybatı rüzgarlarının etkisiyle Menemen'e gelmesi sonucu tarım ilaçlarının en çok satıldığı yer olduk. Menemen'de milyarlarca liralık tarım ilacı tüketiliyor. Buna rağmen ilçe topraklarındaki verim de giderek düşüyor" dedi.
İzmir Tabip Odası'ndan Dr. Oya Otyıldız, termik santrallerin havaya yaydığı partiküllerin insan sağlığına büyük ölçüde zarar verdiğini kaydetti.
Dr. Otyıldız, kirliliğe uzun süre maruz kalanların solunum sisteminde ciddi rahatsızlıkların oluştuğunu ve sonu ölümle bitebilecek hastalıklara da yakalanabildiklerini belirtti, "Kirliliğe maruz kalan insan ömrü ortama olarak 14 yıl kısalır" dedi.
Aliağa'da kurulacak termik santralın birçok yönden kanunlara aykırı olduğunu belirten avukat Berrin Esinkaya ise, "Kanunda elektriğin kaliteli, ekonomik ve çevreye duyarlı şekilde vatandaşa sunulması gerektiği belirtiliyor. Kurulacak santralde bunların hangisi var? Türkiyede zeytincilik de kanunlarla korunuyor. Kanunlarımızda zeytinliklerin 3 km yakınına toz ve kirlilik oluşturacak sanayi kuruluşunun kurulamayacağı maddesi var. Termik santral dayatmasıyla kanunlar çiğneniyor" dedi.
Yeşiller Partisi Genel Başkanı Melih Ergen de, "Bu mesele ahlaki ve vicdani bir meseledir. Aliağa'dan çıkacak bir hayır sesi ile termik santrale karşı çıkılabilir. Gerekirse bir insan zinciri oluşturulur" dedi.