Eğitim-İş 2. Dönem 2. Başkanlar Kurulu Sonuç Raporu açıklandı. Raporda, AKP iktidarı hukuk sistemini yıkma ve Cumhuriyet ile hesaplaşma çalışmalarına yoğunlaştığı iddia edilerek "Bu tehlikeli gidişi fark eden gazetecileri, bilim insanlarını, yurtseverleri hukuka aykırı biçimde etkisiz hale getirmekte, toplumun dinamik kesimlerini susturmaya çalışmakta ve halka gözdağı vermektedir. AKP iktidarı ile beraber devletin asli görevi olan eğitim ve öğretim, tarikat ve cemaatlerin kontrolüne bırakılmıştır" denildi.
Eğitim-İş 2. Dönem 2. Başkanlar Kurulu Sonuç Raporu'nda AKP iktidarına yönelik önemli iddialarda bulunuldu. Raporda, "İktidar özellikle hukuk sistemini yıkma ve Cumhuriyet ile hesaplaşma çalışmalarını yoğunlaştırmaktadır. Bu tehlikeli gidişi fark eden gazetecileri, bilim insanlarını, yurtseverleri hukuka aykırı biçimde etkisiz hale getirmekte, toplumun dinamik kesimlerini susturmaya çalışmakta ve halka gözdağı vermektedir" denildi.
Eğitim-İş Başkanlar Kurulu tarafından yapılan saptamalara dikkat çekilirken "AKP iktidarı ile beraber devletin asli görevi olan eğitim ve öğretim, tarikat ve cemaatlerin kontrolüne bırakılmıştır Yönetici atamalarında 76. Madde'ye dayanan keyfi atamalar terk edilmeli, liyakat ve kariyer ve objektif olarak görevde yükselme kriterlerine göre adil atamalar yapılmalıdır" denildi.
Türkiye'deki "olumsuz gidişi" durdurabilmek için demokratik kitle örgütlerinin güç birliği yapmalarının yaşamsal önem taşıdığına işaret edilen raporda, Türkiye'nin çok ciddi sıkıntılar yaşadığı, gelecekte yaşanacak krizlerden en çok etkilenecek kesimin de "emekçiler" olacağı vurgulandı.
"Çalışma barışı bozuldu"
Uygulanan politikalar, taşeronlaştırma ve özelleştirmeler yoluyla çalışma hayatının parçalı ve esnek hale getirildiğine değinilen raporda, aynı işyerinde sözleşmeli 4B, 4C gibi birçok statüd çalıştırılanların bir arada bulunduğuna dikkat çekilerek çalışanların ekonomik özlük haklarının da farklı olduğuna değinildi. Çalışma hayatındaki bu farklılaşmanın, parçalanmayı getirdiği kaydedilen raporda, "Aynı zamanda iş verimliliğini düşürüp iş barışını engellemektedir. Bu da örgütsüz toplumu örgütsüz olmaya zorlamaktadır. Devlet hazinesinden Milli Eğitime ayrılan kaynak artırılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatlarının ve okullarının tüm harcamaları internet sayfasında yayınlanmalıdır. Her okula öğrenci sayısına göre bütçe verilmeli, denetimi için şeffaf ve sendika temsilcilerinin de içinde bulunduğu gerçekçi kurullar oluşturulmalı ve yürütülmeli, ne ad altında olursa olsun (temizlik, güvenlik, kırtasiye vs.) para talep edilmemeli, idareci ve öğretmenler tahsildarlık yapmamalı veli, öğretmen, öğrenci ilişkisi yalnızca eğitim ekseninde olmalıdır" önerilerinde bulunuldu.
"Yeni eğitim programında Atatürk yok sayılıyor"
Yeni eğitim programında Atatürk ve ulusal değerlerin "yok sayıldığı" belirtilen raporda, "Örneğin eski programdaki Türk Dili kitaplarının kapağında Atatürk'ün Dil Devrimi'nin amacını özetleyen 'Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır' sözlerine yer verilirken bu dersin yerine gelen Dil ve Anlatım dersi kitaplarının kapağında bu görüşler yer almamakta tam tersine bakanlığın bastığı ve ücretsiz olarak dağıtmakla övündüğü kitapların genelinde önceki bakanın görüşlerine ve göreve geldiği günlerde yayınladığı Yaşayan Türkçe Genelgesi'ne uygun bir dil ve anlatım kullanılmıştır. Ödev yerine geçen uygulamaların performans, proje gibi sözcüklerle karşılanması dil konusundaki sakat tutumun göstergesidir" denildi.
Eğitim - öğretim kurumlarındaki öğretmen açığının kapatılması için atama bekleyen 200 bin öğretmenin atamasının yapılmadığı da ifade edilen raporda, yeni ÖSS Sistemi'nin de eğitim sisteminin anlayış, yapı ve süreç boyutları ile uyumlu bulunmadığı kaydedildi. Yeni sistemin katsayı eşitliği uygulaması, ortaöğretim kurumlarının yönlendirme temelli, alan/dal uygulamalarını etkisizleştirdiği belirtilen raporda.yeni sistemin öğrenci, öğrenim, yeterlik ve süreç merkezli anlayış ile çeliştiği açıklandı.
Raporda, "Bu yanlış gidişe dur demek, cumhuriyetimize ve onun kazanımlarına sahip çıkmak, emek mücadelemizin bayrağını biraz daha yükseltmek, çocuklarımıza ve gençlerimize daha güzel bir gelecek sağlamak için tüm kamu emekçilerini Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı altında Eğitim-İş'te buluşmaya davet ediyoruz" denildi.