Susurluk kazasının Ergenekon’u aydınlatan bir lamba olduğunu öne süren Çarkın, “Terörle mücadele sırasında 1000 kişi öldürmüş olabilirim” dedi. Abdullah Çatlı’nın da Ergenekon örgütünce öldürüldüğünü iddia eden Çarkın ayrıca Uğur Dündar için de ’ölüm emri’ verildiğini, ancak Çatlı’nın buna karşı çıktığını açıkladı. Öldürdüğü kişilerin kimlikleri hakkında bilgi vermeyen Çarkın ile Uğur Dündar arasındaki geçen görüşmenin özeti şöyle:
A.Ç.: Uğur Dündar için ölüm emri verildi. Ama Abdullah Çatlı, ’Uğur Dündar vatanını sever’ diyerek bu suikasta karşı çıktı. Yani Dündar’ı Allah korudu. Suikast emrini veren de bir siyasetçiydi.
U.D.: Hiçbir siyasetçiyle kişisel bir hesabım olmadı. Ölüm emrimi veren siyasetçiyi affettim bile.
Uğur Dündar: Çatlı’nın sonunu Ergenekon mu hazırladı?
A.Ç.: Evet... Çatlı’nın mert bir insan olduğunu anladılar ve onu öldürdüler. Büyük bir açık yüreklilikle kullanıldığımızı da itiraf ediyorum. Kullanıldığımızı, kazanın olduğu sırada fark ettik ama hep sustuk.
Çarkın meslektaşlarına da bir uyarıda bulundu: “Gözlerini açsınlar ve sivil unsurların dik duruşunu izlesinler. Türk Cumhuriyeti’ni savunacak zihniyetin karşılarında durduklarına inansınlar. Başkalarının sözlerine alet olmasınlar.” Özel Harekat eski polisi Oğuz Yorulmaz’ın annesinin söyledikleriyle bire bir örtüşen sözler dile getiren Ayhan Çarkın, “Terörle mücadele sırasında 1000 kişi öldürmüş olabilirim” dedi.
Özel harekat polisi Oğuz Yorulmaz’ın annesi Nurhan Yorulmaz da oğlunun devlet tarafından kullanıldığını itiraf emişti: “Devlet tüm faili meçhul cinayetleri oğlum ve arkadaşlarına işletti. Ergenekon’da sadece paşalar değil siyasetçiler de var. Ben evladımı devlete memur verdim, çeteci vermedim. Ortalama 93-94 kişiyi öldürmüşler.