Sabah Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ergun Babahan'ın yazısındaki tespitleri...
Türkiye'nin Partisi
Seçim sonuçları AK Parti'nin sadece çekirdek tabanından değil, tüm Türkiye'den oy aldığını ortaya koydu. Oy tabanı bununla kalmadı, AK Parti ülkenin batısından da doğusundan da aynı oranda oy aldı.
Kimi araştırma uzmanlarının iddiasının aksine neredeyse her iki seçmenden biri iktidar partisine oy verdi. Böylece yüzde 34 tartışmaları sona erdi, meşruiyet sorusu ortadan kalktı.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti, tarihi bir rekora imza atarken iktidardayken bile oy oranını artırma başarısı gösterdi. Bu başarıda iktidarın icraatları kadar, AK Parti'nin önünü kesme çabalarının da payı büyük.
Gerek 27 Nisan bildirisi, gerek 367 tartışmaları, gerekse Anayasa Mahkemesi kararı halkın tek bir partide birleşmesinde yol açtı.
Bu başarıda muhalefetin başarısızlığının da payı gerçekten büyük.
Sadece korku üzerine oynayan, bölünmeyi, irticayı koz olarak kullanan muhalefet partileri halktan rağbet göremedi.
İktidarın her ilde en az bir-iki milletvekilliği kaybedeceğini tahmin eden tüm analizciler yanıldı.
Bu seçimin AK Parti'den sonra tartışmasız en başarılı ismi, araştırmacı Tarhan Erdem oldu. Partilerin oy oranını neredeyse birebir bilen Erdem, itibarı yerlerde gezinen araştırmacılık mesleğine yeniden saygınlık kazandırdı.
DP lideri Mehmet Ağar'ın seçim sonuçları belli olduktan sonra istifa kararı alması yerinde bir karardır. Hep dediğimiz gibi, başarısız liderlerin koltuğa yapışma sevdaları Türkiye'de bugüne kadar sistemi hep sıkıntıya soktu.
Bu tablo karşısında CHP lideri Baykal'ın da bir durum değerlendirmesi yapma vaktinin geldiği ortaya çıktı.
Sivil-asker bürokrasi desteği, emekli generaller aracılığıyla düzenlenen mitingler, DSP ile yapılan işbirliği sonucu ortaya çıkan tablo açıktır.
Türkiye'de bugün eksikliği olan iktidar değil, muhalefettir.
Birinci partiyle, ikinci arasında yüzde yüze yakın bir fark olması normal bir durum değildir, kimse de bunu başarı olarak anlatmaya kalkmamalıdır.
Medyaya da bakacak olursak, istifaların parti yöneticileriyle sınırlı kalmaması gerektiği net bir biçimde görülmektedir.
Kendi halkına bu kadar yabancı köşe yazarı ve gazete yöneticisi dünyanın bir başka ülkesinde yoktur herhalde.
Şimdi asıl sınav Cumhurbaşkanlığı seçiminde.
Sabah