Bahçeli partisinin Meclis grubunda partililere:
Karşımıza iktidar yetersizliği sonucu yönetilemeyen bir ülke çıkarmıştır. Bu dönemde yapay veya sanal sorunlaruı peşine takılmak isteyen aziz milletimiz olandan bitenden yorulmuş ve bıkmıştır.
Son günlerde milletimizi meşgul eden gelişmelerle ilgili düşüncelerimi ifade etmek istiyorum;
Özellikle demokras,iye müdahale şartlarını hazırlayan zeminin siyaset kurumunun kutuplaştırıcı ve cephelere ayrıştırıcı kurumlardan beslendiği tarihi bir vakadır.
Ergenekon'un sorumlulularını bulacak adil yargılama süreci önemli bir gelişmedir. MHP süreci sükunetle takip etmektedir. Yaşananların sürpriz olmadığı, bu konuda partimizin görüşlerini şöyle sıralayabilitirz;
1 -MHP hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasi ve insan hakları gibi vazgeçilemz hakları savunan bir siyasi partidir. Yaşadığımız coğrafyada millet olarak var olmamızın en temel gereklerinden birisi de adalete olan güven duygusuyla sağlanacaktır. Hukukun korunup kollanması herkesin en temel görevi olmalıdır.
2- Partimiz davanın sonucu beklemek zorundadır. Herkes hukuk içinde hareket etme zorunluluğunu hatırlamalıdır. Hukukun güvenirliliğine gölge düşürmemek için kurum ve kişiler üzerine düşeni yapmalıdır.
3- Adil yargılama hakkına uygun davranılması hukuk devletinin vazgeçilmez bir gereğidir. Mahkeme tutuklu sanıklarla devam etmektedir. Geciken adaletin adalet olamayacağına gerçeğinden hareketle davanın en kısa sürede sonuçlanması mutlak bir görüş olarak karşımızdadır. Davanın derinleşen hukuk ve boyutu dikkate alındığında, mahkeme heyetinin ilave tadbirler alması gözler önündedir.
4- Dava kapsamında dönen gözaltına alınan şahıslar arasında Ticaret adamları, siyasetçiler, askerler vardır. Ancak düşüncelerini ne olursa olsun hiç kimse hüküm giymeden suçlu ilan edilemez. Bu yaklaşım ahlakı değildir ve hukuki bir değer taşımamaktadır.
AKP geleneksel kriz üreten siyaset çarkının içine düşmüş, kamplaşmış bir toplumsal yapının körükleyicisi olmuştur. AKP demokrasinin imkanlarından ortaya çıkardığı fırsatlardan istifade ederek iktidar olmuştur. Aldığı oyun sorumluluğunu taşıyamayan, toplumun yarısını dost diğer yarısını düşman gören siyaseti, gerilimi cepheleşmeye yöneltmiştir.
Türkiye'mizin iç sorunlarla boğuştuğu bu karanlık dönemde siyaset yüklü bir yönetim kucaklamasını ortaya koymalıdır. anayasal kurumlar da payını almalıdır. Ancak AKP'nin bu sakinleştici ve kapsayıcı tavırlardan çok uzak kaldığını ve çatışmacı anlayıştan kurtulamayacağını gösterecektir.