Sabah gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya'ya konuşan CHP lideri Deniz Baykal'ın açıklamaları...
CHP lideri Baykal: "Yeni Meclis cumhurbaşkanını seçerken AKP uzlaşmaya açık durmazsa bedelini çok ağır öder. İki sandıklı seçimde kaybeder"..
"Seçim sonucunu görmeden, parlamentoyla ilgili angajmana girmem. AKP'ye oy vereceklerin kararını baştan dışlamayı demokrasi dışı saydığım için böyle bir taahhüde girmeyi uygun bulmuyorum. Ancak AKP yönetimde olmamalı."
KENDİ ZENGİNİMİZİ YARATMAYIZ
"Biz kendi işadamımızı yaratma anlayışında değiliz. Gözümüz ticarette, onların kazancında değil. Başkasının parasından pay almayız. Ne çanağımız, ne muzumuz var."
'TÜRBAN TAAHHÜDÜM YOK'
"Türban için 'Sorunu CHP çözer' yönünde bir taahhüdüm olmadı. Ben inanıyorum ki, Türkiye kendi doğal akışı içinde bu sorunu çözecektir."
'AKP eğer uzlaşmazsa bedelini çok ağır öder'
"Yeni Meclis cumhurbaşkanı seçiminde mecburen uzlaşacak" diyen Baykal, "Umarım AKP bunu öğrenmiştir. Eğer uzlaşmazlarsa bedelini ağır öderler" dedi. Türban için taahhütte bulunmadığını belirten CHP lideri, kendi işadamlarını yaratmayacaklarını sözlerine ekledi..
KENDİ SERMAYEMİ YARATMAM
* CHP dışında hangi kesimden oy alırsınız?
Geçmişte ANAP ve DYP'ye oy verenler bu kez bize oy verecek. Çünkü politikamızı onlar da gördü. Kimse yeniden devletleştirme peşinde ekonomik anlamda dünyadan koparma düşüncesinde değil. Türkiye'de ekonomi ile siyasetin mücadelesi enflasyonu arttırdı. Siyasetçi rantı enflasyonun artışına katkı yaptı. Biz iş dünyasına taraf olarak katılan bir parti değiliz. Kendi sermayemizi yaratma peşinde olmadık, olmayacağız. Gözümüz ticarette, başkasının kazancından pay alma anlayışında değil.
* Meclis açıldığında ilk işi Cumhurbaşkanı seçmek olacak. Sizin için hangisi daha öncelikli Cumhurbaşkanlığı mı, Başkanlık mı?
Uzlaşma sağlanamadığı için erken seçime gidildi. Onun için temel anlayış uzlaşmadır. Biz birinci parti veya üçte iki çoğunlukla gelsek bile diğer partilerin kapısını uzlaşma için çalacağız. Meclis'in ilk işlerinden biri Meclis Başkanı ile Cumhurbaşkanı'nı seçmek olacak; mecburen uzlaşacak. Eğer parlamento toplumun uygun gördüğü bir isim üzerinde anlaşırsa AKP bunu ret ederse yeniden seçime gidilir.
* Cumhurbaşkanı'nı parlamento ikinci kez seçemezse, o zaman da Ekim'de yeniden seçim olacak. Anayasa değişikliği gereği iki sandık kurulacak...
Eğer biz uzlaşmaya açık olduğumuzu gösterirsek, AKP de 'bu kez ben tıkayacağım' derse, ağır sorumluluk altında kalır. İlk seçimde AKP ağır bedel öder, seçimi kaybederler. Dilerim AKP bunu anlamıştır.
* Siz seçimden 2002'deki sonucu elde edemezseniz, batılı siyasetçilerin tavrını gösterir misiniz?
Kaybeden liderler gitsin söylemi masa başı konuşmasıdır. İktidar da muhalefet de demokrasilerde ciddi sorumluluk gerektirir. Partilerin başarısını kantitatif bir noktaya indirgemek zordur. CHP çok başarılı bir muhalefet yaptı.
* Oy oranı öngörünüz yok mu?
CHP 1992'de yeniden açıldı. İlk seçimimizde yüzde 4.70 oy almıştık. "Mücadeleyi göze almayan gider" dedik; önemli siyasetçiler de bırakıp gitti. Kavgalı eve kız, kavgalı partiye oy verilmez. Geçmişte kavgalar oldu bitti. Bugün CHP'liler aynı evde ve iktidar alternatifi haline geldi. Hepsi ben olmasam da olur anlayışıyla özveri içinde. CHP'yi iktidar partisi noktasına getirdik.
Bugünkü parlamento yapısı olmaz. Merkez sağdaki gelişmeler olmasaydı farklı olurdu. Yine de uğraşıyorlar belli olmaz. Ama en az üç partili olur.
AKP'nin yönetimin içinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. AKP büyük bir istikrarsızlık faktörüdür, tek başına veya yönlendireceği hükümet sıkıntı yaratır.
Seçim sonucunu görmeden, parlamentoyla ilgili kesin angajmana girmem. Vatandaşın nasıl bir iktidar formülü ortaya çıkaracağı konusunda peşin hükümde bulunmam. AKP'ye oy verecek vatandaşlarımın kararını baştan dışlamış olmayı demokrasi dışı saydığım için taahhüt içine girmem. Ama AK Parti yönetimde olmamalı.
1974'de Maliye Bakanı olunca, benden önceki bakanla çalışmış özel kalem müdürümü bile değiştirmedim. Seçimde AP adayı olan Muhasebat Genel Müdürü bir gün bana geldi, 'Antalya'dan Adalet Partisi adayı oldum, herhalde bana ayrılmak düşer' dedi. Ben 'Liyakat benim için önemli olandır. Bu çerçevede çalışmayı kabul ediyorsan, birlikte çalışırız' dedi. Çalıştık da. Kendimiz için kadrolaşma içinde olmadım, olmam. Bugün de topyekûn bir devri sabık yaratma peşinde olmayacağız.
(Gülerek) Yenilenme çabası içindeyiz. Bunun listesini yapmaya çalıştık. Eş dost arkadaş dayanışmasının ötesinde Türkiye'ye güven veren bir yaklaşım içinde liste yaptık.
* Listeye giremediği için istifa eden var mı?
Hayır yok. Aksine destek var. Van İl Başkanımızın milletvekili kardeşi liste dışı kaldı. Ama il başkanımız yeni aday için kolları sıvadı. Bu çok sevindirici. Herkes bu seçimin bir kişisel iktidar arayışı olarak değerlendirilmemesi gerektiği bilincinde. İzlediğimiz politikaların sonucu bu noktaya gelindi.
* Hangi politikaların sonucu?
Birincisi Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, CHP doğru politika izledi. İkinci DSP ile işbirliği; ortaya çıkarılacak sorunları komuoyunda bekleyiş yaratacak açıklamalar yapmadan, çalışmayla, karşılıklı verdiğimiz sözlere güvenerek birleşme gerçekleştirildi. DSP ile hiç bir sözleşme, yazılı protokol, imza yoktu; ama söz ve güven vardı. Kamuoyu bunu takdir etti.
* Parti yelpazesini merkez sağa açacağınızı söylediniz. Merkez sağdan gelen 4 isim yeterli mi?
Bu sağ sol meselesi değil. Çünkü bizdeki olay Türkiye'deki tehdidi, tehlikeyi bertaraf etmek için Cumhuriyet temelinde bütünleşme projesi. Toplumun CHP'ye yönelik değişme ve yenilenme ihtiyacını gördüler. Cumhuriyet söylemiyle sağa sol söylemi üst üste iki ayrı söylem, konudur.
* AKP'ye de soldan gidenler oldu...
AKP'nin içine koyduğu insanların ardından hiç bir toplum kesimi yönelmiş değildir. Taban ile vitrine koydukları arasında farklı bir tablo var. Onlar bir seçmen kitlesi ile beraber, toplumun tercihleri doğrultusunda bu adımı atmış değil. AKP'nin yaptığı transfer. Kendi kişisel ihtiyaçlar ve AKP'nin vitrin düzenlemesi için ortaya çıkan bir işbirliğidir. AKP alıp vitrine koyacak. Bizimki ise büyük bir sosyal dönüşüm, taban bütünleşmesi.
Bu çok detaylı bir konu.Ama şu kadarını söyleyeyim Güneydoğu üzerinde bir oyun oynanıyor. Terör Güneydoğu'yu Türkiye'den koparmak istiyor. Terör ve Kürt meselesi ayrı şeyler. Kürt vatandaşlarımızın terörden sıtkı sıyrılmıştır. Terörün sosyal desteği yok.
* Kuzey Irak'a operasyon sonuç getirir mi? Başbakan "K.Iraklı aşiret reisiyle görüşmem" dedi.
Başbakan yalpalıyor. Yakın zamanda bunlarla görüşme dediğimizde görüşürüm diyordu. Şehit cenazeleri gelince, seçim telaşına kapıldı.
* Türban konusundaki görüşünüz nedir?
Türban konusunda "Sorunu CHP çözer" diye bir taahhüdüm olmadı. Bu söylem bize izafe edildi. Türkiye konuyu kendi doğal akışı içinde çözecektir.
Sabah