Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Bölge İdare Mahkemesi'nin TMSF'nin ATV ve Sabah'a el koymasıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermesine ilişkin olarak ''Mahkeme burada enteresan bir karar verdi. Mahkemelerin kararlarına tabii ki saygılıyız ama doğru bir karar değil onu da burada belirtmek zorundayım'' dedi.
NTV'nin canlı yayınına katılan Ertürk, medya sektörünün kendine özgü yapısı ve yönetme konusu ile işin hukuk tarafı nedeniyle bu konunun kendilerini son dönemlerde çok uğraştırdığını ifade etti.
Ertürk, hukuk tarafında uğraştıkları yaklaşık 20 tane banka içinde yer alan bir kaç dosyanın kendilerini ayrıca biraz daha uğraştırdığını belirterek, ''Bunların şöyle bir niteliği var. Neredeyse bir derin mekanizma bazı dosyaları himaye altına almış gibi görünüyor. Bu derin mekanizma kimdir, nedir çözemiyoruz tabii ama bazı yerlerde adeta bazı konularda çıkan mahkeme kararları bizi şöyle bir duyguya itiyor: Neredeyse 2 tane kanun var sanki. Biri bizim uyguladığımız, biri mahkemelerin esas aldığı'' diye konuştu.
Ertürk, şunları kaydetti:
''Mahkeme burada enteresan bir karar verdi. Mahkemelerin kararlarına tabii ki saygılıyız ama doğru bir karar değil onu da burada belirtmek zorundayım. Bir defa bu tür kararlarda çok kritik bir durum ortaya çıkıyor. El koyma kararı bir tedbir kararıdır. Yani biz kamu adına orada varlıkların kaçırılmasına, varlıkların kötü yönetilmesine, değer düşüklüğüne mani olmak için biz orada geçici olarak el koyma kararı alıyoruz. Bu bir tedbir kararıdır. Şimdi bu yürütmeyi durdurma kararı verildi. Yürütmeyi durdurma şu anlama geliyor: Biz oradan çıkacağız. Biz peki oradan çıktık. Dava esastan karara bağlanmadı. 1 sene sonra esastan karar çıktı ve biz haklı olduk. Peki biz gittik sonra o varlıklara baktık ki varlık ortada yok. Ne olacak şimdi bu? Dolayısıyla burada bu tedbir, kararlara karşı yürütmeyi durdurma vermek çok daha kritik bir durum. Hukukta temel bir ilke var nihai kararla amaçlanan şeyi siz yürütmeyi durdurmayla veremezsiniz. Nihai karar şu: Burada fonun yaptığı şey doğru mu yanlış mı? Şimdi mahkeme henüz buna karar vermedi. Mahkeme yürütmeyi durdurdu. Peki, siz yürütmeyi durdurduğunuzda zaten bir oradan çıkın diyorsunuz. Zaten esastan da verseniz vereceğiniz karar aleyhte fonun, yine oradan çıkın. Yani yürütmeyi durdurmayla esastan verilen karar aynı sonucu doğuruyor. O zaman burada yürütmeyi durdurma kararı vermek fonun alacağının teminatı olan varlıkların 3 ay 5 ay 1 sene sonra ortada olmayacağı gibi bir sonuca yol açıyor. Bunu göze alabiliyor muyuz?''
''ESKİ DÖNEMDEN ÇOK DAHA İYİ YÖNETİYORUZ''
Ahmet Ertürk, ATV ve Sabah konusunda alınan yeni karardan sonra ki bu kararı uygulamak gibi bir zorunlulukları olduğunu kaydederek, ''Karara katılmıyoruz ama kararı uygulamak zorundayız'' dedi.
Bir başka yasal yetkiyi kullanarak medya grubunun asıl sahibi olan Çatı Holding şirketinin hisselerini de fon adına tescil ettirerek, fona devraldıklarını ifade eden Ertürk, ''Bu işlemler bizim orada hukuksal statümüzü, varlığımızı etkilemiyor ama hukuksal statümüzü, varlığımızın dayandığı temel hukuksal pozisyonu değiştiriyor. Biz orada yönetmeye devam ediyoruz oradaki grupları, medya grubunu ama farklı bir hukuksal pozisyonla orada olmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Ertürk, ''Biz orayı eski dönemden çok daha iyi yönetiyoruz. Göstergeler çok iyiye gidiyor. Medyanın başarısını ölçen parametreler orada çok başarılı durumda. Arkadaşlarımız iyi yönetiyorlar orayı. Burada bir zarar doğması söz konusu değil. Hukuka açıkça aykırılığın da kanıtlanamadığı bir durumdayız. Biz orada bu varlıkları bugüne kadar olduğu gibi başarıyla, arkadaşlarımız yönetmeye devam edecekler'' diye konuştu.
''SATIŞTA 1 MİLYAR DOLARI AŞACAĞIZ''
Ahmet Ertürk, ATV ve Sabah'ın satış sürecini biraz daha hızlandıracaklarını belirterek, henüz satışın modeli üzerinde bir kesin belirleme yapmadıklarını, bu konuda varlık satışı veya hisse satışı yöntemlerinin denenebileceğini söyledi.
Ertürk, televizyon, gazete, dağıtım şirketleri, yapım şirketleri, reklam şirketlerin hepsini bir bütün yapıp bu şekilde piyasaya sunacaklarını ancak RTÜK'ün bu varlık paketi içinde sadece 1 televizyon olması gibi kuralları olduğunu bu nedenle bir büyük paket bir tane de küçük bir varlık paketi oluşabileceğini belirtti.
Ertürk, ihalesiz satışın ancak tarafların rızasıyla mümkün olabileceğini belirtti.
Bu yılın içinde mutlaka satış olacağını bildiren Ertürk, ''Burada bizim tahminlerimiz milyar dolar sınırını aşacağız. Artısı ne olur onu bilemiyoruz'' dedi.
Ertürk, grubun toplamda 900 milyon dolar civarında bir borcu çıkabileceğini ifade ederek, gruba gerek medya içinde olan grupların, uluslararası yatırımcılar ve gerek medya dışından olan çok sayıda yerli ve yabancı grubun yoğun ilgisi olduğunu söyledi.
''İSVİÇRE'YE GİDİŞ RUTİN BİR SEYAHAT''
İsviçre bankalarında Uzan grubuna ait hesaba el konmasına ilişkin olarak Ertürk, şunları kaydetti:
''İsviçre'de yaklaşık 2 seneden fazla bir zaman önce orada bu hesaplara biz tedbir koydurduk. Bu yeni bir olay değil. Bu daha önce basına da yansıdı rakamlarıyla. 190 milyon dolar civarında bir hesaba biz tedbir koydurduk, şu anda onlar tedbirli. Ayrıca miktarını ve cinsini tam olarak bilemediğimiz menkul kıymetlerin saklandığı bir kasada da tedbirimiz var.'' Tedbirlerle ilgili olarak İsviçre'deki adli yetkililerle ve güvenlik yetkilileriyle çok sayıda toplantı yapıldığını ve ilk defa İsviçre'ye gidilmediğini ifade eden Ertürk, ''Ama İsviçre'ye bu gidişimiz sanki bir operasyonel gidiş gibi algılandı... Rutin bir işlem bu, rutin bir seyahat. Nasıl basına yansıdı 1,5 milyar dolar gibi rakamlar... Bunlar bizim rakamlarımız değil. Bizde böyle rakamlar yok'' dedi.
Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şu anda 190 milyon dolar civarında farklı yönetimde olan bir hesap var onun dışında yeni bir hesap bulunmuş değil. O kasalarda ne olduğunu da henüz bilebilmiş değiliz. İsviçre'deki yetkililerle bu konuları arkadaşlarımız konuştu... O konuda ne yapılabilir biz şunu istiyoruz, bu tedbirli paraların bize iadesini istiyoruz. Çünkü bunlar bizim yönetimimiz altındaki şirketlerin hesapları, paraları. Şimdi İsviçre makamları buna karar verecekler.
''14-15 MİLYAR DOLARA YAKIN BİR TAHSİLAT GERÇEKLEŞTİRDİK''
Biz 14-15 milyar dolara yakın bir tahsilat gerçekleştirdik. Şu anda Hazineye yaklaşık 12,5 milyar dolar bugüne kadar kaynak aktarmış durumdayız. Bunun 7 milyar 250 milyon doları doğrudan hazineye borç ödemesi, (ki bu da bizim borcumuz değil ama hazine bizi borçlu görüyor) borç ödemesi olarak gitmiş. Diğeri Maliye Bakanlığına ve yine Hazineye bu defa Telsim satışı nedeniyle aktardığımız kaynak. Yani kamuya biz değişik araçlar değişik yollarla kaynak aktarıyoruz. Maliye Bakanlığı, Hazine ve diğer kamu kurumları...Bunların toplamı 12,5 milyar dolara ulaştı.'' 3 milyar dolara yakın bir sigorta rezervleri bulunduğunu bildiren Ertürk, şunları kaydetti:
''Satış gelirlerini prensip olarak hazineye aktarıyoruz ama burada önemli ölçüde de bir rezerv oluşturuyoruz. Bu rezerv de bankacılık sisteminin istikrarı için, güveni için, güvenin tesisi ve kalıcılığını sağlamak için şart olan bir durum. Onu da sağlamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde 6-7 milyar dolarlık daha tahsilat bekliyoruz. Yani toplamda bizim 20 ila 22 milyar dolar arasında bir tahsilat hedefimiz var. Bu, bizim kullandığımız kamu kaynağının yaklaşık faiz hariç yüzde 60-70'inin geri dönmesi anlamına geliyor ki bu dünya standartlarında çok büyük bir başarı.''
''BİRİLERİNİN CANINI ACITMAK POZİSYONUNDAYIZ''
Ahmet Ertürk, ''Hukuk mekanizmalarının önümüze engel çıkarmaları, borçluların her türlü yasal boşluğu ya da yasal manipülasyonu kullanarak bizim önümüze engel çıkarmaları bizi bir tek bu açıdan üzüyor, bu açıdan sıkıntıya sokuyor. Yoksa başka bir derdimiz yok. Ama birilerinin canını acıtmak pozisyondayız, bizim işimiz o'' dedi.