Yine yanıyor ormanlarımız.Bir uğursuzluk çöktü yeşil örtümüze.Her yıl büyük kayıplar veriyoruz.Trilyonlar harcıyoruz,katrilyonlar ayırıyoruz bütçeden ama, yine de sürüyor yangınlar.
Bir yandan çöl sıcakları,bir yandan ihmaller,sabotajlar,yer altına geçirilemeyen enerji hatları,köylünün anız yakma inadı,tarla açma fırsatçılığı,arazi mafyası filan derken,tükeniyor ormanlar.O kadar uğraşıyoruz,o kadar çabalıyoruz,gerçekten çok ciddi önlemler alıyoruz ama,görüyorsunuz olmuyor işte.
Sadece bizim ormanlarımızı yutmuyor alevler.Dünyanın çok yerini kasıp kavuruyor.Geçen yıl Amerika’da çıkan yangın,onca paraya ve imkana rağmen günlerce söndürülemedi.İspanya’da öyle oldu,keza İtalya da,Portekiz de hatta Yunanistan da, zaman zaman yenik düştü yangına.Artık dünyanın her tarafından felaket haberleri geliyor.Sebebi ne olursa olsun,tüm ülkeler ortak bir kararla üzerine gitmeli bu işin.
Ormanlar azalınca oksijen azalıyor,yağmura hasret kalıyor dünya.Küresel ısınma boşuna olmuyor.Kuraklık kapıya dayanıyor,tarım bölgeleri verimliliğini kaybediyor,yiyecek ve tahıl tehlikeye düşüyor.Bakın nerelere kadar uzanıyor orman kayıplarının faturası.İnsanlığı ciddi biçimde tehdit eder hale geliyor.
Bodrum Türk turizminin gözbebeği,Aynı zamanda çok değerli bir antik kentimiz.Zaten bir avuç ormanı kalmıştı.Onun da çoğunu alevler yuttu şimdi.Nazar mı değdi ne,üzerine titriyorduk,gözümüz gibi bakıyorduk ama,korktuğumuzun başımıza gelmesini durduramadık yine de.
Kızılağaç, giderek çoraklaşan ve beton yığınına yenik düşen o güzelim Bodrum’un,yemyeşil bir arka bahçesiydi sanki.İşte yangın buradan başladı ve kısa sürede Halikarnas’ın tepelerini sararak,şehri yoğun bir dumanın etkisinde bıraktı.Turistler şaşkın,halk çaresiz bir şekilde önce izledi yangını.Sonra hep birlikte,görevlilere yardım için daldılar ormanlara.Suyu kapan koşuyordu alevlere,evlerden getirilen kazma,kürek ve tırmıklar dağıtılıyordu görevlilere.İnanılmaz bir güçbirliği sergileniyordu yangın bölgesinde.
Kimse laf etmesin,müdahele mümkün olduğunca erken yapıldı.Helikopterler,kiralık uçaklar,arazözler,yangın söndürme ekipleri filan,umulandan ve alışık olduğumuz rötarlardan önce geldiler.Ama yine de bir organizasyon aksaklığı var gibiydi.Yangın alanındaki görevliler telsizle helikopterlere ve uçaklara ulaşmakta,onları yönlendirmekte baştan zorluk çektiler.Sonra işler rayına girdi ama,aksamalar dikkati çekti hemen.
Yangın neden çıktı acaba?Sebebi farklı şekillerde yorumlandı.Kimine göre bu yüzde yüz sabotajdı.Kimine göre de köylülerin yaktığı anızdan çıkmıştı.Bazıları da suçu,kopan elektrik hattına yüklüyordu.Hangisi doğru,şimdiden bilmek mümkün değil.Hele bir soruşturma tamamlansın,suçlu o zaman ortaya çıkacak.
Hoş suçlu bulunsa da ne değişiyor ki..?Orman Bakanı geçenlerde açıklamadı mı?Yakalanan suçluların hepsi köyün delisi çıkıyormuş.Cezai ehliyetleri yokmuş hiçbirinin.Bu yüzden ağaç kesen,orman yakan atılamıyor hapse.Aksine devletin ormanına Göcek’te ağaç diken Kayaköy’lü Tahir atılmıştı içeri,hem de ikibuçuk yıl yatmıştı biçare.
Sadece ormanlarımızı değil,bizim gibi ülke ve doğa sevdalılarının yüreğini de yaktı Bodrum yangını.Yeşil örtü kapkara hale geldikten sonra,ne kadar döğünsek boş.Ama yine de birşeyler yapmalıyız.En küçük bir ihmale fırsat tanımamalıyız.Geçmiş deneylerden ve yeni gözlemlerden sonra,farklı düşünmeye başladım.
Artık yangınlara Türk Silahlı Kuvvetleri de tüm gücüyle koşmalı ve söndürülmesi için ciddi görev yapmalıdır.Bununla ilgili gerekli hazırlıklara süratle başlanmalı ve yangın haberi geldiğinde Ordu ,Orman Teşkilatının yanındaki yerini hemen almalıdır.Ayrıca Orman sorumluları,yangın tatbikatlarına aralıksız devam etmeli,bölgedeki herkesi yangına karşı eğitmeli ve işbaşa düştüğünde hepimizi görevlendirebilmelidir.
Orman Genel Müdürlüğünün bölgelere göre A-B-C planları derhal hazırlanmalı,gerekirse seferberlik alanları tespit edilmeli ve halk buna göre eğitilmelidir.Ormaniçi köylerin muhtarları ve yaşayanları ile daha sıkı bir işbirliğine girilmeli,orman içlerindeki su kaynakları,kuyuların yerleri önceden tespit edilmeli ve bun lar planlara işlenmelidir.
Bunun yanısıra orman değerlerimiz,ormanı yangından nasıl koruyabileceğimiz ve gençlik olarak üzerimize düşen görevlerimiz,tüm okullarımızda ders olarak eğitim ve öğretim programına alınmalıdır.Bodrum yangını yeni önlemler olarak bize bunları hatırlatmıştır.
Zor işler değil.Çabuk karar verilirse hemen yapılır bunlar.