Canan Kaftancıoğlu, tam da kongre öncesi, CHP İstanbul İl Başkanlığını yeni bir merkeze taşımak için çok akıllıca bir kampanya başlattı. Ben de taktir ettim.
Şimdi, Canan Kaftancıoğlu için senin yanındayız, sen bizim her şeyimizsin diyenlerin kampanyaya ne kadar destek vereceklerini hep beraber göreceğiz.
Ben de Şişli’yi ve CHP’yi her dönem kullanan ve hesap yapanları da görmek istiyorum.
Şişli Belediye Başkanlığı’na talip olanları, CHP Şişli İlçe Başkan’lığı planları olanları, CHP’de delege olmak isteyenleri, PM’ye girme hesapları olanları, ben olsam şunu yapardım diyenleri görmek istiyorum.
Bir kampanya da siz yapın. Şişli’de CHP’nin yeni bir ilçe binasını oluşturalım diye.
Şişli’de de herkes Canan Kaftancıoğlu’nun bu kampanyasını çok beğenerek sosyal medyada da paylaşımlarda bulundular. Bu da doğru bir kampanya yapıldığının ispatı oluyor.
Kaftancıoğlu kongre öncesi İl binasını taşımak için kampanya yaparken, Şişli’de ise ilçe kongresi öncesi, mahalle delegeliği ve güç elde edebilmek için ise müthiş bir yarış ve savaş başladı.
Gelin sizde bir kampanya başların.
Birileri diyor ki; en iyi CHP’li benim.
Birileri ise diyor ki; en iyi Canan Kaftancıoğlu’cu benim.
Bir başkaları ise diyor ki; en iyi Muammer Keskin’ci benim.
Diğer birileri de diyor ki; en iyi CHP delegesi benden olur.
Hayri buyurun görelim.
En İyi CHP’liyim diyenler;
Ben bildiğim halde, benim gibi birçok kişi de bu en iyi CHP’lileri görmek istiyor.
Bu en iyi CHP’lileri göstermek isteyen siyasiler; biz etkili ve yetkili makamlarda değiliz diyorlar. Yetkili makam ve mevkilerde olanlar siyasiler ise; sadece en iyi gücü ben nasıl elde ederimin hesaplarını yapıyorlar.
Çünkü, herkesin kendine göre bir siyasi planları ve iktidari hesapları söz konusu durumunda.
Gelin o zaman, gerçek CHP’lilerle, CHP’yi kendi hesap ve menfaatleri için kullananlardan ayırt edebilmek için, Canan Kaftancıoğlu’nun kampanyası gibi, Şişli İlçe binasını yenilemek, hatta bina satın almak için bir kampanya başlatılsın.
Bu teklife hayır diyecek biri ya da birileri çıkar mı? Lafta keskinlikle çıkmaz.
Haydi o zaman buyurun bir yerden başlansın. Bakalım kimler uygulamaya başlayacak ve nasıl bir sonuç çıkacak. Hep beraber yaşayıp görelim. Şahsi plan ve hesaplarınız için iyi de bir hizmet etmiş olun.
Aksi taktirde; Şişli’de birileri yıllardır plan yaptı da ne oldu. Kendi kurdukları kuyunun içinde yine kendileri düştüler. Geçmişten ders çıkartmayanların da gelecekleri geçmiştekiler gibi olacağı da kesin.
Peki, buna rağmen bakın görün kim neyi değişecek.
Yoksa biz mi yani Şişlililer mi bu durumu hak ediyoruz.
Kişisel gücü olmayanlar, bol bol üye yapıp, delege seçimleri geldiğinde onu kullanarak güç elde ediyorlar.
Gerçi onu bile yapamıyorlar.
Bundan daha kolay bir yöntem var mı? Peki bu kadar kolayda, hayatını siyasete adamış diğer siyasetçiler neden yapmıyor?
Vahameti varın siz düşünün.
İşte bu tezatlıklar bunların yaşanmasına neden oluyor. Buda yetmiyor, Şişlililerin bu olayları hak ettiklerini düşündürüyor. Düşünenler için.
Ama, geçmişteki tezatlıkları yapanların bu gün yaşadıkları durumunu da görmüyorlar.
Daha doğrusu düşünmek ve görmek istemiyorlar. Elime bir fırsat gelmiş bunu değerlendirmenin kafasındalar. Altta kalanın canı çıksın. O da kalmasaydı kardeşim. Ben altta kaldığımda beni düşünen de olmamıştı zaten diyorlar.
Hayatı Şişli ile geçmiş biri olarak, bu tiyatroyu çok yakinen biliyorum. Kendi başlarına geleceklerini de ön görebiliyorum.
Gelelim, en iyi Muammer Keskin’ci benim diyenlere;
Şu aralar, bir yarışı ve bu yarışla birlikte de bir savaş yaşanıyor. Bu da en iyi Muammer Keskin’ci benim diye.
Bunu diyenlere ve yaptıklarına bir bakıyorsun, Muammer Keskin’e zarar vermekten başka hiçbir şey yapmıyorlar.
Muammer Keskin’in etrafında başarılı olacak kim varsa onu uzaklaştırmaktan başkada hiçbir şey yapmıyorlar.
Muammer Keskin’in iyiliğine, başarılı olması adına hiçbir proje üretmiyorlar. Üretenlere de engel oluyorlar.
Yapacak icraatları olmayınca, icraat yapanların Muammer Keskin’in yanında olmaları da işlerine gelmiyor.
Onlar şartlar ne olursa olsun, Muammer Keskin’in yanında olmak zorundalar.
Muammer Keskin’in yanına başarılı insanlar geldiği zaman, bakın ilk önce onlar kazan kaldıracaklar. Buda ayrı bir konu.
Bugün, Şişli’de iktidar olunup, muktedir olunamamış ise, Muammer Keskin zarara uğratılıyor ise, hatalar yapılıyor ise, hiçbir şey yapmayıp ta, en iyi Muammer Keskin’ci benim diyenler yüzündendir.
Artık şu en iyi benim diyenlerin, şu meziyetlerini ve iyiliklerini görme zamanı geldi.
Gelelim, en iyi CHP delegesi benim diyenlere;
En iyi delege benim diyenlerin ve delege olamayanların hangi şartlarda konuştuklarını size anlatayım, siz karar verin.
Kim iyi, kim kötü, kim hakkediyor, kim hak etmiyor, velhasıl kim neci anlayın.
Bakın bir siyasetçi düşünün, yıllardır kendi mahallesinde siyaset yapıp tek başına dahi 200 oyu alamıyorlar.
CHP’de, 200 üye yapmış biri, Şişli’de nerelere çıkabileceğini ve neler isteyebileceğini tahmin bile edemezsiniz.
Hele birde 1.200 üyeye hakimiyet kurabilen birinin ise, isteyip te yaptıramayacağı ve oturamayacağı hiçbir koltuk olamaz.
Size yaşanmış rakamlarla ne demek istediğimi anlatayım.
Şişli’de, en fazla üyesi ve delegesi olan bir mahallede, 200 oyu alabilen 32 delege çıkartabiliyor.
Bir siyasinin tek başına bir mahalleyi kazansa, neler yapacağını ifade ettim. Bu kadar yıl siyaset yapmış biri 200 kişiden oy alamayacak diyelim.
CHP’de bahsettiğim büyüklükteki bir mahallede, delegeliğe talip olan 32 kişi var. Bu 32 kişi sadece 200 kişiden oy alarak bir mahalle seçimini kazanabiliyor.
Buna rağmen sonuç alınamıyor ise siz hesap edin.
Yani, yıllarca kendi yaşadığı mahallesinde, bir siyasetçi bir liste hazırlayacak. Ve 200 üyeden oy alamayacak diyelim. Kendi mahallesinde toplamda 32 delege adayının ismini yazacak. Bu 32 kişinin de getirmesi gereken ortalama üye sayısı da 6 kişi olacak. Ve seçimi kazanamayacak.
Bu mahallede, en uç ve en zor olan bir mahalle olduğunu da bilmenizi isterim.
Bir siyasetçi eğer kendi mahallesine benzer 6 mahalleye hâkim ise, yani ortalama 1.200 üyenin oyunu alabiliyor ise, Şişli İlçe Başkanlığını da garanti altına alabiliyor.
Şişli’de, CHP İlçe Başkanlığını bu bahsettiğim şartlarda alabilen bir siyasetçi ise, Şişli Belediye Başkanlığı’nı da garantilemiş olabilir.
Evet, şimdi siz düşünün, en iyi ben diyenleri!
Bir de şunu düşünün, onlar mı haklı, yoksa biz Şişlililer mi hadsiziz?