Cumhuriyet Halk Partisinin Şişli İlçe Örgütü üyeleri gazetemizi arayıp bize teşekkür etsinler. İlçe örgütüne takılan kameralarla Parti İlçe Örgütünü Şişli Karakoluna çeviren Belediye Başkanı Muammer Keskin üzerinden yazdığım makaleler sonucunda yaptığımız ironi karşılığını buldu.
Elbette sadece bizim bu ironik müdahalemizle o kameraların sökülmesine karar verilmedi. Parti içinde bu durumdan rahatsız olan kimi üyelerin konuyu il başkanlığına taşımaları sonucunda oradan da bu konuyla alakalı bir baskının geldiğini biliyoruz. O kameraların bugün sökülme kararının alındığını görüyorum.
Hem Son Havadis gazetesi hem Günaydın hem de Tercüman gazetelerinde bu rezaleti sürekli yazdım.
Bir belediye başkanı ilçe örgütü üzerinde neden hükümranlık kurmak ister?
Bunu anlamak için 31 Mart yerel seçimleri öncesine bakmamız lazım. Cumhuriyet Halk Partisi ömrü hayatında ilk kez parti içi demokrasi adına yöneticilerini, delegelerini seçme kararı almış; Parti üyeleri il, ilçe ve delegelerini seçmişlerdi.
Şişli’de yapılan seçim sonucunda beyaz listeyle seçime giren Veli Çelik, kırmızı liste ile ilçe başkanlığı için yarışan Muammer Keskin karşısında ezici çoğunlukla oy alarak Şişli İlçe Başkanı seçilmişti. 400 delegenin oy kullandığı kongrede Veli Çelik 252, Muammer Keskin ise 132 oy almıştı.
Seçimlerde yenilen Muammer Keskin’in kuyruk acısı buradan kaynaklanıyor. Partinin kendi iç dengeleri, dayatmalar ve dışarıdan müdahaleler ile hiç olmayacak bir şey oluyor. Şişli ilçesinde belediye başkanlığı için ismimin esamesi bile okunmayan Muammer Keskin yenildiği ilçe yönetiminin belediye başkanı adayı oluyor.
Siyasal konjonktür, Ekrem İmamoğlu faktörü, Şişli yerelinin CHP avantajı vs. ile 31 Mart yerel seçimlerinde Şişli’den %48'lik bir sonuçla belediye başkanı seçiliyor.
Muammer Keskin seçildiğinin ertesi günü kendisini ilçe başkanı seçmeyen ama belediye başkanı olmasında büyük katkısı olan ilçe yönetimini görevden almak için türlü oyunlara girişiyor.
Partiye yaptığı türlü baskılarla seçilmiş, üstelik parti üye ve delegelerinin inisiyatifiyle seçilmiş Şişli İlçe Örgütü’nü görevden aldırıp parti ilçe yönetimine dışarıdan yeni bir örgüt yönetimi atanmasında aktif rol alıyor. Biliyor ki, mevcut yönetimle Şişli’de at oynatıp, çaldığı atları da oynatamayacak.
Parti ilçe örgütü artık Muammer Keskin’in emir komutası altına alınmış, muhalif kesimleri susturmak, korkutmak, onların parti içindeki konuşmalarının önüne geçmek için de parti ilçe örgütü binası kameralarla dolduruyor.
Atanmış kayyum, ilçe yönetimini kurultaya götürerek tek adam, tek adaylık yöntemiyle dışarıdan getirilen bir adayla seçime gidilerek, Muammer Keskin’in partiye dayadığı aday Şişli ilçe başkanı seçildi. Parti içi demokrasi CHP’de yine tarihe karışıyor. Tek adam yönetimi tekrar hortlatılıyor.
Şimdi görülüyor ki; Muammer Keskin’in partiye dayadığı ilçe yönetimi, Muammer Keskin’i takmıyor. Kendisini takmayan ilçe yönetimini yeniden dizayn etmek için tekrar kolları sıvayan Kibar Feyzo, öncelikli olarak kendisini teşhir ettiğimiz kameraları sökmekle işe başlamış.
Seçilmesinde öncülük ettiği parti ilçe başkanı, kendisinin her sözüne biat etmediği için de yeniden tasfiye çanlarını çalmaya başladı.
Bakalım daha önce seçilmiş parti örgütünün tasfiye edilmesine seyirci kalan CHP Şişli Örgütü bu kez CHP Şişli İlçe Başkanı Oya Akman’ın arkasında durabilecekler mi? Göreceğiz!
Belediye başkanısın, sana ne ilçe yönetiminden? Sana kim bu görevi verdi?
Cumhuriyet Halk Partisinde hangi oyunların peşindesiniz?
Son havadis gazetesinde yazdığım makalemde bu durumu şöyle ifade etmiştim; Partiyi solculaştırmak isteyenlere soruyorum, CHP kiminle solculaştırılıyor? Parti içindeki ulusalcı, Mustafa Kemalcilerin tasfiyesiyle yerine ikame edilen ittifak ortağı HDP ile mi? Peki HDP solcu bir parti mi?
Maraş Katliamının yıl dönümünde Alparslan Türkeş’in eşini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu mu solculaştıracak partiyi? Seçildiği gün itibariyle adı yolsuzluklarla anılan Muammer Keskin mi solculaştıracak partiyi? Muammer solcu mu ki, partiyi solculaştırsın.
Gecekondu halkını işgalci ilan eden birinden, kamunun malına çöken, belediye emekçilerine düşman birinden solcu olur mu? Asgari ücret standının önünde bile duramayan birinden solcu olur mu?
Sana ne? Sen kimsin de, Şişli ilçe binasına kamera takıyor, söküyor, ilçe yönetimini görevden alıyor, atamalar için kırk takla atıyor, atanan ve seçileni beğenmiyor, hatta nerede ve hangi odada nasıl oturacağına karar veriyorsun.
Halkın arasında niye dolaşamıyor, kendi etrafına güvenlik elemanları ve lüks araçlar alıyorsun? Kimden neden korkuyorsun? HDP’li Meclis Üyen, “Başkanı mafya vuracak, onun için kalın tenekeli araçlar kiraladık başkanımıza” demişti.
Belediyeden vergi karnesiyle gelip ihaleye giren otoparkların işletme hakkını alan bir firmaya mafya demek bu kadar kolay mı? Eğer, böyle bir durum varsa, bu olayı neden mahkemeye taşımadın da halkın sırtından kendine “Güvenlik” satın aldın?
Yukarıda ifade ettiğim gibi kameralarıyla sürekli dalga geçtiğim Şişli’deki kameralar sorunu üyelerin tepkisiyle il yönetimine taşınmış, muhtemelen il yönetiminin Muammer Keskin’in kulağını çekmesi sonucu o kameralar kaldırılmıştır.
O kameralar kayıt yapan kameralar mıydı? O kameralar ile görüntüler alındı mı? Alındıysa o görüntüler nerede ve kimin kullanımında? Bu olay basit kamera olayı olarak geçilebilir mi? Kameralar neden kaldırılıyor sorusunu bugün Sevgili Mehmet Tekin köşesinden ayrıntısıyla yazmış. Bir daha soruyoruz. O görüntülerde ne var? Kimi dikizliyorsun!
Kişisel olarak kendi adıma yazayım; ne Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçmeni, ne de Cumhuriyet Halk Partisi’nin düşmanıyım. Şişli’de yaşayan sosyalist biri olarak toplumcu, devrimci, solcu olarak Şişli’ye kakalanan ve Şişli’de neredeyse iki yıldır bir tuğlayı diğerinin üzerine koymayan, seçildiği gün itibariyle adı yolsuzluklardan inmeyen bir Belediye Başkanına karşı, bırakın bir fotoğrafçı, gazeteci olmayı Şişli’de elli küsur senedir yaşayan ve mahallesi belediye başkanı tarafından işgalci ilan edilen bir insan olarak Muammer Keskin’in karşısındayım.
Gazetemiz de bütün bu rezalete karşı gazeteciliğin halka karşı sorumluluğunu yerine getiriyor.
Yine önceki makalelerimde Kılıçdaroğlu’na, Muammer Keskin’in belediyeciliğini incelemeleri için parti müfettişlerini göndermesini ve Keskin’in görevden alınmasını önermiştim.
CHP üyeleri gazetemize teşekkür etsinler; parti üyelerini taciz eden bu kameralardan kurtulmanız için epey emek sarf ettik.
Son olarak, üslubu, duruşu, zorlama kibarlığıyla adını Kibar Feyzo koyduğum Muammer Keskin’e böyle seslendiğim için parti yöneticilerinden biri çok rahatsız olmuş.
Eşyayı ismiyle çağırmaya devam edeceğiz.
Kibar Feyzo koydum adını, At hırsızı demediğime dua etsin…