Dans etmek, Ankara şifrelerinde özel anlam içerir…
Genelkurmay’ın 30 Ağustos resepsiyonunda Generaller eşleri ile vals yaparken, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’ın eşsiz ve dans etmeden masalarında oturduklarını gören bir Ankaralı kadın gazeteci Erdoğan’ın yanına gelip, “Benimle dans eder misiniz” demiş. Başbakan da “Ben bilmediğim şeyi yapmam diye” bu teklifi geri çevirmiş.
Oysa dans etmek, Ankara’nin şifrelerinde “Çağdaşlık” anlamını da içerir.
Latife Hanım’la ilgili olarak yazdığım ve Birey Yayınlarının kitaplaştırdığı bir çalışmamda, Fahrettin Altay’ın anılarında anlatılan 1925 Ankara’sından şu sahneleri de aktarmıştım.
Atatürk. Latife Hanım'ı boşayıp İzmir'e geri gönderdiği 1925'in sonunda, rahmetli Orgeneral Fahrettin Altay'ı Ankara'da, Çankaya'da ağırlar. Altay anılarında Atatürk'ün konuğu olarak 22 Ekim-1 Kasım 1925'te yaşadıklarını anlatır. İsviçre'den Madam Bauer adında bir kadın getirtilmiştir. Atatürk'le Fransızca konuşmaktadır bu kadın. Görevi Altay'ın “Atatürk'ün kızları" dediği dört manevi evlada Avrupa terbiyesi vermek ve Köşk'e Avrupa adabını yerleştirmekmiş.
Her gece dans var Fahrettin Paşa'nın Çankaya'daki ilk gününün akşam yemeğine Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Aras) Bey, frak giymiş halde, eşi ve kızı ile, Başbakan İsmet Paşa da yalnız gelir. Sofrada Atatürk'ün sağında Aras'ın eşi, solunda Madam Bauer, Bayan Aras'ın sağında İsmet Paşa, onun yanında Afet (İnan) Hanım, Bauer'in solunda Tevfik Rüştü Bey ve dört küçük kız otururlar. Yemekte şarap, sonra da şampanya içilir. Çorba, külbastı, ograten patlıcan, krema ve kavun ikram edilir. Yemekten sonra gramofon çalınır. Atatürk Madam Bauer'le önce foxtrot, sonra da vals yapar.
Fahrettin Paşa'yı zorla kaldırtıp, İsviçreli kadının ona dans öğretmesini ister ama Paşa zorlanır. Bu arada Atatürk'ün gözü Tevfik Rüştü'nün kızı Emel'in uzun saçlarına takılır. Kendi berberi Sabri'yi çağırtır ve ileride Fatin Rüştü Zorlu'nun eşi olacak bu genç kızın saçlarını kısa kesmesini emreder. Emel'in saçları "Modaya uygun" biçimde o anda sofra başında kesilir. Vakit geç olunca İsmet Paşa "Yarın çok işim var" diyerek kalkar.
‘Ben ölçümü bilirim’
Ertesi gece, eteği püsküllü dekolte bir tuvalet giyen Madam Bauer bu defa sofrada Atatürk'ün karşısında oturmuştur. Afet Hanım siyah ipekli ve işlemeli bir gece elbisesi giymiştir. Misafirler Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt), İçişleri Bakanı Cemil (Uybadın), Salih (Bozok), Saffet (Arıkan) beylerdir. Bu defa canlı orkestra vardır. Atatürk, Altay Paşa'yı zorlayıp madamla dans ettirir. İsviçreli kadın, Atatürk'ün çok rakı içtiğini söyleyip, "Sağlığı bozulacak diye korkuyorum" şeklinde dert yanar. Atatürk madamı odasına gönderir. Sonra orkestraya zeybek havaları çaldırtıp, kendisi de dizlerini yere vurarak müthiş bir gösteri yapar. Sonra çok içmesinden bahis açıp, "Merak etmeyin, ben ölçümü bilirim" der.
Bir kenarda uyuklayan Salih Bozok'u alaya alır. Sonra bir koltukta mahzun oturan Afet İnan'ın yanına oturup, "Bu da benim hallerime üzülüyor. Ben kendimden çok misafirlerimin eğlenmesini istiyorum" diye dert yanar.
Dans rejimin parçasıdır
Bir sonraki gecenin eşli ve fraklı davetlileri arasında İnönü de vardır. Rahatsız olduğu için gelemeyeceği iletilir. Ama biraz sonra İnönü yalnız gelir ve eşinin rahatsız olduğunu söyler. Sonra yine müzik başlar, danslar ve alaturka oyunlarla konuklar neşelendirilir Cumhuriyet’in 2’nci yıldönümü balosu, Fresko Gazinosu’nda yapılır. Bu defa İsmet paşa, Rus sefirinin iri ve toplu hanımıyla vals yapmaktadır. Fahrettin Altay pistin yanında oturduğu masadan İnönü’ye “Ne o, dans mı yapıyorsun” diye laf atar. İnönü de “hayır politika ediyorum” deyip, Rus sefireyi döndürerek uzaklaşır. Tayip Erdoğan “Dans”ın önemini ve anlamını bilmediği için, o kadın meslektaşımızın dans teklifini kolayca geri çevirmiştir.
ŞAKA
Bizim babalar da dokuz doğuruyor Amerika’da Ohio’da 39 yaşında bir kadın, üçüz bebekler doğurduktan üç yıl sonra yine hamile kalmış ve bu kez de üçüz doğurmuş. Dünya basını da bunu haber yapmış. Çünkü bir kadının üçüz doğurma ihtimali (veya şansı) 8 binde bir, 2’nci kez üçüz doğurma ihtimali ise 64 milyonda birmiş. Türkiye’de son iki genel seçimde de AK Parti kazandığı için “şimdi ne olacak” diye bazıları dokuz doğuruyor ama artık bunlara kimse haber değeri vermiyor.