İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Almanya’da mahkum olan Deniz Feneri e.V’nin Türkiye’deki üç dernek ve bir federasyona toplam 7.1 milyon euro (yaklaşık 14 trilyon lira) nakdi yardım yaptığını bildirdi. Bakan Atalay, bakanlığının 2008 yılında Deniz Feneri için “kuşku uyandıran faaliyetler” ve “şeffalık ilkesini ihlal” ettiği gerekçesiyle hazırladığı raporu pas geçerek, derneğe yapılan denetimlerde adli veya idari işlem yapılmasını gerektiren bir durumun tespit edilmediğini bildirdi. CHP’li Atilla Kart, “Yalan söyleyerek himaye ediyorlar” sözleriyle hükümeti eleştirdi.
CHP’li Atilla Kart, Almanya’da mahkum olan Deniz Feneri e.V'nin Türkiye’deki ilişkileriyle ilgili çarpıcı bir gerçeği gün ışığına çıkardı. Türkiye’de faaliyet gösteren Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Almanya’da mahkum olan Deniz Feneri e.V arasında doğrudan ve dolaylı ilişkilerin bulunduğuna dair ciddi bulgular olduğundan hareket eden Kart, Meclis’te değişik tarihlerde önergeler verdi. Daha önce Adalet Bakanlığı’nın Deniz Feneri e.V’nin Türkiye’de 9 derneğe yardım ettiğini açıkladığını, ancak daha sonra yardım yapılan dernek sayısının 4 olduğu yönünde bilgiler verildiğini hatırlatan Kart, bu kez de farklı bir yanıt aldı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Dışişleri, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarıyla yazışmalar sürüyor. Maliye Bakanlığı soru önergesinde bahsi geçen derneğin kamuya yararlı dernek statüsünün kaldırılması ve derneğe yapılan yardım tutarı ile bu derneğin diğer derneklere yapmış olduğu yardım tutarlarına ilişkin bilgi, belge veya rapor bulunmadığı bildirilmiştir” yanıtı geldi. İçişleri Bakanı Atalay ise isimlerini gizlediği derneklerin sayısını 3’e indirdi, adını vermediği bir federasyona da Almanya’daki Deniz Feneri e.V’nin toplam 7 milyon 138 bin 983 euro nakdi yardımda bulunduğunu açıkladı.
RAPORU PAS GEÇTİ
Kamu yararı statüsü kazandırılarak izin almadan yardım toplama yetkisi verilen Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği hakkında İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 2008 tarihli rapor da sümen altı edildi. İçişleri Bakanı Atalay, raporun hazırlandığı tarihi pas geçerek Dernekler Denetçileri tarafından 2007 ve 2009 yıllarında yapılan denetimler sonucunda düzenlenen raporlara işaret ederek, “Derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsünün verilmesinde aranan şartları halen taşımakta olduğunu” ve bu statünün kaldırılmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığının tespit edildiğini bildirdi. Atalay, ayrıca Deniz Feneri Derneği hakkında herhangi bir adli veya idari işlem yapılmasını gerektirecek bir hususun tespit edilmediğinin belirtildiğini kaydetti.
KARARTARAK YALAN
Bülent Arınç’ın TBMM Başkanı olduğu dönemde TBMM Üstün Hizmet Ödülü verilen Deniz Feneri Derneği hakkındaki raporda ihale sürecinde şeffaflık ilkesinin ihlal edildiğinin ve kuşku uyandıran faaliyetlerde bulunulduğunun ortaya konulduğunu vurgulayan Kart, bu sebeple derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsünden çıkarılması gerektiğine dikkat çekildiğini kaydetti. Atilla Kart, İçişleri Bakanlığı’nın bu raporun gereğini yapmadığını, yapamadığını anlattı. “Tam anlamıyla bir karartma, bilgi kirliliği ve yalan beyanda bulunulmuştur” diyen Kart, şöyle devam etti:
“Bu hükümetin kararıdır. Hükümet adına verilen bir karardır. Tüzel kimlik olarak Deniz Feneri’ndeki kirli ve karanlık ilişkileri, kayıtdışı ilişkileri himaye etmeye devam edildiği görülmektedir. Bu yolla hükümet siyasi iktidara ulaşabilecek ilişkileri kirli ve karanlık ilişkileri gizleme çabası içindedir. Bu karanlık yapılanma korunduğu gibi bu kirli ve karanlık ilişkilerden beslenen üç dernek ve bir federasyon geldiğimiz aşamada bile gizlenmekte ve korunmaktadır. Ancak, gerçekler er ya da geç gün ışığına çıkacaktır.