Askerlere sivil yargı yolunu açarak dokunulmazlıklarını kaldıran hükümet, yargıya karşı bağışıklığı olan milletvekili ve memurları görmezlikten geliyor. Askere sivil yargı yolunu açan düzenleme ile demokrasi yolunda önemli bir adım atıldığı iddia edilmesine karşın dokunulmazlıktan yararlanan çok geniş bir kesim var.
Örneğin haklarında adam yaralamadan ölüme sebebiyet vermeye, hakaretten görevi kötüye kullanmaya uzanan pek çok suçtan yargılanmaları için haklarında fezleke düzenlenerek dokunulmazlığın kaldırılması istenen milletvekillerine ait 315 dosya Anayasa-Adalet Karma Komisyonu`nda bekliyor.
Bunların dışında bürokratlar ve memurlar da kısmi dokunulmazlığa sahip. Rektörlerin yargılanması YÖK’ün iznine bağlı, memurların yargılanması amirlerinin iznine bağlı, polislerin yargılanması valilerin iznine bağlı.
Bu o kadar yaygın bir uygulama ki Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne verdiği istatistiklere göre, 2003-2007'nin ilk dokuz ayında, güvenlik kuvvetlerinin hak ihlallerine dair iddialarda, idari yetkililer 5 bin 672 kez "izin yok" dedi.
Memurların dokunulmazlığının kaynağı 86 yıl yürürlükte kalan bir geçici yasa. İkinci meşrutiyet döneminde, memurların yargılanması sürecini ve koşullarını içeren ‘Memurin Muhakemat-ı Hakkında Kanun-u Muvakkat’ geçici bir yasa olarak çıkarıldı. Osmanlı döneminde çıkarılan ve 1999’a kadar tam 86 yıl yürürlükte kalan bu ‘geçici’ yasa suç işleyen memurlara zırh oldu.
57’nci Hükümet, 1999’da Osmanlı’nın bürokrasiyi hukuk dışı tutma anlayışını daha da keskinleştirerek ‘Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’u çıkardı. Yeni kanunla, suç işleyen memurun kaderi amirine bağlandı. Danıştay'ın kullandığı yetki, yasada belirlenen vali, bakan veya başbakana devredildi. Yasayla yükseköğretim kurumu, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, hâkimler ve savcılar, Yüksek Mahkeme üyelerine yine dokunmamak tercih edildi.
Kanun birçok defa, amirlerin yolsuzlukları, işkenceyi, siyasi cinayetleri, keyfi ve taraflı uygulamaları ‘memurumdur yargılayamazsınız!’ diyerek sümenaltı etmesine yaradı.
Memurlara adeta dokunulmazlık sağlayan ve ön soruşturmayı tamamen idareye bırakan bu anlayış, hem evrensel hukuk kurallarını hem de anayasayı ihlal etmeye devam ediyor.
4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun’a göre izin vermeye yetkili merciler şöyle:
İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali,
Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri,
Bakanlar kurulu kararıyla ve bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan, başbakanlık merkez teşkilatının aynı durumdaki personeli hakkında başbakan
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
Cumhurbaşkanlığı’nda görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,
Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında içişleri bakanı,
Köy ve mahalle muhtarları ile bu kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali, yokluklarında ise vekilleri.