1000 sayfalık bir eserin 2 perdeye sığdırılması yazarın bir başarısı. Oyunun yönetirken karşılaştığım en büyük güçlük hareketli bir sahne düzeni kurmaktı. Olaydan olaya, konudan konuya, mekandan mekana geçişi inandırıcı olması lazım. Rejinin akışı açısından onda çok zorlandık ilk önce. Ama görüyorum ki yüreğimiz seyirciye ulaşmış. Deyimler başta olmak üzere macerayı çözmek çok zor oldu ama Cervantes’in değinmek istediği Don Kişot’un özüne ulaştığımız kanısındayım ben. Yazar ne söylemek istiyor, dönem ne, satır aralarında neler var, günümüze neler geliyor tüm bunlar için çok ciddi çalıştık.
YENİ SAHNEMİZ GÖZBEBEĞİMİZ
Yeni sahnemiz bizim göz bebeğimiz. Çünkü hakikaten çok emek verildi. Şişli yeniden gündeme geliyor zaten kökleri çok eski. Biz burada tiyatro seyircileriyle büyüdük. Aynı seyircinin burada kendilerine ait bir sahneye sahip çıkacağını sanıyorum. İstanbul çok büyüyor aynı zamanda tiyatro geleneğini güçlendirme çabası da var. İstanbul’un da çeşitli yerlerine gidiyoruz, Beylikdüzü, Sultançiftliği gibi. Ama yerleşik bir salonun şehrin kalbinde atması çok önemli.
TİYATRONUN KALBİ ŞİŞLİ VE BEYOĞLU’DUR
Ocağın 5’inden itibaren tüm hızımızla yine devam edeceğiz. Programımızda Kibarlık Budalası var. 2 konuk tiyatromuz olacak; Tiyatro Kılçık, Kırmızı Halı. Bir de bunun haricinde çocuk oyunu çıkarıyoruz. Samimiyetle söylüyorum tiyatronun kalbi eski yerine geri döndü. Tiyatronun kalbi Beyoğlu ve Şişli’de atar. Biz bundan son derece mutluyuz. Zaten kapıya Tiyatro Kedi tabelasını astığımız andan itibaren o kadar büyük bir ilgi var ki bu bizi çok yüreklendirdi.