Engerekli Yılan!..

Bekir Özer

                                                  

  Demokratik olmayan ülkelerde vahşi kapitalizm engerekli yılan gibidir...
  Zalim...
  Acımasız...
  Ve öldürücü...
                                          x
  Bu ülkelerde para kazanma hırsı bir virüs gibi kana girdimi, kim olursa olsun o bedeni esir alıp kolay yönlendirir...
  Soma faciasının baş aktörü Alp Gürkan gibi..
  İstanbul merkezde yaptırdığı binanın 14 katının ruhsatsız olduğunu tüm gazeteler yazdığı halde, belediye ses çıkarmıyor, yanına yanaşamıyor.
                                           x
  Garip vatandaş evinin balkonuna fazladan bir taş koysun bakalım...
  Zabıta, anında yakasına yapışıp yerle bir eder...
  Hadi yapış Alp Gürkan’ın binasına göreyim seni!..
  Yapışamazsın...
                                           x                   
  Sadece Alp Gürkan mı?..
  Soma faciasından önce halkın malı olan koskoca Bakırköy Sahil Şeridi ve 1057 ağaç kıyıma uğradı,  inşaatı da gayr-ı kanuni bir şekilde devam ediyor.
  Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdiği halde dinleyen, uygulayan yok...
  Tarihi 450 yıllık ağaçlar...
  Kuşlar...
  Çiçekler...
  Kuş yuvaları, hepsi bir gecede telef edildi...
  Demokratik bir ülkede bunları yapabilir misiniz?..
                                          x
  Tayyip Erdoğan 1800’lü yıllardaki İngiltere’yi örnek gösterip milletin aklıyla adeta alay etti...
  O tarihte kazalar olduktan sonra İngiltere’de işçiler suspus oturmadı...
  Kalabalık işçi gurupları birlik ve beraberlik içinde devleti karşılarına alıp, ölümcül kapitalist sistemi yerinden oynattılar...
  Kimse buna engel olamadı ve sonunda iş güvenliği, kendi hayatları ile işçi hayatları açısından önemli gördükleri tüm şartları kabul ettirdiler.
  Şartların kabul edilmesiyle İngiltere’de maden kazaları devrinin sonuna gelindi ve vahşi kapitalizm kontrol altına alındı...
                                        x
  Madenler düzgün...
  İşçiler emeğinin hakkını alıp rahat çalışınca, hem işçi, hem işveren rahat etti...
  Böyle olunca ne kârlar düştü, ne işveren zarar etti...
  Bu şartlar tüm demokratik ülkelere örnek oldu ve onlar tarafından da kabul edildi.
                                         x
  Demek ki; ne işin fıtratında, ne işin doğasında, nede işin içinde eşini partiye kaydettirip belediye’ye meclis azası yaptırmak var, ne de ahbap-çavuş ilişkisine girmek var.
  İşin fıtratında; hak, hukuk, adalet ve işçinin ordu halinde birlik olup, haklarını kabul ettirme hakkı var...
                                         x
  Ülkemizde bu korkunç düzenin yarattığı ağır ölümcül sonuçlar yıllardır bir birikimde ve buna sessiz kalındı...
  Soma faciası bunun ağır bir çöküşü oldu...
  Eğer işçiler İngiltere’de olduğu gibi sınıf haline gelemeyip mücadeleye devam etmezlerse, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi canlanmaya devam edemezler.
  Çünkü...
  Bu kömürde kan...
  Bu kömürde katliam...
  Bu kömürde kölelik düzeni var...
                                        x
  ‘’İLO’’ sözleşmesinden kaçınmak da vahşi kapitalizme teslim olmaktır...
  Hükümet kabul etmese de, kabul edilinceye kadar birlik ve beraberlik içinde direnmeye devam edilmeli...
                                        x
  İngiltere’de işçi kesimi bunu erken fark etti ve bugünkü haklarına kavuştu...
  Ülkemizde İngiltere örneğini ilk kes HES’e karşı Karadeniz kadınları gösterdi...
  Bir ordu gibi, birlik ve beraberlik içinde HES’in adamını konuşturmadan kaçırdılar...
  Ormanı...
  Suyu...
  Ağaçları...
  Kuşları...
  İnsanlığı kurtardılar...
                                       x
  Helal olsun...
  Örnek olsun...