Murat Çelik'in röportajı/ BUGÜN
Başbakan Erdoğan, "Mafya ve çeteleri birer birer nasıl çökertiyoruz. Hükümetin bu alandaki başarısı nedense hiç görülmüyor, konuşulmuyor. Hep terör konuşuluyor. O zaman işte bu başarıyı da konuşun. Neler yaptığımız ortada" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bugün Gazetesi Genel Yayın Müdürü Selahattin Sadıkoğlu ve Ankara Temsilcisi Murat Çelik’e gündemdeki konulara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı AK Parti’nin önceki gün Yozgat, Tokat ve Çorum’da düzenlediği mitingleri yerinde izledik. Ankara’dan çıkıp 12 saat içinde Yerköy, Yozgat, Tokat ve Çorum’a gittik ve başkente döndük. Bu yoğun programın arasında helikopterde Başbakan ile yaklaşık 40 dakika boyunca gündeme ilişkin sohbet ettik. İşte röportajın ayrıntıları: n Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananların ardından, size ve hükümete yönelik olarak bazı çevreler tarafından sistemli ve sürekli bir çalışmanın var olduğuna inanıyorsunuz. Seçime yaklaşılırken -tabiri caiz ise- yeni siyasi bombalar bekliyor musunuz? Daha çok biz ne yapacağız, ne yapıyoruz buna bakıyoruz. Biz bununla ilgileniyoruz. Yani onların yaptıkları bana klasik şeyler olarak geliyor. Biz görüyoruz yaptıklarını. Fakat, bunlar bir korku toplumu üretmekten başka bir şey değil, yazıktır. Demokrasiyi hazmetmemiz gerekiyor ve Türkiye’ye zarar verecek her türlü adımdan kaçınmak gerekiyor.
YATIRIMCI İSTİKRARI SORUYOR
Nereden gelirse gelsin ben bir ifade kullanıyorum ve bu ifademden piyasalar olumsuz etkileniyorsa, halkım olumsuz etkileniyorsa, bu ülkenin yarınlarına yönelik olarak girişimci olumsuz etkileniyorsa bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Yani küresel sermaye Türkiye’ye girmek istediği zaman sorduğu soru Türkiye’de istikrar var mı? Türkiye’de güven var mı? İstikrar olmayan, güven olmayan bir ülkeye küresel sermaye girer mi? İşsizlik, işsizlik, işsizlik diyoruz. Yatırım olursa işsizlik biter. Yatırım olmazsa, fabrikalar tütmezse Türkiye işsizlikten nasıl kurtulacak? Türkiye nüfusu azalan, Yunanistan gibi bir ülke değil. Türkiye sıfır doğumu olan bir ülke değil. Öyleyse yatırımların devam ettiği bir ülke olmaya mecburuz. Yatırım olacak, istihdam olacak, üretim olacak ki başarı olsun. n Yeni kriz senaryoları bekleyip beklemediğinizin yanıtını alamadım...
Senaristler çoğalıyor. Ve bu senaristlerin yazdığı senaryoların Türkiye’ye bir bedeli var. Mesela son Hudson Enstitüsü olayı da bunlardan biri. Bu senaristler içerde de var dışarıda da. Eğer ortada bir şey varsa ve hakikatse olay, üzerine gideceksin. n Siz gidiyor musunuz üzerine? Sorumluluk alanıma girerse gereğini yaparım. Nitekim yapıyorum da işte. n Nedir tam olarak kastettiğiniz? Çetelerin üzerine nasıl gidiyoruz görmüyor musunuz? Çeteler nasıl çökertiliyor işte ortada değil mi? Mafya ve çeteleri birer birer nasıl çökertiyoruz. Hükümetin bu alandaki başarısı nedense hiç görülmüyor, konuşulmuyor. Hep terör konuşuluyor. O zaman işte bu başarıyı da konuşun. Neler yaptığımız ortada.
BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ
n Genelkurmay Başkanı’nın Eğirdir’de düzenlediği basın toplantısında özellikle vurguladığı konu, ‘işbirlikçiler’di. Mesela ‘Bir köyün imamı, bir köyün muhtarı mayın döşüyorsa, biz bu terörle nasıl mücadele ederiz?’ diye soruyor asker. Yani polis ve jandarmanın görev alanına giren bölgelerde yapılması gerekenler olduğunu söylüyorlar. Bu konu sizin gündeminizde nasıl yer alıyor? Jandarma kiminle beraber çalışıyor şu anda? Askerimizden ayrı olduğu söylenebilir mi? Polisin görev alanının dışındaki bölgelerde jandarmamız, askerimizle birlikte çalışıyor. Ama önemli olan şu: Yani bunları bu şekilde, bu benim görevim, bu senin görevin, bu onun görevi diye ayırmak olmaz. Biz hükümet olarak bu işte ehliyet sahibi olan kimse; polisimiz, tüm güvenlik güçlerimiz, askerimizdir, jandarmamızdır... Kendileri ile görüşmek suretiyle ne isteniyorsa, neye ihtiyaç duyuluyorsa karşılıyalım, biz bunu yapalım.
SUÇLU ARAMAK YANLIŞ
Yani, bölücü terörle fiili mücadele görevini güvenlik güçlerimiz yürütür. Polisiyle, jandarmasıyla, askeriyle... Konunun diplomasi boyutu var, o bize ait, onu biliyoruz. Ama bunun dışında, araç-gereçti, diğer ihtiyaçlardı, ne gerekiyorsa, biz bunu bugüne kadar hep verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Bunda zaten aramızda herhangi bir sıkıntı yok. Burada herhangi bir suçlu aramanın da anlamı yok. Burada sadece iktidar partisi, sadece Genelkurmay değil, medyası, diğer siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, hepimiz dayanışma içinde olmak suretiyle bu işi çözmemiz gerekir.
Nitekim ben dikkat ederseniz sürekli bu yönde açıklamalar yapıyorum. Bakın şunu da söyleyeyim; ülkemizde hiçbir zaman terör sıfırlanmamıştır. Kimse kimseyi aldatmasın. Azalmıştır ama sıfırlanmamıştır. Şimdi bu son dönemde yine bir artış var ancak zaten hiçbir zaman bitmemiştir. Toplam şehitlerimizin sayısı 1984’ten bu yana yaklaşık 12 bin 500 civarında. Öldürülen terörist sayısı da 20-25 bin civarında. Bu rakamlar verilen resmi rakamlar.
OHAL GİBİ BİR DURUM OLMAZ
n Kara Kuvvetleri Komutanı’nın da, el yapımı patlayıcılarda kullanılan amonyum sülfat gübrelerle ilgili bir beyanı var. Ayrıca mesela arama gibi konularda yasal sıkıntılar yaşadıkları söyledi. Biliyorsunuz ki, o konuda gereken değişiklik yapılsa bile, yine başka maddeler eklenerek patlayıcının etkisi yine yükseltilebiliyor. Diğer konuya gelince, eğer şüphe varsa güvenlik güçleri arama hakkına sahip.
Bu yasal düzenlemeler hep bütün kurumlarımızla görüşülerek yapıldı. Ama eğer adeta bir olağan üstü hal havasında bir uygulama bekleniyorsa, işte o ülkemiz için uygun mudur, ayrıca düşünmek gerekiyor. Çıkarlar açık net her şeyi söylerler. Kanunlar ortada. Bu kanunlarda size bir şey verildiği zaman, geçmişte yaşandı, bazı şeyler bahane edilerek vatandaşlarımızın arabaları, evleri vs... Geçmişte günahsız vatandaş da mağdur olabildi. Yine böyle şeyler yaşanırsa, hak ve özgürlükler, demokrasi elden gitti diye herkesten önce siz medya ayaklanmayacak mısınız mesela?
Askeri kanattan gelen açıklamalar ortada. Aranızda bir güven eksikliği olduğu şeklinde bir görüntü çıkıyor. İşte siz de söylüyorsunuz... Görüntü...
Bunu nasıl ortadan kaldırmayı düşünüyorsunuz? Böyle bir havayı sizin düzeltmeniz lazım. (Medyayı kastediyor) Başbakan olarak söylüyorum. Herhalde yalan söyleyecek halim yok.
UZAN’INKİ DÜRÜST SİYASET DEĞİL
Babası meydanda yok, kaçak, gelmiyor. Eğer dürüstsen, doğruysan, gel yargılan. Evladı burada kalkıyor diyor ki, “Benim kardeşim, babam şöyle böyle filan, şu oldu, bu oldu filan’. Tamam da, yani bunlar dürüst siyaset alameti değil. Benim milletim bunlara mı oy verecek? Çok gerilerdeler...