2. Ergenekon’un 3 tutuklu sanığı, AİHM başvurularında, “Ne zaman sona ereceği bilinmeyen bir özgürlük kısıtlaması işkencedir” dedi.
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıkları gazeteci Tuncay Özkan, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) Genel Sekreteri Birol Başaran’ın avukatları, “Davada adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini” öne sürerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Avukatlar Celal Ülgen ile Hüseyin Ersöz’ün, AİHM’ye 2 Kasım 2009’da gönderdikleri dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) güvence altına aldığı “özgürlük ve güvenlik hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “etkili biçimde başvuru hakkı”nın ihlal edildiği önü sürüldü.
Dilekçede, birçok kişinin kuvvetli belirti bulunmadan gözaltına alındığı, tutukluluğun makul süreyi aştığı belirtildi. Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Yargıçların yansızlıkları konusunda ciddi bir şüphe gölgesi oluşmuş iken yargıçların duruşmalardan çekilmeyip bir başka heyete aynı görevi yapma olanağı sağlamamış olmaları da adil yargılanma hakkına aykırılıktır.”
16 aydır tutuklu
Dilekçede, “Bu davanın sonucunun beklenmesi belki 10 yıla kadar uzayacaktır. Tutukluluk süreleri 16 ayı geçen tutuklular çoğunluktadır ve hâlâ bu tutukluların ifadesinin alınmasına bile başlanmamıştır” denildi.
Siyasi iktidarın baskısına açık bir yargıç sisteminin oluştuğu anlatılan dilekçe şöyle devam etti:
‘Bu bir işkence’
“Soruşturmayı yöneten polis, savcı ve mahkeme yargıçlarının topluca bir gezide yer aldıkları ve iftar yemeğinde birlikte oldukları görülmektedir.”
Dilekçede, şunlar belirtildi: “Bu incelemenin ivedi olarak yapılmasını, giderilmesi olanaksız zararlar doğmaması için talep etmekteyiz. Kişinin ne zaman sona ereceğini bilmediği bir özgürlük kısıtlaması ile tutuklu tutulması işkence demektir.”