Hacer Gemici'nin röportajı
Bu yıl Forbes'un en zenginler listesine 1.1 milyar dolar ile KKTC'den bir Türk de dahil oldu. Yakın Doğu Üniversitesi'nin sahibi Suat Günsel, klasik zenginlere pek benzemiyor... Günsel, 'Üniversiteden gelene benim param gibi bakmıyorum. Ne yatım, ne uçağım var. Zaten gerek yok ki. Sabah uyanınca doğan güneş herkes için aynı' diyor..
Forbes Dergisi'nin geçtiğimiz aylarda açıklanan 2006 yılı dünyanın en zenginleri listesine 891'inci sıradan ilk kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet'inden (KKTC) bir Türk de girdi.
Bu listedeki 26 Türk arasında 17'nci sırada olan ve 1.1 milyar dolarlık servetin sahibi KKTC Yakın Doğu Üniversitesi'nin patronu Suat Günsel, bildiğimiz zenginlere pek benzemiyor.
Günsel ile görüşmek üzere bir günlüğüne KKTC'ye uçarken, doğrusu kafamızda az çok bir şablon var. Dünyanın 76'ncı süper bilgisayarı Yakın Doğu Üniversitesi'nde kurulacağı için sabah bir temel atma töreni vardı. Üniversitede odasının bulunduğu bina oldukça mütevazi. Öğrenciler girip, çıkıyor. Kapının önüne Mercedes SL 500 yanaşınca 1.1 milyar dolarlık servetin sahibinin geldiğini de anlıyoruz. Beş dakika sonra Günsel'in odasındayız. Karşımızda oldukça gösterişsiz, sıcakkanlı biri oturuyor. Röportaja başlıyoruz ancak kendinden, yaptıklarından bahsetmeyi çok sevmeyen biri olunca doğrusu ağzından laf almak da zor oluyor. 'Zenginlikle birlikte hayatına neler girdi, yatı, uçağı var mı? Tatillerinde neler yapar, lüks zevkleri neler?' Peş peşe bunları soruyoruz. "Sabah uyandığımda doğan güneş herkes için aynı" diyen Günsel, "Yatım, uçağım yok. Zaten gerek de yok" yanıtını veriyor. Günsel, özel hayatını çok istemeyerek de olsa şöyle anlatıyor:
'PİRAMİTLERE GİTMEM'
"Haftanın neredeyse 7 günü buradayım. (üniversite) Hemen her gün spor yaparım. Tenis oynarım, ata binerim, yürüyüş yaparım, bisiklete binerim. Tatillerde de genelde Kıbrıs'ta olurum. Girne bir başkadır. Orada kendi evimde kalırım. Dünyayı gezmek! Benim öyle duygularım yoktur. Dünya zaten ayağınıza geliyor. Turizm sektörünün çok önemli olduğu bir ülkede şimdi söyleyeceklerim anlamlı değil belki ama, Mısır'da Pramitleri'i o sıcakta mı gezmek istersiniz, yoksa tanıtım CD'sinden mi izlemek istersiniz? Ben ikinciyi tercih ederim."
Çöplükte üniversite kuran çılgın Türk
54 yaşındaki Suat Günsel, Kıbrıs'ta Baf bölgesinde elektriği, telefonu olmayan Beşiktepe'de doğmuş. Kolej eğitiminden sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde eğitimine devam eden Günsel, KKTC'ye dönünce Lefkoşa'da bir apartman dairesinde bir odada Yavruvatan'ın ilk dersanesini kuruyor. Başarı Dersanesi'nde 40 öğrenci ile yola çıkan Günsel, 10 yıl sonra 1988 yılında yine 40 öğrenci ile Yakın Doğu Üniversitesi ile yola devam ediyor.
Günsel, 3 yıl sonra ise onu Forbes'un listesine sokan üniversite kampüsünün bulunduğu yere taşınıyor. "1991 yılında özel bir kişiden kampüsün bulunduğu araziye satın aldım. Burası Lefkoşa'nın çöplüğü idi. Binlerce kamyon çöp attık" diyen Günsel, Forbes listesine girdiğine pek de şaşırmış değil. KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 'çılgın Türk' dediği Günsel, "Bundan sonra benim amacım sayısal büyüme değil, derinlik katmak. Bugün 16 bin öğrencimiz var. Yaklaşık 20 bin nüfuslu bir aileyiz burada" diyor.
Yıllık öğrenim bedelinin 4 bin Euro olduğu üniversitede eğitim görenlerin yüzde 60'ı Türk, yüzde 10'u üçüncü dünya ülkesi vatandaşları, yüzde 30'u ise KKTC'lilerden oluşuyor. Kampüste dünyanın en büyük 76'ncı süper bilgisayarı kuruluyor.
Hurda arabaları baştan yaratıyor
YAŞAMI oldukça mütevazi görünen Suat Günsel'in anlatırken gözlerinin parlamasına neden olan şey ise otomobiller. Aralarında Jaguar, Mercedes gibi pahalı arabaların da bulunduğu bir koleksiyonu olan Suat Günsel bugün yaklaşık 50 otomobile sahip.
Ancak bu otomobiller gidip galeriden satın alınmamış. 5 kişilik bir ekip, Kıbrıs'taki hurdalıklardan otomobil alıp getiriyor. Sonra da onu baştan yaratıyorlar. "Çocukluk yıllarımda kafamda araba fabrikası kurmak vardı. Ama olgunluk yaşlarında farkettim ki adada araba üretmek mümkün değil. Şimdi hocalıkla araba ürecetek olan insanları yetiştirerek teselli buluyorum. Ama halen arabaları çok severim" diyen Günsel, şöyle devam ediyor: "Ben yaratılmış bir değerin peşinden koşmuyorum. Kendim yaratmak istiyorum. Hurdalıktan aldığımız bir arabayı yeniden yapan bir ekibim var. 10 yıl içinde dünyada bu anlamda sayılı koleksiyonerlerden olacağım sanırım."
ADA SÜRGÜN YERİDİR
Adada, kıtalı gibi yaşamaya çalıştığını söyleyen Günsel, "Adada yaşamak bir yalnızlıktır. Büyük düşünmeyi engeller. Yıllarca adalar sürgün yeri olmuş. İsyan edemezsiniz, çünkü adalar isyan edenlerin konulduğu yerlerdir. Ben bunu nasıl tersine çevirebilirim, diye bakıyorum. Eğer burada kıta ülkelerine kök söktüren bir tıp fakültesi, bir diş hekimliği fakültesi olursa. Burada kıta ülkelerinin özendiği bir hastane olursa belki adada kıtalı olarak yaşamayı başarırız" diyor.
Üstü açık araba ve uçuşan saç hayali
Otomobillere özel bir düşkünlüğü olan Suat Günsel, 5 yaşından sonra yüzlerce çamurdan araba yapmış. Onları hareket ettirmiş, kendince modeller üretmiş. 17 yaşlarında iken net olarak kurduğu bir hayalini şöyle anlatıyor: "Araba üreteceğim, üstü açık olacak, sürücüsü bayan, saçı uzun olacak, benim arabamı kullanırken, saçları uçuşacak. Dünyaya yeniden gelirsem, kıtada olmak ve araba fabrikası kurmak isterim."
Sepet sepet altınlarım yok
"PEKİ yorulduğunuz, emeklilik hayali kurduğunuz olmuyor mu?" sorumuza ise Suat Günsel, "Emeklilik bana göre yaşamı durdurmak demek. Neticede bunu bir oyunacak gibi düşünürseniz beni ziyadesi ile oyalayan bir oyuncak vardır. Her gün yeni bir şeyler yapılıyor ve bu da beni burada tutuyor" yanıtını veriyor. Üniversiteyi kendinin olarak görmediğini, buradan kazandığını buraya yatırdığını kaydeden Günsel, "Yani bizim anladığımız dilden sepet sepet altınları olan biri değilim" diyor.
Sabah