Haşim Kılıç'tan hükümete uyarı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin 47. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada hükümete sınırsız güç uyarısı yaptı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin 47. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada Hükümete sınırsız güç uyarısı yaptı ve ''Demokrasilerde elbette egemenlik halka aittir, fakat siyasi çoğunluğun otoritesi de sınırsız değildir'' dedi. İşte Kılıç'ın açıklamalarından satırbaşları:

- Bireysel özgürlükler ancak otoritenin kullanım alanının hukuk kurallarıyla belirlendiği durumlarda olur.

- Bu durum çoğunluk ilkesinin hakim olduğu çağdaş demokratik rejimler için de geçerlidir. Demokrasilerde elbette egemenlik halka aittir, fakat siyasi çoğunluğun otoritesi de sınırsız değildir. Ancak bu hak ve özgürlüklerin belirlenmesi sürecinde ciddi sorunların ortaya çıktığı bir gerçektir.

- Bu yüzyıl anayasalarında ve uluslararası belgelerde yer alan insan onuru kavramı, bu yüzyılda yaşanan felaketlere karşı bir tepki oldu.

- Bir toplumun, hukukun üstünlüğüne dayalı varlığını sürdürebilmesi, herkesçe kabul edilen evrensel verilere sahip çıkmasıyla olur.

DEVLET İNSANA HİZMET ETTİĞİ SÜRECE DEĞERLİ

- Militarizmin otoriter ve totoriter anlayışlarının yıkımının ardından yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, hiç kimsenin bir eşya gibi muamele göremeyeceğini, bütün haklardan yoksun bırakılamayacağını, işkencenin yasaklandığını ve devamına değer görülmeyen yaşamların sona erdirilemeyeceğini, hiçbir devlet kurumunun hangi çıkar adına olursa olsun tasarrufta bulunamayacağını emreder.

- İnsan onuru, insan onuru ortak paydasına sahip, koşulsuz fakatsız, sahip olduğu temel bir değerdir.

- Bunda belirli bir cins, etnik yapı, dini inanışa göre ayrım yapmanın olanağı yoktur.

- Siyasal düzenler bunu yalnızca kabul eder ve saygı duyar. Devlet, sistem, hukuk gibi benzeri yapılar insana hizmet ettikleri sürece değerlidir.

- Kant’ın ifadesiyle, insan amacın bizzat kendisidir ve hiçbir koşulda bir amaç için araç edilemez.

- Hak ve özgürlüklere ilişkin temel değerler, siyasal işleyişin yönünü de belirlerler.

- Bu açıdan bakıldığında insan onuruna sayı gösterilmesi ve korunması, sosyal eşitliğin sağlanması, insanın kendi öz tercihlerine göre kimliğinin belirlenmesi gibi unsurları gibi somutlaştırabileceğimizi söyleyebiliriz.

- Aslında bu süreç, özerklik amacıyla kendini gerçekleştirme ve kendi kaderine hakim olma sürecidir.

- Demokrasi gerginlikleri ve çatışmaları yok etmekte aslında bulunmayan, ama tarafları barıştıran bir tekniktir.

- Anayasamızın ön gördüğü laik ve demokratik ilkeler, inançlar ve inançsızlıklar karşısında tarafsız kalmayı zorunlu kılar.

AYRIMCILIK YAPILMAMASI VURGUSU

- Devletin organları toplumun bir bölümünü dost, bir bölümünü düşman ilan ederek ayrımcılığa neden olamaz.

- Demokratik anlayışın zorunluluğu kıldığı karşı görüşler, sorunların çözümünü de kolaylaştıracaktır.

- Üzeri örtülerek yer altına itilen inanç ve düşünceler hak etmedikleri bir çekiciliği yaşamaktadırlar. Bireyleri sahte kimliklerle kendini tanıtmaya zorlayan ifade özgürlüğündeki engeller kaldırılmalıdır.

PARTİLERE VERİLEN CEZALAR

- Anayasa’ya aykırı faaliyette bulunan siyasi partilere, temelli kapatılma yerine hazine yardımından yoksun bırakılma cezası verilmesi bir ara yaptırımdır. Gözden geçirilmeye muhtaçtır.

- Kapatma öncesi ara yaptırımlar çeşitlendirilmeli ve uyumlu bir hale getirilmelidir.

- Siyasi partilerin mali denetimleri aşamasında, hesabını eksik veren ve tamamlamayanlara karşı mali yaptırımlar uygulanması uygun olabilir.

HUKUK DEVLETİ TANIMI

- İnsan onurunun demokratik ve laik ilkeler yanında hukuk devletiyle olan bağı göz ardı edilemez. Hukuk devleti hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, kişilerin her türlü korku ve endişeden arındırılarak sağlandığı devlettir.

- Devlet güç ve kuvvet demektir. Bağımsızlığıyla tarafsızlığı sağlanamamış yargı kirliliği artıracaktır.

- Güçlü bir yargı, laikliğin güvencesidir. Yargının en son sözü söyleyen güç olması nedeniyle, tarafsızlığı ve bağımsızlığı hayati önem taşır.

HAKİMLERİN TARAFSIZLIĞI

- Yargıç vicdan mahkemesinde, tarafsızlığına ve öfkesine yenilmemelidir.

- Hakimin verdiği ya da vereceği hoşa gitmeyen kararlar nedeniyle, sosyal çevreden dışlanma korkusu yaşamaktadır.

- Anayasa’nın 138. maddesinde açıkça, ''hiçbir kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere ve hakimlere emir gönderemez'' denilmesine rağmen yargıyı etkileme çabaları devam etmektedir.

- Her siyasi davada, medyanın yargıçları mahkemeden önce davayı sonuçlandırmaktadır.

SAVCILARIN HAREKETSİZLİĞİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ

- Savcılarımızın işlenen bu suçlara karşı hareketsizliği düşündürücüdür. Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur.

- İnsan onuru ve kişi dokunulmazlığı, insan hakları sisteminin en önemli dayanağı ve anayasanın da üstünde yer alan tek değerdir.

- Anayasanın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı belirtilmesine rağmen, karar gerekçelerinin yeniden yorumlanarak değiştirilmesi, başkalaştırılması ve bu girişimlerin destek görmesi söz konusu maddeyi işlevsiz kılmaktadır.

- Ötelenen, gizlenen yargıya ait sorunlar yıllar geçtikçe büyümeye devam etmektedir. Hakim ve savcıların çalışma şartlarının iyileştirilmesi için yapılanlar her ne kadar motivasyonu artırıyor ise de çağdaş reformların yıllardır bekletilmesi o derece üzüntü verici gelişmelerdir. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

İyi Bir Haber Yazılımı Nasıl Olmalı
Ankara'da İmplant Tedavisi: Eksik Dişlere Kalıcı ve Doğal Çözüm
Denizli’nin En İyi Fizik Tedavi Doktorları ve Fizik Tedavi Hizmetleri
Yükseltilmiş Zeminler: Modern Yapılarda Fonksiyonellik ve Estetik Çözüm
Zor Zamanlarda Okunacak Dualar ve 1 Saatte Geri Getirme Duası