Hayrünnisa Gül'e, Olcay Baykal Formülü

Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Hanım'ın Köşk'te geri planda kalıp kalmayacağı merak edilirken, Gül'ün, gazeteci Nuray Başaran'a, Deniz Baykal'ın eşi Olcay Hanım'ı örnek vermesi, yeni bir tartışmanın da kapısını araladı.

 Başaran, Gül'ün kerndisine 'Olcay Hanım da bir yere gitmiyor. Hayrünisa Hanım da katılmayacak' dediğini yazdı. Geçtiğimiz aylarda Kadın ve Aile'den sorumlu Devlet Bakanı AK Partili Nimet Çubukçu, Baykal'ı kastederek, 'Eşini hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden kadını oraya yakıştıramıyor' demişti. Bu sözler üzerine Baykal, 'Eşim eşya mı ki yanımda taşıyayım' açıklamasıyla sert tepki göstermişti.

ÇUBUKÇU NE DİYECEK


Bugün büyük ihtimalle Köşk'e Gül çıkacak. Böylece Çankaya'da ilk defa türbanlı cumhurbaşkanı eşi bulunacak. Bu durum gündemi işgal etmeyi sürdürürken, Abdullah Gül'ün eşinin durumuyla ilgili geliştirdiği formül yeni bir tartışmayı da başlattı. Referans yazarı Nuray Başaran, Gül'ün kendisiyle özel bir sohbette “Deniz Baykal’ın eşi Olcay Hanım da hiçbir yere katılmıyor. Hayrünisa Hanım da katılmayacak. Basın Olcay Hanım’ı hiç konu etmiyor. Bence Hayrünisa Hanım’ı da konu etmemeli. Türkiye’de yapılacak daha çok iş var” dediğini yazdı.

Gül'ün bu açıklaması akıllara geçtiğimiz aylarda Milliyet gazetesinde yayımlanan bir söyleşide Nimet Çumuk'çunun söylediklerini akıllara getirdi. Çubukçu, Deniz Baykal'ı kastederek, 'Eşiyle akşam yemeği bile yemeyen, yanında hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden, eşinin yanından ayrılmayan kadını oraya yakıştıramıyor' demişti.

BAYKAL'DAN SERT TEPKİ

Bu sözler büyük tartışma yaratmış, Baykal'ın yanıtı da sert olmuştu. Baykal, Çubukçu'ya şöyle yanıt vermişti: 'Bu ne rezillik. Olcay bir eşya mı ki yanımda taşıyayım, götüreyim. Ben Olcay’ı bir yere götüremem; ancak o isterse gelir. Bir kadının, üstelik bakanlık yapan bir kadının, bir başka kadın ile ilgili bunları söylemesi düşündürücü. Sepet mi ki onu yanımda taşıyayım, yanımda götüreyim? Ancak isterse, o beni taşıyabilir. Sen önce sorumlu olduğun bakanlığın görevleri ile ilgilen. Fuhuş batağına saplanmış kızlarımızı kurtar önce. Olcay son dönemde sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın yemeklerine katılmaya özen gösteriyor. O da cumhurbaşkanımıza saygısından.'

HAYRÜNİSA GÜL KABİNEYİ BASMIŞTI


Hayrünisa Hanım'ın türbanı nedeniyle 'arka planda' kalacağını düşününlerin yanılabileceğini belirten Milliyet yazarı Can Dündar, 26 Ağustos pazar günü yayımlanan yazısında ilginç bir anektod aktardı. Dündar şöyle yazdı: 'Hayrünnisa Gül'ün Çankaya'da pasif kalacağını sananlara, çevresinden dinlediğim birkaç sahne aktaracağım. İlkinin tanığı bir bakan: Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı dönemi. Hayrünnisa hanım gelen yabancı konukların eşlerine Türkiye'nin gözde mekanlarını gezdiriyor. Ve gezdirirken utanıyor. Konukları ağırladıkları Ankara Palas dökülüyor. Sultanahmet, Dolmabahçe bakımsız. Tarihi eserler de öyle. Bir şeyler yapmaya çalışıyor ama mevzuat engel; ödenek yok. Bakanlar Kurulu ilgilenmiyor. Ve bir gün, Hayrünnisa hanım 'Kabineyi basmaya' karar veriyor. Bakanlar Kurulu toplantısı başlamadan salona giriyor. İçtenlikle bakanlara derdini anlatıyor:

'O tarihi binaların hali sizi de utandırmıyor mu? Lütfen yardımcı olun, sponsor bulun ya da ödenek ayırın; şu görüntüyü düzeltelim' diyor. İstediğini söküp alıyor.'

Bugün cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözle bakılan Abdulhal Gül'ün Referans Yazarı Nuray Başaran'a 'Deniz Baykal’ın eşi Olcay Hanım da hiçbir yere katılmıyor. Hayrünisa Hanım da katılmayacak' demesi akıllara eski bir tartışmayı getirdi. Geçtiğimiz aylarda Milliyet gazetesinde yayımlanan bir söyleşide Nimet Çumuk'çunun söylediklerini akıllara getirdi. Çubukçu, Deniz Baykal'ı kastederek, 'Eşiyle akşam yemeği bile yemeyen, yanında hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden, eşinin yanından ayrılmayan kadını oraya yakıştıramıyor' demişti.

Bu sözler büyük tartışma yaratmış, Baykal'ın yanıtı da sert olmuştu. Baykal, Çubukçu'ya şöyle yanıt vermişti: 'Bu ne rezillik. Olcay bir eşya mı ki yanımda taşıyayım, götüreyim. Ben Olcay’ı bir yere götüremem; ancak o isterse gelir. Bir kadının, üstelik bakanlık yapan bir kadının, bir başka kadın ile ilgili bunları söylemesi düşündürücü. Sepet mi ki onu yanımda taşıyayım, yanımda götüreyim? Ancak isterse, o beni taşıyabilir. Sen önce sorumlu olduğun bakanlığın görevleri ile ilgilen. Fuhuş batağına saplanmış kızlarımızı kurtar önce. Olcay son dönemde sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın yemeklerine katılmaya özen gösteriyor. O da cumhurbaşkanımıza saygısından.'



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri