Hedef Büyük(!) Kürdistan Projesinin bir parçası… Kerkük referandumu her çıkmaza girdiğinde Türkiye’nin dikkati başka yönlere çekiliyor. Bu sırada da Kuzey Yönetimi hayallerini gerçekleştirmek adına önemli adımlar atıyor.
Irak Ulusal Meclisinde kurulan “Anayasayı Yeniden Gözden Geçirme Komisyonu”nda görüşülen anayasa maddelerinden biri olan Kerkük referandumuyla ilgili 140.madde yüzünden komisyonda görüş birliği sağlanamadı. Sünni Araplar ile Türkmenlerin maddenin kaldırılması yönündeki fikirlerine karşın, Kürtlerin maddedeki ısrarı sebebiyle çıkmaza giren madde bir üst komisyona havale edildi. Cumhurbaşkanı ve yardımcıları, meclis başkanı ve yardımcılar ile mecliste grubu bulunan partilerin başkanlarından oluşan bu üst komisyonda da görüş birliği sağlanamayacağı aşikârdır.
Dünyada bir örneği daha bulunmayan, “geçici” anayasa maddesi olan 140.maddeye göre 2007 sonuna kadar Kerkük referandumunun yapılması gerekmektedir. Zamanın giderek daralması ve maddeyle ilgili bir çıkmaza girilmesi sebebiyle Kürt gruplar çalışmalarını hızlandırdılar.
140.maddeyi kabul ettiremeyeceğini anlayan Kürtler, Sünni Araplarla anlaşmaya çalışmaktadır. Petrol yasasını öne sürüyorlar şimdi: 140.maddeye karşı petrol yasası…
Irak Petrol Yasası, Irak’ta elde edilen petrol gelirlerinin tüm Iraklı gruplar arasında adil bölüşümünü öngörüyor. Mahalli, bölgesel yönetimlerin petrol şirketleriyle anlaşma yapması yasaya göre yasaktır.
Doğal olarak Kürt gruplar menfaatlerine ters düşen bu yasaya her daim karşı çıkmışlardı. Ancak şimdi durum değişti. Projelerini gerçekleştirmek için Kerkük şart… Kerkük içinde referandum… Bu sebeple petrol yasasını koz olarak kullanıyorlar.
Bugünlerde Bölgesel Kürt Yönetiminin üst düzey yetkilileri, Bağdat’a bir çıkarma yaparak, merkezi yönetimle ciddi görüşmeler yapıyor. Peşmerge kuvvetlerine yıllık bütçeden pay ayrılmasını öngören karar konusunda uzlaşma sağlandı. Geriye Kerkük referandumu kaldı. Belirttiğim gibi o konuyu da Irak Petrol Yasasını kabul ederek halledecekler. Merkezi Bağdat Yönetimine “Biz Petrol Yasasını kabul edelim, siz de 140.maddeyi uygulayın” demektedirler. Görüşmelerden olumlu sonuçlar alan Kuzey Yönetimi, Haziran ayı içersinde Neçirvan Barzani başkanlığında Bağdat’a bir çıkarma daha yaparak, Nuri El Maliki’yle görüşecek ve peşmerge kuvvetlerine 2007 bütçesinden pay ayrılmasını öngören mali bütçeyi ve kendileri için çıkmaza giren Kerkük konusunu işgal kuvvetleriyle de görüşüp, uzlaşma sağlamaya çalışacaklar.
Kürt gruplar lobi faaliyetlerini tam hız sürdürürken, Türkiye’de gündem erken seçim oluyor. Daha sonra gücünü yitirmiş terör örgütü PKK yeniden hortluyor ve başkentin orta yerinde bombalar patlatıyor. Adana’da canlı bomba yakalanıyor. Şırnak’ta askerlerimiz şehit ediliyor. Kuzey Irak’a bir operasyon gündeme gelse de, herkes topu birbirine atıyor. Bu sırada Amerika, operasyona şiddetle karşı olduğunu dile getiriyor. Aynı zamanda bir de El-Kaide ortaya çıkıyor, tehditler savuruyor. Barzani – PKK ilişkisi reddedilemeyecek şekilde ortaya çıkınca, büyük devletlerin taşeronluğunu yapan El-Kaide çare gözüküyor. Tarih tekerrür ediyor ve Türkiye’yi iç meselelerle boğup, hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Dediğim gibi “Her şey planın bir parçası”…