IMF parasının harcanacağı 5 yer

Nazım Ekren, IMF'den gelecek paranın 5 ana kalemde kullanılacağını söyledi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, IMF ile görüşmelerin çok kısa bir sürede nihayetlendirileceğini söyledi.

Ekren, katıldığı bir televizyon programında, IMF'den gelen kaynağın kullanımı konusunda, G-20 Toplantılarının nihai metnine bakıldığında, uluslararası finans kuruluşlarının yükselen piyasalara aktaracağı kaynağın nerede kullanılacağının sıralandığını ve bunun 5 ana kalem ile belirlendiğini
kaydetti.

Bunların bütçe açıkları, kamu alt yapı yatırımları, ticaretin finansmanı, borçların çevrilmesi, sosyal destekler olduğunu belirten Ekren, ''IMF'den gelen kaynağın öncelikleri belirleyip orada kullanmak lazım. Reel sektör ve sosyal kesimlerle ilgili kaynaklara bakıp orada değerlendirebiliriz'' dedi.

Ekren, KEP'in makro görünüme bakıldığında oradaki projeksiyonların IMF'den gelecek kaynak konusunda sinyal verdiğini kaydederek, rakamı çok net söylemenin doğru ve etik olmayacağını bildirdi.

Londra'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın görüşmesinde bu sürecin tamamlanması kararının alındığını hatırlatan Ekren, ''Çok kısa bir süre içinde nihayetlenecek'' dedi.

ŞİRKETLERİN YAPILANDIRILMASI

Ekren, şirketlerin yapılandırılması sürecinde Vergi Barışının sermaye artırımına neden olacak bir süreci de başlatacağı için makul olur diye düşündüklerini belirtti.

Vergi indirimleri konusunda KEP'i açıklamadan önce talep ağırlıklı, alt yapı ağırlıklı, merkez bankası operasyonları ve maliye ağırlıklı paketler açıkladıklarını hatırlatan Ekren, vergi indirimleri konusunda eğer tepkiler olumlu olursa, bütçe açıklarının trendi konusunda bize ipucu verdiğinde oturup bir daha gözden geçireceklerini söyledi.

''Bütçe açığı nedeni ile ek tedbirlere gerek var mı?'' şeklindeki soru üzerine de Ekren, kriz ortamında etkinlik, verimlilik ve alternatif maliyet olarak bazı bütçe kalemlerinin gözden geçirilmesinin son derece normal olduğunu ve bu dönem odaklanacakları ana konunun da bu olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti:

''Açıkladığımız bütçe açığı patikasının o noktaya gelebilmesi için kalıcı olacak, yapısal tedbir anlamına gelecek, bütçede şu an etkin olmayan ama işler düzeldiğinde verimli ve etkin hale gelecek bazı bütçe kalemlerinin çok hızlı bir şekilde üzerinden geçip tedbirini almak istiyoruz. Dolayısı ile bir tedbirler paketi setini zaten hazırlayacağız.
Tedbirler deyince Hazine ve Maliye açısından bakıldığında tedbir dediğimizde bütçede etkin ve verimli olmayan harcama kalemlerinin indirilmesi, özel sektör tedbir deyince kendisine verilecek avantajlar olarak algılıyor. Dolayısı ile daha önce aldığımız tedbirler devam edecek elbette. Reel sektörle, finans sektörüyle ilgili aldığımız tedbirler devam edecek.''

KREDİ GARANTİ FONU

Ekren, kredilendirme sürecini iyileştirme anlamında Kredi Garanti Fonu'nunun çok kısa sürede, muhtemelen bir hafta içinde bitirileceğini
bildirdi.

Kredi Garanti Fonu'ndaki ana bakış tarzının, değişik nedenlerle teminat sorunu olan ama canlı tutulabildiğinde üretim, istihdam ve katma değer üretmeye devam edecek şirketlere destek vermek olduğunu, bunun aynı zamanda bankaların bilanço yapılarının da bozulmasını engelleyeceğini söyledi. Ekren, tahsili gecikmiş alacak sorununu yıl sonunda bir sorun haline getirmemek gerektiğini ve yönetilebilir bir seviyede tutmak gerektiğine işaret ederek, Kredi Garanti Fonu'nun bu açıdan özel bir rol ve fonksiyon göreceğini söyledi.

''İŞSİZLİKLE İLGİLİ İKİNCİ BİR PAKET DÜŞÜNÜYORUZ''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, işsizlikle ilgili ikinci bir paket düşündüklerini belirterek, ''İşsizlik ödeneğinden yararlanma imkanlarına hem miktar hem de yararlanabilecekler bakımından bir esneklik getirebiliriz'' dedi.

Ekren, NTV'de katıldığı programda, Türkiye'nin IMF ile yapacağı anlaşmanın 2000 yılından beri uyguladığı 3. stand-by olacağını belirterek, stand-by arka arkaya geldiği için de Türkiye'nin yapısal reform anlamında ajandasında, ''mali kural, kayıt dışılığın azaltılması ve merkezi bütçe dışındaki genel kamu bütçesi'' dışında pek bir şey kalmadığını söyledi.

Türkiye'nin merkezi bütçe dışındaki genel kamu bütçesine bakılması gerektiğini ifade eden Ekren, ''Merkezi bütçeyi çok belli şekilde istikrar altına aldık. Kamu açısından ajanda çok kalabalık değil. Yani destek, kredi kolaylığı da olsa, stand-by da olsa yükümlülükler bakımından çok fazla şeyimiz çıkmayacak ortaya. Finans sektöründe belki işte ikinci nesil reform dediğimiz, bizim de akılda kolay kalsın diye İstanbul Finans Merkezi olarak adlandırdığımız projeyi yine orada basel 2'ler dahil olmak üzere birtakım şeyler yapılabilir ana hatlarıyla'' dedi.

Ekren, ihracat sektöründe bölgesel farklılaştırmayı çok iyi yapan ancak, sektörel farklılaştırmada biraz daha çalışması gereken Türkiye'nin, Avrupa'da ihracat payının azaldığına, çevre ve komşu ülkelere yayıldığına dikkati çekerek, bu dönemde bunun da artırılabileceğini kaydetti.

Ekren, ''Mali kural ne olacak? Harcamalara mı, borçlanmaya mı kural getirecek?'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

''Faiz dışı fazlanın ya da mali kuralın kapsamayacağı kamu harcamaları ne olacaktır? Eğer bu çok net şekilde ortaya konulmazsa her defasında bunu tartışır hale geliriz. IMF'nin de, uluslararası finans kuruluşlarının da belki krizden dolayı geldiği nokta, 2 tane ana konudaki harcamanın faiz dışı fazlanın ya da mali kuralın kapsamının dışına çıkartılmasının mümkün olduğudur. Bunlardan bir tanesi kamu alt yapı yatırımlarıdır, ikincisi de yapısal reformlar olarak adlandırdığımız alanlara nakit, para ihtiyacı gerekebilir. Yapısal reform yapacağımız alanlarda değişim ve dönüşümü kolaylaştırmak için oradaki nakit ihtiyacını karşılayacak bir miktarın da bunun dışında tutulması lazım.''

İŞSİZLİK

Ekren, ''İşsizlik, yıl sonu tahmininiz yüzde 13.5 üzerinde gerçekleşebilir mi?'' sorusu üzerine, bunun en kritik konu olduğuna dikkati çekerek, işsizlik verileri hakkında bilgi verdi.

İşsizlik verilerinin yayınlandığı tarihin Ocak ayı olduğunu anımsatan Ekren, ''Kapasite kullanım oranları Ocak'ta 63,8, Şubat'ta 63,8, Mart'ta 64,7 oldu. Eğer bir önceki yıla bakarsak azalışlar eksi 16, eksi 15 ve eksi 16. Ama bir önceki aya göre bakarsanız eksi 0,9, 0, 0,9. Bundan sonraki veriler, eğer bu trendin dışına çıkmaz ise muhtemelen kötü gidişin azalarak, sona erdiğini bir dönem sonra düz bir platforma geleceğimizi söyleyebiliriz'' dedi.

Ekren, işsizliğin kaynağı ne olursa olsun ortaya çıkmış olmasının başlı başına ekonomik, sosyal bir konsept olduğu için önemin verilmesi gerektiğini kaydetti.

İşsizlikle ilgili ikinci bir paket düşündüklerini bildiren Ekren, paket hakkında şu açıklamada bulundu:

''Bu paketin 3 tane bileşeni olacağını varsayıyoruz. Bunlardan bir tanesi işten çıkarmalardan dolayı işsiz kalan vatandaşlarımıza işsizlik ödeneğinden yararlanma imkanlarını daha farklı hale getirebiliriz, esnetebiliriz. Hem miktar hem de yararlanabilecekler bakımından bir esneklik getirebiliriz. Çünkü önemli bir sorun. Büyümeyi sağlayacak reel sektör tedbirleri yanında bir mesleklendirme olayını da devreye sokup, krize fırsat diye bakarak gençlerimizi mesleklendirecek bir sürece dahil edebiliriz. Bunu da yine pakete koyacağız. İş-Kur'un şu anda bu sene için zannediyorum projeksiyonu 100 bin gencimiz, 250 milyon bir kaynak. Bütçedeki o verimlilikleri gözden geçirdikten sonra bir kaynak üretebiliriz. Eğer üretemezsek de İşsizlik Fonundan bir kaynağı da mesleklendirmeye aktarabiliriz.
Kayıt dışında çalışan vatandaşlarımız her ne kadar prim ödememiş olsa bile onlarla ilgili özel sosyal koruma programı zaten devrede oluyor. Öyleyse kısa dönem çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, mesleklendirme programı, sosyal koruma programlarıyla işsizlik konusunda daha yoğun bir süreci başlatacağız.''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri