"İşkence tamamen yok değil"

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk ve arkadaşları Türkiye'nin her alanda atılım yapmasını yeğlediler. Özellikle AB bağlamında 1999 yılında AB ile ilgili AB organlarının Türkiye'ye yeşil ışık yapmasından sonra bir seri uyum paketleri çıkmaya başladı. Biz iktidara geldik. 9. uyum paketiyle ilgili çalışmaya devam etmektedir.
Ne yapılmak istendi uyum paketleriyle. Önce mevzuatımızı AB mevzuatına uyarlama çalışmaları başladı. İktidara gelmiş olan tüm siyasi partiler Türkiye'yi daha demokratik hale getirmeyle ilgili adımlar attılar. Daha demokratik bir Türkiye ve daha özgürlükçü Türkiye için bu adımlar atıldı ve atılacak.

Türkiye işkencenin yapıldığı bir ülke olarak görülüyordu. Ancak 2001'de Anayasa'da yapılan değişiklikler daha sonra temel yasalarımızda yapılan değişiklikler özellikle yargı önüne çıkmadan önce gözaltı süresinin 4 günle sınırlandıurılması için önemli bir adımdı. Yeni Ceza Kanunu'nun 94. maddesinde işkence suçunun cezaları ağırlaştırıldı. Adalet Bakanlığı görevine başladığım ilk aylarda bana 301'i soruyordunuz artık sormuyorsunuz.

Dşünce ve ifade özgürlüğü alanında da Türkiye önemli bir mesafe aldı. Yassalarınızı değiştirin. Zihniyetler değişmedikçe yaptığınız çalışmalar yarım kalıyor. O bakımdan yapmış olduğumuz yasal düzenlemeleri uygulamaya yansıtmamız gerekir. Ancak yaptığımız yasal düzenlemeleri yüzde 100 yansıtmak zaman gerektiriyor. Yeni duruma kamu görevi yapan personelimizin uyum sağlaması gerekiyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler'inden Türkiye işkence listesinden çıktı. Ama işkence olayı tamamen yok değil. Örneklerinden biri de cezaevinde işkence görüp hayatını kaybeden genç vatandaşımızda gördük.

Bana verdikleri bilgi notunda işkence iddialarının ciddi bulunduğu ve ilk elde ettikleri bilgilerde sorumlu gördükleri 19 kişinin açığa alınması kararını verdiklerini söylediler. İfade alma çalışmalarının büyük hızla devam ettiğini söylediler. İşkenceden bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği dünya kamuoyunda duyulması çok üzücü.

Teröristler bizim güvenlik güçlerimizi düşman olarak görüyor ama biz onları suçlu olarak görüyoruz. Cezaevlerindeki görevli arkadaşlarımız da suçlulara devlet erkine yakışır biçimde davranması gerekir. Ceza İnfaz Kurumlarında görev arkadaşlarımızdan bunu rica ediyoruz. Teftiş Kurulu raporunu verecek. Bu yargıya intikal edecek.