Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Türkiye'nin büyük bir değişime hazırlandığını belirtti. Kentsel dönüşüm projesiyle İstanbul başta olmak üzere tüm kentlerin silüetinin değiştirileceğini vurguladı.
‘Türkiye, önümüzdeki 20 yıl boyunca bu projeleri konuşacak’ diyerek heyecanını aktaran Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, kentsel dönüşüm projesini ve bakanlığıyla ilgili hedeflerini BUGÜN’e anlattı. Önümüzdeki günlerde belediyelere kamulaştırma yetkisi verilmesi ve kat mülkiyeti alanlarında köklü yasa reformlarının hayata geçirileceğini belirten Bakan Özak şöyle devam etti:
TÜM KENTLER İÇİN GEÇERLİ
Bu reformlar sayesinde, başta İstanbul olmak üzere tüm kentler çürük ve çirkin yapılardan kurtulacak. Depremde yıkılma tehlikesi olan, görünümü çirkin olan ya da gecekondu yapılar yıkılıp, yerlerine modern binalar yapılacak. Proje sonunda çürük evi olan, aynı yerde modern eve kavuşacak. Evi olmayan uzun vadeli krediyle projeye dahil edilecek.
BAŞBAKAN’IN TALİMATI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın projeyi hızlandırma talimatı verdiğini bildiren Bakan Özak, “150 milyar dolar gerekiyorsa, o para bulunup proje yapılacak. Türkiye hem depremin yıkıcı etkisinden hem çirkin görüntüden kurtulacak" dedi. Özak, Hazine arazisi üzerine ev yapan, kaçak yapıda oturanlara yönelik hiçbir şekilde af getirilmeyeceğini özellikle vurguladı. Bakan Özak, kentsel dönüşümle ilgili sorularımızı şöyle cevapladı;
Kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık konusunda önümüzdeki dönemde neler yapacaksınız?
Türkiye’de afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasından sorumlu kurumlar birbirinden farklı. Geçen pazar bir toplantı yaptık. Orada sayın Başbakanımız bunların tek elde toplanması talimatını verdi. Türkiye’deki binaların yüzde 95’i risk altında. Bunun Yüzde 61’i depremle ilgili. Teşhis konmuş, tedaviye geçilmesi lazım. Bunun hukuki altyapısı gerekiyor. Belediyelere kamulaştırma yetkisi vereceksiniz, kat mülkiyeti yasasında önemli değişiklikler yapacaksınız. Örneğin 8 katlı bir bina var. Bir malik iyileştirme yapmak istemediğinde çivi çakılamıyor. Bu sorun bitecek.
Dönüşüm nasıl uygulanacak?
Başta İstanbul, Sakarya, Kocaeli gibi iller olmak üzere bir çok kentimizde deprem riski taşıyan bölgeler ve binalar var. Bir de çirkin yapılaşmalar ve gecekondular söz konusu. Hedefte bütün bu bölgeler ve bina grupları var. Örneğin İstanbul’da bir bölge afet riski taşıyorsa belediye orayı ‘ dönüşüm alanı’ ilan edecek. Üzerindeki tüm binaları yıktırıp yerine yenisini yaptıracak. Bölge fay hattındaysa hiç imar izni vermeyecek, park bahçe yapacak. Yapım aşamasında evsiz kalanlara ikamet için başka yerler tahsis edilecek. Bunlar arasında tapulu evi olanlara dönüştürülen bölgede yeni ev verilecek. Arsası olana arsa verilecek.
GECEKONDU SAHİPLERİ
Tapusu olmayan, kaçak ya da devlet arazisine ev yapanlar ne olacak?
İstanbul’da öyle binalar var ki, örneğin 7 katlı binanın ilk 3 katı ruhsatlı, 4 katı kaçak çıkılmış. Vatandaş Hazine arazisine gecekondu yapmış. Tıpkı tapusu olanlar gibi bunlara da yıkım aşamasında geçici olarak yer tahsis edilecek. Evler bitiminde denecek ki, ‘Aynı yerde sana da ev yaptım. Evi istiyorsan paranı öde otur.’ Hatta bunu kirada olanlara da diyeceğiz. Deprem nedeniyle İstanbul, Sakarya, Kocaeli gibi iller öncelikli olacak. Bu işe 2008’de başlamak istiyoruz. Çünkü can kaybını bir kenara bıraksak bile; ekonomik olarak deprem öncesi iyileştirmenin maliyeti 1 ise; deprem sonrası bu maliyet 6’ya çıkıyor.
Yüzbinlerce evi kim yapacak? Kaynağı nereden bulacaksınız?
Evleri TOKİ yapabilir, özel sektöre verebilirsiniz. Bunun yolları var. Örneğin arsa karşılığı müteahhitlere verilebilir. İstanbul, Ankara gibi illerde yüzde 50 pay verilerek bina yaptırmak mümkün. Tapusu olan bu yolla yeni evine kavuşur. Evi olmayanlara da ucuz konut finansmanı sağlanabilir. Devlet olarak yurtdışından kredi alırsınız, vatandaş da size öder. Uzun vade yaparsınız. Orta vadelilere de güçlendirme kredisi veriyoruz. Afet evleri hibe değil, hepsinin geri ödemesi gerekiyor.
YABANCIDAN KORKMAYALIM
Yabancıya mülk satışının hâlâ tartışılması beni şaşırtıyor. Biz 1960 sonrası Almanya’ya gittik oradan gayrimenkul aldık, ibadethanelerimizi yaptık, iş yerlerimizi açtık. Hollanda’da bir kilise mahkeme kararıyla cami olarak tahsis edildi. Bunu Türkler dışarıda yapabiliyor, yabancılar gelip alınca rahatsız oluyoruz. Türkiye’de biri gelip kilise açsa vatandaş ayağa kalkar. Oysa ben gidiyorum Avrupa’da cami açıyorum. Bu korkunun atılması lazım.
KARAYOLLARI’NA NİYE ÜZÜLEYİM
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bizden alınıp Ulaştırma Bakanlığı’na verilmesinin altında başka şeyler arayanlar var. Hatta bana ‘üzüldünüz mü?’ diye soruluyor. Neden üzüleyim. Dünyanın her yerinde Karayolları, Ulaştırma’ya bağlı. İki yıldır düşünülüyordu, bu yıl hayata geçti. Karayolları bizden, DSİ enerji bakanlığından alındı. Haberleşme ve PTT tam belli değil ama Ulaştırma’dan alınıp yeni kurulacak Bilgi ve Teknoloji Bakanlığı’na verilecek.