Gül ve Erdoğan'ın "Kürt sorununda açılımlar olacak" ve "Kürt sorunu için tarihi fırsat" sözleri ile ilgili kulislerde yeni Kürt açılımında "Almanya Modeli" üzerinde durulduğu konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Kürt sorununda açılımlar olacak" ve "Kürt sorunu için tarihi fırsat" sözlerinin arkasında Almanya modelinin olduğu ortaya çıktı.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına da zaman zaman katılan üst düzey bir yetkili "Çok yakında bazı açılımlar olacak. Bunlar, Avrupa'daki Türkler için biz ne istiyorsak onları kapsıyor. Mesela oradaki Türkler kendi çocuklarına istedikleri ismi koyabiliyor, istediği dili öğrenmesini sağlıyor, kendi kültürlerini yaşıyorlar. Almanya'daki, Avusturya'daki Türklerin haklarını artık biz de Kürt kökenli vatandaşlarımıza sağlamalıyız" dedi. Sabah'ın haberine göre "Almanya Modeli" olarak nitelendirilen önerinin satır başları şöyle:
İSİM: Avrupa'daki Türkler, istedikleri isimleri koyabiliyorlar ancak Türkiye'deki Kürtler içinde "q, w, x" geçen isimleri kullanamıyor.
DİL: Avrupa'daki Türklerin kendi dillerini öğrenme hakkı var. Türklerin çocuklarına Almanca'nın yanı sıra bazı okullarda Türkçe eğitimi de veriliyor. Bu şekilde Türkiye'de Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması gündeme gelecek.
DİN: Almanya'daki Türklerin dini özgürlükleri var. Başta, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği olmak üzere dini ibadetlerini örgütlenerek yapabiliyor.
ÖRGÜTLENME: Avrupa'daki Türklerin örgütlenme hakkı var, istedikleri derneğe üye olabiliyorlar, kendi dillerinde pankart taşıyabiliyorlar. Kürtler de aynı haklara sahip olacak.
TV: Türklerin Almanya ve AB ülkelerinde Türkçe yayın yapan radyo, televizyon ve gazeteleri bulunuyor. Aynı şekilde Kürtçe yayının önündeki engeller kaldırılacak.
NE DEMİŞLERDİ?
Cumhurbaşkanı Gül, Prag'a hareket ederken yaptığı açıklamada, "'Sadece dış politika bağlamında değil, içeride terör açısından da bu fırsat yılı kaçırılmamalıdır. 2009'da ana sorunlarda adım atmalıyız" demişti. Ardından dönüş yolunda gazetecilere, "İyi gelişmeler olması lazım. Herkes, işin, çok daha farkında. Böyle bir ortamda iyi şeyler olur. Bu fırsatın kaçmaması lazım" ifadesini kullanmıştı.
Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Başbakan Erdoğan ile yaptığı 1 saatlik görüşmenin ardından dün şunları yazdı: "Daha önce Kürt sorununun kültürel ve kimlik boyutunda çok kapalı durduğu konuları daha fazla konuşulabilir bulmaya başladığı izlenimine de sahibim Başbakan'ın. Bazı sembolik adımlar, mesela Kürtçe ismi değiştirilen köy, mezra vs. isimlerinin geri verilmesi gibi konularda adımlar gelebilir, aynı şekilde yerel TV'lerdeki Kürtçe yayın saati kısıtlaması da gözden geçirilebilir."
KÜRT AÇILIMINDA PAZARLIK KAYGISI
AKP hükümeti, PKK militanlarını dağdan indirmek için kapsamlı bir açılım üzerinde çalışırken örgüt liderlerinden Murat Karayılan’ın yaptığı açıklamalar kafaların karışmasına neden oldu. Karayılan’ın açıklamaları Ankara’da ayrıntıları ile değerlendirmeye alınırken hükümet, atılacak adımların “PKK ile pazarlık yapılıyor görüntüsü” ortaya çıkarmasından kaygı duyuyor. Yeni düzenlemede, dağdan inişi kolaylaştırmak için ihbar ve pişmanlık gibi teröristlerin çekince gösterdiği koşulların kaldırılması öngörülüyor.
Edinilen bilgilere göre, Kürt açılımının odak noktasını Türk Ceza Yasası’nın (TCY) etkin pişmanlığı düzenleyen 221. maddesi oluşturacak. 221. madde, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz” ve “Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz” maddelerini kapsıyor.
Ancak teröristlerin teslim olmasını hızlandırmak için uygulamaya konulması öngörülen yeni düzenlemede “ihbar” ve “pişmanlık” koşulları kaldırılacak. Böylece terör eylemlerine katılmadığı Türk makamları tarafından da saptanmış olan PKK militanları silahlarını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olurlarsa, dağdaki arkadaşını veya Türkiye içindeki militan kadroları ihbar etmek zorunda kalmayacağı gibi “pişmanlık ifade etmek” zorunda da olmayacak.
Öngörülen düzenleme terör örgütünün dağdaki yönetim kadrosunu ve örgütün kurucularını kapsamıyor. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek. Ancak açılımın sonuç vermesi durumunda örgütün lider kadrosunun İsveç veya Norveç gibi Kuzey Avrupa ülkelerine mi gönderileceği, yoksa belirli bir formül çerçevesinde Irak’ın kuzeyinde mi kalacakları konusu henüz netleşmedi.
Örgütün halen dağ kadrosunda bulunan militanların üçte birinden fazlasının İran, Irak ve Suriye uyruklu olması, bu militanlar üzerinde Türkiye’nin etkisini tamamen sıfırlarken öngörülen aftan yararlanabilecek militan sayısının ise 3 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.