Eğitim hayatına 1996 yılında başlayan Fatih Üniversitesi'nde 2008 yılında kurulan Hukuk Fakültesi'nin dekanı olan Prof. Dr. Osman Kaşıkçı, geçtiğimiz sene ek kontenjandan 50 öğrenci aldıklarını, bu sene de YÖK'ün belirlediği 50 kontenjanlarını doldurduklarını ifade etti. Genç bir fakülte olmalarına rağmen Fatih Üniversitesi gibi güçlü bir eğitim kurumunun çatısı altında olmanın avantajını yaşadıklarını belirten Kaşıkçı, bu sayede yeni olmanın dezavantajını büyük ölçüde yaşamadıklarını aktardı. "ÖĞRENCİLERİMİZİN HAKİM VE SAVCILIK SINAVINI KAZANDIRMA SÖZÜ VERDİK" Hukuk fakültesi olarak en önemli amaçlarından birinin akademisyen, diğerinin ise hakim ve savcı yetiştirmek olduğunu dile getiren Kaşıkçı, öğrencilerinin hakimlik ve savcılık sınavını kazandırmakta zorlanmayacağını belirtti. Bu amaç doğrultusunda kurslar düzenleyeceklerini anlatan Kaşıkçı, "Şu an birinci sınıfımız var. Dördüncü sınıfın yaz tatilinde hakimlik savcılık için kurs düzenleyeceğiz. Şu andaki arkadaşlarımız en az 5 yıldır çeşitli yerlerde hakimlik savcılık kursu vermiş arkadaşlarımız. Şu anda en başarılı üniversite öğrencilerinin yüzde 25'ine hakimlik savcılık sınavını kazandırabiliyor. Biz 'Yüzde 75 yapacağız' dedik. Çok iddialı bir şey. İlk 1000'den gelen öğrencileri iyi bir eğitim aldıktan ve bunun daha sonrasında bir kursla tamamladıktan sonra bunun olmaması için bir sebep yok. Biz bunu biliyoruz. 'Çok fantastik olsun, havamız olsun' diye bu hedefi seçmedik. Ben 15 senedir bu işin içindeyim. Üniversitemiz yeni ama hocalarımız yeni değil. Kendi alanlarında tecrübeli, uzman ve öğrencilerimize birikimlerini aktaracak kadar kapasiteli durumda." ifadelerini kullandı. Hukuk Fakültesi için modern bir mahkeme salonu inşaatına başladıklarını ve öğrencilerin bu salonda pratik yapma imkanı da bulacağını vurgulayan Kaşıkçı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun için harika bir dizayn yapılıyor. Derslerin pratiklerini orada yapacağız. Öğrenci adliyelerde davaları başından sonuna kadar izleyemiyor. Genelde 1 duruşmayı izler onda da bir şey anlamayabilir. Öğrencileri tabii ki adliyelere götürüp göstereceğiz ama bir davayı başından sonuna kadar takip etmeleri çok zor. Bu yüzden öğrenciler mezun olduktan sonra 'sudan çıkmış balık' gibi şaşkına dönüyor. Biz bir dilekçenin nasıl yazıldığından başlayarak, onun hakimin huzuruna nasıl geldiğini, daha sonra duruşmaya nasıl başlandığını bir davadaki tüm süreçleri uygulamalı olarak göstereceğiz. Acemiliklerini burada atacaklar. Cüppelerini burada giyecekler." diyerek sözlerini tamamladı. |